8. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/6259 Karar No: 2011/7353 Karar Tarihi: 20.12.2011
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/6259 Esas 2011/7353 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Yusuf Turanç ve diğerleri, kadastro sırasında yol olarak tespit edilmeyip tapu dışı bırakılan taşınmazları tapuya tescil ettirmek için dava açtılar. Mahkeme, taşınmazların tespit dışı bırakıldığı tarihten dava açıldığı tarihe kadar 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığını belirterek davayı reddetti. Ancak, davacıların hakkı kadastro tutanağı düzenlenmemiş olsa bile dava açılmadan önce kadastro mahkemesinde uyuşmazlık çıkarmaya yetkiliydiler ve bu nedenle davanın makul süre içinde açıldığı kabul edilerek hesaplanması gerektiği belirtildi. Ayrıca, TMK 713/3. maddesi gereği Hazinenin davaya katılması da göz önünde bulundurulmalıdır. Kadastro kanununda belirtilen maddeler 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesidir.
8. Hukuk Dairesi 2011/6259 E. , 2011/7353 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tespite itiraz
Yusuf Turanç ve müşterekleri ile ... aralarındaki tespite itiraz davasının reddine dair Alanya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 01.09.2008 gün ve 598/784 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar ... ve arkadaşları vekili, kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik hukuki nedenine dayanarak kadastro sırasında yol olarak tespit dışı bırakılan tapusuz taşınmaz bölümlerinin vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı ... temsilcisi, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kadastroca tespit dışı bırakıldığı tarihten dava tarihine kadar kazanmaya yeterli 20 yıllık zilyetlik süresi dolmadığından davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Tespit dışı bırakılan bir taşınmazın TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince zilyetlikle edinilebilmesi için ilke olarak tespit dışı bırakıldığı ya da paftasında gösterildiği tarihten dava tarihine kadar diğer kazanma koşulları yanında 20 yıllık kazanma süresinin de geçmiş bulunması gerekir. Davacıların tescilini istediği yer davacılara ait dava dışı 119 ada 7, 10, 12; 120 ada 14,15; 121 ada 7; 122 ada 10; 123 ada 6, 7 ve 11 parsellerin doğu ve batısında yer almaktadır. Anılan parsellerin kadastro tespiti 08.07.2006 tarihinde yapıldığına göre, dava konusu yapılan taşınmaz bölümlerinin paftasının da bu tarihte düzenlendiğinin, tespit dışı bırakıldığının kabulü gerekir. Ancak, hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediğinden böyle bir işlem tespit dışı bırakma işlemi niteliğindedir. Tescili istenen taşınmazın bitişiğindeki parsellerin kadastro tespitine göre 08.07.2006 tarihinde tespit dışı bırakıldığı sırada ve kadastro ekibinin bulunduğu bir anda 3402 sayılı Kadastro Kanununun 7/4.maddesi gereğince davacılar tarafından uyuşmazlık çıkarılmış olsaydı, kadastro ekibince böyle yerler hakkında tutanağın düzenlenmesi gerekirdi. Davacı bu yola sapmadan doğrudan askı ilan süresi içinde (13.12.2006 tarihinde) Kadastro Mahkemesinde tespite itiraz niteliğinde dava açmış, ne var ki tespit dışı bırakıldığı gerekçesiyle ve Kadastro Mahkemesinin görevsiz bulunması sebebiyle dosyanın genel mahkemeye intikal ettirildiği görülmüştür. Dava, görevsiz mahkemede açıldığına göre 3402 sayılı Kadastro Kanununun 7/4. maddesi gereğince Yüksek Yargıtay ve daire uygulamaları da gözetildiğinde, davanın makul ve uygun süre içerisinde açıldığının kabulü gerekmektedir. Kural olarak, taşınmazın tespit dışı bırakıldığı tarihten itibaren kazanmayı sağlayan zilyetlik süresi kesintiye uğrar ve tespit tarihinden sonra 20 yıllık kazanma süresi yeniden işlemeye başlar. Ancak, davanın makul süre içinde açıldığı kabul edildiği takdirde bu durumda tespitten önceki zilyetlik hesaba katılır. Böylece, davanın açıldığı tarihe kadar kadastrodan önceki zilyetlik de hesaba katıldığında 20 yıl dolduğu taktirde diğer koşulların da gerçekleşmesi halinde davanın kabulü gerekmektedir. Öte yandan mahkemece, TMK.nun 713/3. Maddesine göre, Hazinenin davaya katılması sağlanmadan ve davanın esası hakkında irdeleme yapmadan, kadastro tespit tarihinden dava tarihine kadar kazanmaya yeterli zilyetlik süresi geçmediğinden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Yukarıda açıklanan gerekçeler nedeniyle davacılar vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.