Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/25260 Esas 2019/10217 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/25260
Karar No: 2019/10217

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/25260 Esas 2019/10217 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/25260 E.  ,  2019/10217 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    K A R A R
    Davacı, davalı ... Belediyesi tarafından ... 1771 ada 13 parsel (daha sonra 1991 ada 13 parsel olan) sayılı taşınmazın 15/10/2002 tarih ve 2002/0808 karar sayılı encümen kararı ile kendisine satıldığını, ... Hazinesi adına ... Mal Müdürlüğü tarafından kendisine tapu iptali tescil davası açılarak tapu kaydının iptal edildiğini, mülkiyet hakkının sona erdiğini, taşınmazı satan ve bedelini alan davalının zapta karşı tekeffül yükümlülüğü olduğundan bahisle 1991 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tam zaptı nedeniyle 30/01/2012 tarihindeki rayiç değeri, hükmedilen tüm yargılama giderleri, tapuda intikal masrafları, mal müdürlüğü tarafından talep edilen ecrimisil toplamı karşılığı olarak, 10.000,00 TL belirsiz alacağın 30/01/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ... Belediyesinden tahsiline karar verilmesini istemiş, 20.04.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 38.711,21 TL’ye çıkartmıştır.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile; 10.000,00 TL"nin 30.01.2012 tarihinden itibaren bakiye 28.711,21 TL"nin ise ıslah tarihi olan 20.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davacı, davalının encümen kararı ile kendisine sattığı taşınmaz için daha sonra tapu iptali tescil davası açılarak tapu kaydının iptal edildiğini, taşınmazın tam zaptı nedeniyle 30/01/2012 tarihindeki rayiç değeri, gider ve masrafları ile birlikte 10.000,00 TL’lik belirsiz alacak davası açılmış, mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde İdare Mahkemeleri’nin görevli olduğundan bahisle verilen yargı yolu bakımından verilen görevsizlik kararının davacı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 05/11/2013 tarih 2013/12292 E, 2013/15331 K sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında davacı taraf 20.04.2016 havale tarihli ıslah dilekçesi ile birlikte, talep sonucunu 38.711,21 TL’ye yükselttiklerini ifade etmiş, mahkemece ıslah edilen talep esas alınarak davanın kabulüne,10.000,00 TL"nin 30.01.2012 tarihinden itibaren bakiye 28.711,21 TL"nin ise ıslah tarihi olan 20.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Oysa ki, 04.02.1948 tarih, 10/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece, davacının ıslahtan önceki talebi dikkate alınarak sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerekirken, değinilen bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma sebep ve şekline göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bent gereğince temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 520,20 TL harcın istek halinde davacıya, 661,09 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.