(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi 2012/11887 E. , 2013/16514 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asil ... ile davacı vekili avukat ..."nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, . Devlet Hastanesi"nde 25.03.2002 tarihinde Anestezi teknikeri olarak işçi statüsünde çalışmakta iken 14.11.2003 tarihinde memur kadrosuna geçirildiğini, ... Kanunu"na tabi olarak çalıştığı dönemde Türkiye ... İşçileri Sendikası"na üye olduğunu ve TİS"e göre hak ettiği alacaklarının ödenmemesi nedeni ile davalıya vekaletname vererek, işçilik döneminde hakettiği alacaklarının (TİS ücret farkı, ikramiye, sosyal yardım, hizmet zammı, konut yardımı, vasıta yardımı, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti ve yıllık izin ücreti) alınması için dava açmasını istediğini, davalının ... 3. ... Mahkemesi"nin 2004/1056E. Sayılı dosyası ile fazla mesai ve genel tatil ücreti talepli dava açtığını ancak üyelikten doğan diğer hak ve alacaklarının talep edilmediğini, talep edilen alacak kalemleri ile ilgili olarak da yanlış olarak yasal faiz istenildiğini, daha sonra ilk davanın hatalı açıldığı yönündeki uyarılar üzerine davalı tarafından bu defa ... 7. ... Mahkemesi"nin 2006/368E. Sayılı dosyası ile TİS ücret farkı, ikramiye, sosyal yardım, hizmet zammı, giyim yardımı, konut yardımı ve bakiye fazla mesai alacağı ile genel tatil ücreti alacağı davasının açılıp, derecattan geçerek kesinleştiğini, bu davada da tüm alacak kalemlerine
en yüksek banka mevduat faizi talep edildiğini, oysa talep edilen alacaklardan TİS ücret farkı, ikramiye, sosyal yardım, hizmet zammı, giyim yardımı, konut yardımı alacaklarının TİS"den kaynaklanması nedeniyle talep edilen faizin en yüksek işletme kredisi faizi olması gerektiğini, fazla mesai ve genel tatil alacaklarına ise en yüksek banka mevduat faizi talep edilmesi gerektiğini, hatalı istenen bu faiz türlerinin ıslah dilekçesi ile de düzeltilmediğini, bilahare talep edilen bu faizlere göre hesaplanan ve ayrıca başka hatalar da barındıran bilirkişi raporuna da itiraz edilmediğini, sonuçta hak ettiği paraların davalının kusuru ve ihmali sonucu ödenmediğini iddia ederek, dava açılmadan önce, oluşan 25.000,00TL zararının talep edilmesine rağmen davalının ödemeye yanaşmadığını belirtmiş ve oluşan zararından, fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydı ile, 9.000,00TL"sinin temerrüt tarihi olan 07.06.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş olup, 06.01.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını 36.615,99TL olarak artırmıştır.
Davalı, davacı tarafından ileri sürülen iddiaları kabul etmediğini belirtmekle birlikte, açılan davalarda davacı adına faiz talebinde yanıldığı kabul edilse bile, davacının faizden kaynaklanan alacak hakkının ilgili kurumdan talep edilebilecekken kendisinden talep edilmesinin yersiz olduğunu ayrıca, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi"nin emsal kararlarından anlaşılacağı üzere işletme kredi faiz oranlarının devlet bankalarının uyguladıkları faiz oranlarının dikkate alınması suretiyle hesaplanacağından bu hesaplama ile en uygun yüksek mevduat faiz oranları arasında fark bulunmadığını, kendisinin dava dışı 3. kişilerin vekili olduğu diğer davalarda talep ettiği işletme kredisi faiz oranının devlet bankalarına göre hesap edilmesine rağmen, davalı olarak aleyhine açılan davalarda özel bankaların faiz oranının esas alınmasının adaletsizlik olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, dosyaya kazandırılan 26.12.2011 tarihli bilirkişi raporu benimsenmek suretiyle, davanın kabulü ile, 36.615,99-TL nin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, bu bedelin 25.000,00TL"sine 08/06/2010 tarihinden itibaren, 11.615,99TL"sine de 06/01/2012 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davaya konu uyuşmazlıkta, davalının davacının vekili sıfatıyla, davacının TİS"den doğan alacaklarının tahsili amacıyla dava açtığı, açılmış olan bu davada TİS"den kaynaklanan alacaklar için talep edilecek faizin en yüksek işletme kredisi faizi olması gerekirken, tüm alacak kalemlerine en yüksek banka mevduat faizi talep ettiği ve bu
şekilde davacının zararının doğduğu hususu tartışmasızdır. Tartışmalı olan husus, davalının bu zarardan sorumlu olup olmadığı veya sorumluluğunun ne kadarla sınırlı olduğudur. Davalı vekil savunmasında, dava dışı 3. kişilerin vekili olarak takip ettiği dava dosyalarını örnek göstermiş ve o dosyalarda en yüksek devlet bankası kredilerine uygulanan faiz oranının esas alındığını, oysa kendi aleyhine açılan ... bu davada özel bankaların da faiz oranlarının dikkate alındığını, bu durumun kendi aleyhine adaletsizlik doğuracağını belirtmiştir. Hal böyle olunca, davalının daha önceki dosyaları örnek göstermesi üzerine, mahkemece bu husus üzerinde durularak, bilirkişilerden ek rapor alınması ve inceleme sonunda hasıl olacak sonuca göre hüküm tesisi gerekirken, eksik incelemeye dayanan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 543.75 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.6.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.