20. Hukuk Dairesi 2013/482 E. , 2013/7020 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü 146 ada 40 parsel sayılı 3897,91 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, hali arazi niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacı gerçek kişi, bu taşınmazın 2000 m2"lik bölümünün kendi zilyetliğinde olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu parselin (A) harfli 1250,42 m² bölümünün davacı adına, (B) harfli 2647,49 m² bölümünün Hazine adına tapuya tesciline ilişkin verilen karar, davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle;
Dairenin 04.06.2009 gün 2009/4888-9213 sayılı kararı ile “...dava konusu taşınmazın orman sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, kadastro tesbit tarihinden 15 - 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritaları dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, ayrıca taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından ve tesbit bilirkişilerinden sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, taşınmazın eski ve yeni niteliği konusunda jeoloji mühendisinden de ayrıntılı rapor alınmalı, keşif sırasında taşınmazı çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dava dosyası içine konulmalı, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı belirlenmeli...” denilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, husumet nedeniyle davanın REDDİNE, dava konusu taşınmazın tesbit gibi tesciline ve davalı Hazine yararına 100.- TL vekalet ücreti takdirine karar verilmiş, hüküm, davalı Hazine vekili tarafından vekalet ücretine ilişkin temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 07.08.2001 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporuna göre, mahkemece davanın reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; kendisini vekil ile temsil ettiren davalı Hazine yararına takdir edilen vekalet ücreti 3402 sayılı Kanunun 31/3. maddesi uyarınca takdir edilmesi gerekirken, hüküm yerinde kamu tarafından açılan davalarda uygulama kabiliyeti bulunan 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının 4. bendinin 1. satırında geçen “36/A “ madde numarası kaldırılarak, bunun yerine, “31/3” madde numarasının yazılması suretiyle düzeltilmesine ve 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K."nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA 24/06/2013 günü oy birliği ile karar verildi.