Esas No: 2020/1433
Karar No: 2021/3347
Karar Tarihi: 09.03.2021
Danıştay 6. Daire 2020/1433 Esas 2021/3347 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/1433
Karar No : 2021/3347
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : .... İdare Mahkemesinin ... tarihli, E:…, K:… sayılı kararına karşı taraflarca yapılan istinaf başvurusunda, davacının istinaf talebinin reddi, davalı idarenin istinaf talebinin ise gerekçeli reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, davalı idare tarafından usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Mersin ili, Toroslar İlçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parsel sayılı taşınmazı da kapsayan alanda 2981 sayılı Kanunun 10/c maddesi uyarınca yapılan parselasyona ilişkin … tarih ve … sayılı belediye encümenİ kararının iptal edilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Parselasyona ilişkin dava konusu encümen kararının … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararı ile iptaline karar verildiği, parselasyonun iptal edilmesi nedeniyle konusu kalmayan işbu davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı; ancak davalı idare tarafından tapuda kadastral parsellere geri dönüşüm sağlanmadığından davacı lehine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmetmek gerektiği gerekçesiyle konusu kalmadığından bahisle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bu karara karşı taraflarca istinaf talebinde bulunulmuştur
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: Davacının istinaf başvurusu bakımından; İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Davalı idarenin istinaf başvurusu bakımından ise; … İdare Mahkemesinin … tarih ve … Esas, … sayılı kararıyla dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi nedeniyle, dava açma tarihinde mevcut olmayan belediye encümeni kararının hukuka uygunluğunun incelenmesinin mümkün olmadığı, dava tarihi itibariyle idarî davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gerekli bir encümen kararının bulunmadığı, bu nedenle davanın incelenmeksizin reddi yönünde hüküm kurulması gerektiği, ancak, davanın incelenmeksizin reddi yönünde hüküm kurulması durumunda, vekâlet ücreti dahil yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasının gerekeceği ve bu durumun davacı aleyhine olacağı dikkate alınarak, aleyhe bozma yasağı nedeniyle ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmaması gerektiği belirtilerek, anılan gerekçe ile reddine karar verilmiş, bu karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Karar verilmesine yer olmadığına karar verebilmek için dava devam ederken işlemin iptalinin gerektiği, olayda ise 2005 yılında iptal edilen bir işlemin iptali talebiyle dava açıldığı, bu nedenle idarî davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken 'karar verilmesine yer olmadığına' dair karar tesis edilmesinin hukuka aykırı olduğu, idare aleyhine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmesinin de hukuka uygun olmadığı iddialarıyla kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dava, Mersin ili, Toroslar İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazı da kapsayan alanda 2981 sayılı Kanunun 10/c maddesi uyarınca yapılan parselasyona ilişkin … tarih ve … sayılı belediye encümen kararının iptal edilmesi istemiyle açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT VE HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Aleyhe bozma yasağı müessesesinin "dar" ve "geniş" olmak üzere iki türü bulunmakta olup; "kanun yolu" aşamalarındaki aleyhe bozma yasağı, dar anlamdaki aleyhe bozma yasağı kapsamında kalmaktadır.
"Kanun yolu aşamasında" aleyhe bozma yasağı; davanın taraflarından "sadece birisinin kanun yoluna başvurması durumunda" kanun yoluna başvurulan hükmün, kanun yoluna başvurmuş olan tarafın aleyhine bozulamayacağını ifade etmektedir.
Dolayısıyla "kanun yolu aşamasında" bir aleyhe bozmadan bahsedebilmek için;
a) Herşeyden önce davanın bir tarafının kanun yoluna başvurmuş olması ve,
b) Kanun yolu incelemesinde "kanun yoluna başvuran o bir tarafın" aleyhine olacak biçimde, ilkderecemahkemesi hükmünün bozulması gerekmektedir.
Her iki tarafın "birbiri aleyhine" kanun yoluna başvurması durumunda ise, iki taraftan birisinin iddiasının diğerinin aleyhine kabul edilmesi, "aleyhe bozma" müessesesi kapsamında kalmamaktadır. Zîra bu durum (her iki tarafın kanun yoluna başvurması halinde, bir tarafın iddiasının diğerinin aleyhine kabul edilmesi durumu), "çekişmeli yargı"nın bir gereği olarak gerçekleşmektedir.
Bu uyuşmazlıkta ise sadece davacı tarafından kanun yoluna başvurulmamış; hem davacı, hem de davalı idare tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuştur. Dolayısıyla olayda, "kanun yoluna ilişkin" aleyhe bozma müessesesinin uygulanma koşullarının bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda; her iki tarafın da istinaf kanun yoluna başvurduğu bu uyuşmazlıkta, bir tarafın iddiasının diğer tarafın aleyhine olacak biçimde kabul edilmesinin çekişmeli yargının bir gereği olduğu, her iki tarafın kanun yoluna başvurduğu durumda bir tarafın iddiasının diğer taraf aleyhine kabulünün aleyhe bozma yasağı müessesesi kapsamında kalmadığından; davanın konusu kalmadığından dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulması usûle uygun olmadığı; dava tarihi itibariyle idarî davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gerekli bir işlem mevcut olmadığından davanın incelenmeksizin reddine karar verilmesi; bunun neticesinde hükümde, davacının yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, yargılama giderlerinin bir unsuru olarak davalı lehine vekâlet ücretine ve davalının yaptığı yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine hükmedilmesi gerektiği sonucuna varıldığından aksi yönde verilen Bölge İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolunda verilen .... İdare Mahkemesinin ... tarihli, E:…, K:… sayılı kararına karşı taraflarca yapılan istinaf başvurusunda, davacının istinaf talebinin reddi, davalı idarenin istinaf talebinin ise gerekçeli reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın adı geçen … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi gönderilmesine, 09/03/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.