
Esas No: 2014/8190
Karar No: 2014/6386
Karar Tarihi: 20.05.2014
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/8190 Esas 2014/6386 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BEYKOZ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/02/2014
NUMARASI : 2013/54-2014/59
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında G.. Mahallesi çalışma alanında bulunan 1834 ada 21 parsel sayılı 297,36 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine 6831 sayılı Kanun"un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır, iş bu taşınmaz bahçe üzerindeki 2 katlı kargir ev 30 yıldan beri R.. A.."ın kullanımındadır şerhi yazılarak bahçe vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar L.. G.. ve K.. A.. miras yoluyla gelen hakka dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 1834 ada 21 parsel sayılı (eski 314 ada, 17 parsel sayılı) taşınmazın beyanlar hanesine "iş bu taşınmaz bahçe üzerindeki 2 katlı kargir ev 30 yıldan beri Hüseyin oğlu R.. A.."ın kullanımındadır," ibarelerinin kaldırılarak yerine "iş bu taşınmaz bahçe üzerindeki 2 katlı kargir ev 30 yıldan beri Hüseyin evlatları davacılar L.. G.., K.. A.. ile davalı R.. A.."ın kullanımındadır." belirtilmek suretiyle şerhine, karar verilmiş; hüküm, davalı R.. A.. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, niteliği itibariyle kullanım kadastrosu sırasında Hazine adına tespit ve tescil edilerek beyanlar hanesinde davalının kullanımında olduğuna ilişkin şerh verilen taşınmazın beyanlar hanesinde muris Şükriye"nin tüm mirasçılarının zilyet olduğunun gösterilmesi istemiyle açılmış olup, kesinleşen kullanım kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Mahkemece; dava konusu taşınmazın tarafların murisi Ş.. A..."dan intikal ettiği sunulan noter satış vaadi sözleşmesi ile davacılar ile davalının satış vaadi bedeli üzerinden anlaştıkları, davalı tarafının sözleşmede vaad edilen bedelin ödendiğine dair iddiasını ispat edemediği, zilyetliğin devrinin sadece noter kayıtlarında kaldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemece varılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemiştir. Davalı dava konusu taşınmazdaki davacılar payını satın aldığı iddiasını ileri sürmüş buna ilişkin olarakta düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini sunmuştur. Esasen mahkemece de dava konusu taşınmazın noter satış vaadi sözleşmesine konu olan taşınmaz olduğu kabul edilmiş ancak satış vaadinde belirtilen bedelin davacılar tarafına ödenmediği gerekçesine dayanılmıştır. Nitekim 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 13/son maddesi hükmü gereği noter huzurunda düzenlenen satış vaadi sözleşmeleri teknisyen huzurunda verilen muvafakat sayılır. Bu hususun aksini iddia edenin aynı nitelikte yazılı bir belge ile iddiasını ispat etmesi
gerekir. Somut olayda davalının tutunduğu noter satış vaadi sözleşmesinde davacı ve davalılar taraf olup satış vaadi sözleşmesi içeriğine göre “davacılar taşınmazdaki ve üzerinde bulunan bilimum binalardaki miras hak ve hisselerinin tamamını 1700 TL bedelle davalıya satmayı vaat ettiklerini, satış vaadi bedeli olan 1700 TL"yi kendisinden nakten ve tamamen aldıklarını, davalı R.. A.."da satış vaadi bedeli olan 1700 TL"nin tamamını kendilerine hisseleri oranında ödediğini bildirmişlerdir. Davalının dayanağı düzenleme şeklindeki noter satış vaadi sözleşmesinde davacılar satış vaadi bedelini aldıklarını bildirmiş olup bu hususun aksini ise aynı kuvvette başka bir yazılı belge ile kanıtlayamamışlardır. Hal böyle olunca mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz, davalı R.. A.."ın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
20.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.