
Esas No: 2014/1847
Karar No: 2014/6377
Karar Tarihi: 20.05.2014
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/1847 Esas 2014/6377 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : VAKFIKEBİR SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/12/2013
NUMARASI : 2013/397-2013/690
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “davacının aktif dava açma ehliyetinin olup olmadığı üzerinde durulması, satış senetlerinin taşınmazı kapsayıp kapsamadığının belirlenmesi, R.. Ç.. mirasçıları arasında paylaşma yapılıp yapılmadığının araştırılması gereğine ve davacı ile davalı arasında amca yeğen şeklinde hısımlık ilişkisi bulunduğu halde davalının TMK"nın 1023. maddesi anlamında iyiniyetli olduğu kanaatine varılmasının isabetsizliğine" değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı H.. Ç.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmuştur. Kural olarak bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar. Öte yandan bozma dışında kalan yönler ise kesinleşir. Bozma kararına uyulmakla davacı yararına kazanılmış hak doğmuştur. Mahkemece davalının taşınmazı iyiniyetle iktisap ettiği ve TMK"nın 1023. maddesi gereği bu iyi niyetinin korunması gerektiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de mahkemece yapılan inceleme ve araştırma yetersizdir. Nitekim mahkemece uyulan önceki günlü bozma ilamında davalının kardeşleri arasında yapılan miras payının devrine ilişkin işlemi bilebilecek durumda olduğu, bu halde tapu kütüğüne iyi niyetle dayanarak taşınmazı iktisap ettiği yolundaki savunmasına itibar edilmesinin mümkün bulunmadığı kabul edilmiş, bozma sonrası yapılan yargılamada da bu durumun aksi kanıtlanamamış olup dolayısıyla mahkemenin davalının iyi niyetli alıcı olduğundan bahisle davanın reddine karar vermesi usul ve yasaya uygun düşmemiştir. O halde mahkemece davanın esasına girilip incelenmesi, davacının iddiası doğrultusunda dava konusu taşınmazdaki Ayşe ve Döne paylarının davacının miras bırakanı Recep"e satılıp satılmadığının belirlenmesi, bu belirleme yapılırken satış senetlerinin yerine uygulanması, senet tanıkları taşınmaz başında dinlenilerek satış olgusunun var olup olmadığının kesin olarak belirlenmesi gerekir. Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma sonunda taşınmazın tespit malikleri Ayşe ve Döne"nin taşınmazdaki paylarını davacının miras bırakanı Recep"e sattıkları kanıtlandığı takdirde, Recep mirasçıları arasında usulüne uygun bir taksim olup olmadığı, yapılan taksim sonunda taşınmazın davacı payına isabet edip etmediği araştırılmalı, yapılacak bu araştırmaya göre davacı H.. Ç.."ın dava açma hakkının bulunup bulunmadığı belirlenmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı H.. Ç.. vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 20.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.