MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 27.12.2006 havale tarihli dilekçesi ile, kadastro mahkemesinde açtığı dava ile; 18.01.1944 tarih 19 cilt no ve 21.04.1945 tarih 29 cilt nolu tapu kaydı ile murisi ..."a ait taşınmazların, kadastro tesbiti sırasında .... 112 ada 75 ve 97 parseller olarak toplam 14,925 m2 yüzölçümü ile tesbit edilmesine karşın, murisinden intikal eden taşınmazların yüzölçümlerinin daha fazla olduğunu iddia ederek, kadastro tesbitine itiraz davası açmıştır. Yargılama sırasında davacının dava dilekçesi açıklattırılmış, babasından kendisine intikal eden taşınmazların kadastro sırasında 112 ada 77 ve 97 parsel olarak tesbit edildiğini, ancak; tapu kapsamında kalan taşınmazın bir kısmının 112 ada 1 nolu orman parseli içinde bırakıldığını, bu sebeple orman olarak tesbit edilen taşınmazın bir kısmının kendi adına tescilini istediğini ifade etmesi üzerine, kadastro mahkemesi görevsizlik kararı vererek dosyayı asliye hukuk mahkemesine göndermiş, asliye hukuk mahkemesinde yapılan yargılama sonucu, davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava,tapu iptal ve tescile ilişkindir.
Dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde 18.11.2006 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, mahkemece, dava konusu 112 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, uzman orman bilirkişi tarafından yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada orman sayılan yerlerden olduğu ve zilyetlikle kazanılması mümkün olmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; dava konusu edilmeyen dava dilekçesine hataen yazılan 112 ada 75 ve 97 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanak asılları dosya içerisinde bulunmakta olup, kadastro tesbit tutanaklarının olağan yollardan kesinleştirilmek üzere gönderilmesi hususunda bir karar verilmemiş olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hükme son fıkra olarak “dosya içerisinde bulunan 112 ada 75 ve 97 parsel sayılı taşınmazların kadastro tesbit tutanak asılların olağan yollardan kesinleştirilmek üzere Tapu Müdürlüğüne gönderilmesine ” cümlelerinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K."nun 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 20/06/2013 günü oy birliği ile karar verildi.