Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1315
Karar No: 2020/718
Karar Tarihi: 01.06.2020

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/1315 Esas 2020/718 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı vekili, davalı tarafından genel kredi sözleşmesine dayalı olarak icra takibi başlatıldığını ve imzaların kendisine ait olmadığını iddia ederek yargılamanın yenilenmesini talep etti. İlk derece mahkemesi davacının bu iddialarının hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra yapıldığını belirterek davanın reddine karar verdi. Bunun üzerine davacı vekili istinaf başvurusunda bulundu ancak istinaf başvurusu da reddedildi. Kanun maddeleri olarak HMK'nin 353/1-b-1 maddesi açıklandı.
19. Hukuk Dairesi         2018/1315 E.  ,  2020/718 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi


    Taraflar arasındaki yargılamanın yenilenmesi davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonucunda verilen kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi tarafından verilen davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine yönelik kararın süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, davalı tarafından genel kredi sözleşmesine dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, takipte tebligatın davacının babası tarafından alınarak yurtdışında bulunan davacıyı haberdar ettiğini, davacının konsolosluk aracılığıyla avukata vekâletname verdiğini, avukatın takibe itirazının genel olduğunu, imzaya itirazda bulunulmadığını, davacının maaşına haciz konulması üzerine yurda döndükten sonra evrakları gördüğünü, imza ve yazıların kendisine ait olmadığını ancak 08.01.2016 tarihinde öğrenebildiğini, yasal üç aylık sürede davasını açtığını, davacının dava konusu sözleşme ile limit artırım tarihine ilişkin evrakların imza tarihinde askerde olduğunu ve izin kullanmadığını iddia ederek, yargılamanın yenilenmesini, Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/9 esas ve 2009/157 karar sayılı ilamının ortadan kaldırılmasını, davanın davacı bakımından reddini, davalının icra inkâr tazminatı ödemesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davaya cevap vermemiş, duruşmadaki beyanında yargılamanın yenilenmesi koşulları oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, davacının yargılamanın yenilenmesi talep olunan dosyadan başından beri haberdar olduğu, icra dosyasından başlamak üzere vekille temsil edildiği, gerekli itirazları vekil aracılığıyla yaptığı, gerek takip talebinde, gerekse dava dosyasında sözleşme örneklerinin mevcut olduğu, davacının yurtdışında olsa bile vekâletname göndererek davasını vekil aracılığıyla takip ettiğine göre hakkındaki davanın mahiyetini ve davanın dayanağını bilmemesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, davanın mahiyetini vekiline sorarak öğrendiğinde dava dayanağının 01.08.2005 tarihli kredi genel sözleşmesi olduğu bilgisini aldığında bu tarihli bir sözleşme imzalamadığını bilmemesinin düşünülemeyeceği, davacının bizzat icra dosyasını ve dava dosyasını takip etmesi de gerekli olmayıp, vekili aracılığıyla dava dosyasını takip etmekle dosyadaki tüm bilgilere ve özellikle davanın dayanağı sözleşmeye vakıf olduğu, haberdar olduğunun kabulü gerektiği, bu durumda icra dosyasına yapılan itiraz tarihi, cevap tarihleri nazara alındığında en azından bu tarihlerde dava dayanağı sözleşmedeki imzanın davacının kendisine ait olup olmayacağını bilebileceği, varsa bir sahtelik ve hilenin bu tarihte farkına varacağının anlaşıldığı, takip tarihi ve dava tarihi nazara alındığında üç aylık hak düşürücü sürenin geçtiği, davanın mesmu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince, davacının hakkında yapılan icra takibinden ve sonrasındaki yargılama aşamasından en başından beri haberdar olduğu, tüm bu aşamalarda kendisini vekille temsil ettirdiği, gerekli tüm itirazları vekili aracılığı ile yaptığı, dolayısıyla vekilinin kendisine dava ve takip konusu genel kredi sözleşmesinden bahsetmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacının belirtilen tarihte bir kredi sözleşmesine kefil sıfatıyla imza atıp atmadığını bilebilecek ve aksi kanaatte olması durumunda imzanın kendisine ait olamayacağını bildirebilecek konumda bulunduğu, ayrıca takip ve dava tarihi nazara alındığında hak düşürücü sürenin de geçirildiğinin anlaşıldığı, mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçeleriyle davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, işbu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar HMK.’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddi kararı olup, mahkemece kanunî tabir olan “esastan reddine” yerine sadece “reddine” yazılması doğru değildir. Ancak bu husus sonucu etkilemediğinden müteakip uygulamalar açısından emsal teşkil etmek üzere eleştirilmekle yetinilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2018/47 esas ve 2018/191 karar sayılı ve 20.02.2018 tarihli kararının ONANMASINA, dosyanın Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, karardan bir örneğin bilgisi için Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 01.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi