15. Hukuk Dairesi 2018/330 E. , 2018/1916 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş asıl ve birleşen dosya davalısı ... vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacılar vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl ve birleşen dava, Arsa Payı Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesi"nden kaynaklanmış olup, davacılara verilmesi gereken bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptaliyle davacılar adına tesciline; mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsili ile davacılara verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davaların birleştirilip, bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen davada davacıların bedele yönelik davalarının kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Yerel mahkemenin asıl ve birleşen davanın bedel yönünden kısmen kabulüne dair verdiği, 24.03.2011 gün 2007/581 Esas, 2011/180 Karar sayılı ilk karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizin 15.11.2012 gün 2011/7525 Esas, 2012/7157 Karar sayılı ilâmı ile sair temyiz itirazları reddedilerek, 2. bentte yazılı nedenlerle davacılar, 3. bent uyarınca davalı yararına
bozulmuş, davacılar vekilinin karar düzeltme talebi üzerine Dairemizin 11.12.2013 gün 2013/1431 Esas, 2013/6668 Karar sayılı ilâmı ile bozma ilâmının 3. bendinin tamamı bozma ilâmından çıkartılmıştır.
Yerel mahkemece açılan duruşmada bozmaya uyulduktan sonra, mahallinde yapılan kesişf sonkası bilirkişilerden 03.07.2014 havale tarihli rapor ile itiraz üzerine 03.09.2015, 20.01.2016 ve 22.09.2016 havale tarihli ek raporlar alınarak dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkemece bozmaya uyulduğuna göre 09.05.1960 gün 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozmada belirtilen hususlar lehine olan taraf için usulü kazanılmış oluşturduğundan bozma uyarınca inceleme yapılması ve hüküm kurulması zorunlu hale gelmiştir. Olayda usulü kazanılmış hakkın istisnalarının varlığı ileri sürülüp ispatlanmamıştır. Bozmadan sonra yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi kurulu rapor ve ek raporları bozma içeriğine uygun ve hüküm kurmaya yeterli değildir.
Bu durumda mahkemece öncekiler dışında yeniden inşaat mühendisi, mimar ve harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif de yapılarak, davacıların her birinin malik olduğu 345/1301 er payların ki toplam 690/1301 payın davalı yükleniciye kayden verilmesi sonucunda;
Davacıların pay kayıtlarının oluştuğu 31.08.2005 tarihi itibariyle yüklenici tarafından, yasaya uygun şekilde yapılmış olan inşaattan, sözleşmede kararlaştırılan bağımsız bölüm sayısından fazla olmamak üzere arsanın konumu, arsa payları, çevredeki yapılaşma ve emsal paylaşım durumları değerlendirilerek alabilecekleri bağımsız bölüm miktarları konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, davalı yüklenici adına kayıtlı bağımsız bölümler mevcut ve davacıların hakettikleri bağımsız bölümleri karşılaması durumunda davacıların aynen ifa-tapu iptâli tescil istemleri kabul edilmesi gerekir.
Davacıların hak ettikleri bağımsız bölümleri karşılayacak miktarda davalı yüklenici adına tescilli bağımsız bölümler bulunmaması, başka bir anlatımla davacıların aynen ifa istemlerinin kabulüne olanak bulunmaması halinde davacılar, asıl ve birleşen dava tarihlerinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 106/II. maddesi hükmünce ifa yerine olumlu zararlarını isteyebilecekleri ve bu zarar da arsa sahibi davacıların hakettiği bağımsız bölümlerin onlara teslimi gereken tarih itibariyle tamamlanmış durumdaki serbest piyasa rayiçlerine göre belirlenecek bedelleri olduğu ve yüklenicinin bağımsız bölümleri davacı arsa sahiplerine teslim etmesi gereken tarih 06.09.2007 olup temerrüt bu tarih itibariyle gerçekleştiğinden, 06.09.2007 tarihi itibariyle davacı arsa sahiplerine verilmesi gerekip de verilme imkanı kalmayan bağımsız bölümlerin tamamlanmış haliyle mahalli piyasa rayiçleri ile bedeli de aynı bilirkişi kurulundan alınacak raporla gerekçeli ve denetime elverişli olarak hesaplattırılıp taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek bedellerine hükmedilmeli, asıl ve birleşen-dava tarihlerinden itibaren temerrüt faizine hükmedilmelidir.
Bu hususlar üzerinde durulmadan yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, 1.480,00"er TL duruşma vekillik ücretinin taraflardan karşılıklı olarak alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille
temsil olunan diğer tarafa verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 14.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.