3. Hukuk Dairesi 2015/16888 E. , 2016/4448 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin davalıların murisinden intikal eden taşınmaz hisselerini 09.02.1993 tarihli adi yazılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, satış bedeli olan 30,00 TL"yi peşin olarak ödediğini, davalıların taşınmazın zilyetliğini müvekkiline teslim ettiğini ancak tapuda devir işlemini yapmadıklarını iddia ederek, müvekkilinin taşınmaz satış bedeli olarak teslim ettiği paranın karar tarihindeki değerinin ülkemiz enflasyon durum, altın ve dövizlerin artış miktarı da nazara alınarak hesaplanması ve bu miktarın davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafın iddia ettiği gibi bir gayrimenkul satış sözleşmesinin bulunmadığını, zira bulunuyor olsa dahi talebin zamanaşımına uğradığını, davacının iddia ettiği satış senedini henüz dosyaya sunmadığını, bu belgenin mahkemeye ibraz edilmesinden sonra, imzaların sahteliği ile ilgili savunma haklarını saklı tuttuklarını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, 19.692,40TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, faize yönelik fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak;
Somut olayda; taraflar arasındaki taşınmaz satış sözleşmesi nedeniyle, davacı tarafından davalıya 1993 yılında 30TL ödendiği, ancak tapuda resmi satışın yapılmadığı anlaşılmakta olup, satış tarihi itibariyle tapulu olan taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir. (MK.706, BK.213, Tapu K.26 ve Noterlik K.60 maddeleri) Bu durumda taraflar sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre karşılıklı olarak verdiklerini iade ile yükümlüdürler. Bununla birlikte davacı, satın almış olduğu taşınmazı iade etmeden ödediği satış bedeli için faiz talep edemez.
Mahkemece bu hususa dikkat edilmeden, asıl alacağın dava tarihinden itibaren tahsiline karar verilmiş olması doğru değilse de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 1.fıkrasından "" 19.692,40 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, faize yönelik fazlaya ilişkin istemin reddine"" ifadelerinin çıkartılarak yerine "" 19.692,40TL alacağın, davaya konu taşınmazın iade edildiği tarihten itibaren faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine"" ifadesi eklenmek suretiyle düzeltilmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.