9. Hukuk Dairesi 2014/4111 E. , 2014/7301 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, ... ..."nden temizlik işlerini ihale ile alan firmalarda temizlik işçisi olarak 1995 yılı başından 16.09.2009 tarihine kadar aralıksız olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin emeklilik nedeni ile sona ermesine rağmen kıdem tazminatının ödenmediğini, çalıştığı süre boyunca yıllık izin kullanmadığını ve karşılığı ücretlerinin de ödenmediğini, haftanın 6 günü çalıştığı halde hafta tatili ücretinin ödenmediğini, resmi bayramlar ile dini bayramların 2. gününden itibaren çalışmasına rağmen karşılığı ücretlerinin ödenmediğini iddia ederek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının istifa ederek işten ayrıldığını, işçilik alacaklarından alt işverenlerin sorumlu olduğunu, aralarında organik bağ bulunmadığını, davacının yıllık izinlerini kullandığını, diğer taleplerinin de yersiz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davalının asıl işveren konumunda olduğu ve davacının iş aktini yaşlılık aylığı almak amacı ile haklı nedenle feshettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2011/ 4285 E, 2013/11627 K sayılı ilamı ile “ davacının olağan dışı ulusal bayram ve genel tatil çalışmasını ispatlayamadığı gözönüne alınmaksızın talebin kısmen kabulü, izin talep formlarındaki imzaların davacıya gösterilip, aidiyetinin belirlenmesi halinde bu dönemlerde izin kullandığı kabul edilerek bakiye yıllık izin ücretinin hesaplanması gerekirken tüm süreye göre hesap yapılması, ıslah edilen alacaklara faiz talep edilmemesine rağmen bu alacaklara da faiz yürütülmesi hatalı olduğu ” gerekçeleriyle bozulmuş Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz
Kararı davalı ... temyiz etmiştir.
E) Gerekçe
Mahkemece davacının iş akdinin emeklilik nedeniyle sona erdiği kabul edilmiştir.Bozma öncesi karar da kıdem tazminatına dava tarihinden faiz yürütülmesine rağmen bozma sonrası verilen kararda fesih tarihinden faiz yürütülmüştür.
4857 sayılı İş Kanununun 120 nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte bulunan 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin onbirinci fıkrası hükmüne göre, kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir. Faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır. İş sözleşmesinin ölüm ya da diğer nedenlerle son bulması faiz başlangıcını değiştirmez. Ancak, yaşlılık, malullük aylığı ya da toptan ödeme almak için işyerinden ayrılma halinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa başvurduğunu ve yaşlılık aylığı bağlandığını belgelemesi şarttır. Bu halde faiz başlangıcı da anılan belgenin işverene verildiği tarihtir.
Yaşlılık aylığı bağlandığına ilişkin belge işverene bildirilmemişse, işverence kıdem tazminatı olarak ilk taksitin ödendiği tarih bakiye kıdem tazminatı için faiz başlangıcı sayılmalıdır. Böyle bir taksit ödemesi de olmadığı durumlarda faiz başlangıcı, davanın açıldığı ya da icra takibinin yapıldığı tarihtir.
Yargılama sırasında davacı tarafından, yaşlılık aylığı bağlandığına ilişkin belgenin işverene verildiği ispatlanmış değildir. Bu sebeple kıdem tazminatına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken fesih tarihinden faiz yürütülmesi hatalı olup bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün HMK. nun geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK. nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
3- Dairemizin 2011/ 4285 E, 2013/11627 K sayılı ilamı ile ıslahla arttırılan miktarlara ıslah dilekçesinde faiz talep edilmemesine rağmen faiz yürütülmesinin hatalı olduğu belirtilerek bozma sebebi yapılmasına ve Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen bozma gerekleri yerine getirilmemiştir.
Davacının ıslah dilekçesinde faiz talebi olmamasına rağmen ıslah ile artırılan miktarlara faiz yürütülmesi 6100 Sayılı HMK. nun 26. maddesine aykırı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün HMK. nun geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK. nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
F) Sonuç:
1- Hüküm fıkrasının 1. bendindeki “ Brüt 12.129,99 TL kıdem tazminatının aktin feshi tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, ” cümlesinin çıkarılarak yerine “ 1) 100 TL brüt kıdem tazminatının dava tarihi 04.02.2010 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte ıslahla arttırılan brüt 12 029.99 TL nin ıslahda faiz talebinde bulunulmaması sebebiyle faizsiz olarak davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, ” cümlesinin yazılmasına hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.