Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/4565
Karar No: 2013/6947

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/4565 Esas 2013/6947 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/4565 E.  ,  2013/6947 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı, mevkii ve sınırları dava dilekçesinde yazılı yaklaşık 3,5 dekar yüzölçümlü bahçeli ev nitelikli taşınmazın 20 yılı aşkın süreden beri zilyetliği altında bulunduğunu, TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesindeki koşulların lehine gerçekleştiğini iddia ederek, bu yerin adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiş; hüküm, Hazine vekilinin kabul edilen bölüm yönünden temyizi üzerine, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 23.12.2008 günlü ve 2008/ 5710 - 6334 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: “Öncelikle dava konusu taşınmazın 1958 basım tarihli memleket haritasında tamamının Devlet ormanı olması, 1961 yılındaki tapulama çalışmalarında niteliğinin açıkça belirlenmemesi ve pafta örneğinin dosyaya getirilmemesi olguları gözönünde bulundurularak, öncelikle, 3116 sayılı Kanuna göre orman tahdidinin yapılıp yapılmadığının araştırılması, ayrıca, 6831 sayılı Kanuna göre 1961 yılında yapılan orman tahdidi (kadastrosu) çalışmalarıyla ilgili tüm bilgi ve belgeler ile varsa haritasının merciinden getirtilerek bu yerde Devlet ormanı sınırlamasının yapılıp yapılmadığının net olarak belirlenmesi, özellikle, 1961 yılında Devlet ormanı sınırlarının belirlenmesi yapılmamış ise, 3302 sayılı Kanunun 2/B maddesi uygulamasının yapıldığı 1990 yılına kadar bu yerin Devlet ormanı olduğunun kabulünün gerekeceğinin gözönünde bulundurulması, ayrıca, çekişmeli taşınmazın tapuda kayıtlı olup olmadığının mahallî Tapu Müdürlüğünden sorulması, yine, çap satın alan kişinin zilyetliğinin kural olarak tapudaki akit tarihinden itibaren başlayacağının gözönünde bulundurulması, tüm bu durumların mahallinde yapılacak keşif, dinlenecek tanık anlatımlarıyla ve getirtilecek resmî belgelerle açıklığa kavuşturulması keşifte belirlenecek tüm bilgi ve saptamaların keşfi izlemeye infazı saptamaya elverişli ölçekli kroki ve rapora yansıttırılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince 2. kez bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 01.06.2010 günlü ve 2010/1667 - 2924 sayılı bozma kararında özetle: “Mahkemece, bozma kararına uyulduğu halde, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma kararına uyulmakla taraf yararına usulî kazanılmış hak doğar. Bu bakımdan uyulan bozma kararı çerçevesinde araştırma ve inceleme yapma zorunluluğu vardır. Teknik bilirkişi Hasan Bulut ve arkadaşının 14.3.2007 günlü rapor ve krokilerinde (B) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümünün kesinleşen orman sınırları içinde kalması nedeniyle mahkemece reddine karar verilmiş ve davacı tarafından temyiz edilmediğinden, bu taşınmazla ilgili redde ilişkin hüküm kesinleşmiştir. Uyuşmazlık konusu oluşturan, aynı krokide (A) harfiyle gösterilen 2263.93 m2 yüzölçümlü yerdir. Dava konusu taşınmaz, 1961 yılında yapılan arazi tapulaması sırasında orman niteliğiyle tapulama dışı bırakılan bir yerdir. 1965 yılında taşınmazın bulunduğu bölgede orman kadastro çalışmaları yapılmış ve bu çalışmalara ilişkin tanzim edilen tutanaklar 02.02.1981 tarihinde askıya çıkarılmıştır. 1965 yılında yapılan orman kadastro sınırlandırılmasına ilişkin belgelerin ve kadastro çalışmasının kesinleşip kesinleşmediği dosya kapsamından anlaşılamadığından, duraksama hasıl olmaktadır. Aynı yörede 1990 – 1991 yıllarında ise, aplikasyon ve 6831 sayılı Orman

    Kanununun 2/B maddesi ile ilgili çalışmalar yapılmıştır. Taşınmazın, 1965 yılında yapılan orman kadastro çalışmaları sırasında orman sınırları dışında ya da içinde kalıp kalmadığı; dinlenen uzman bilirkişi orman mühendislerinin raporlarından ve elde edilen belgelerden anlaşılamamaktadır. Bu bakımdan; öncelikle, 1965 yılında yapılan orman kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın orman sınırları dışında tutulup tutulmadığı önem taşımakta olup, uyuşmazlık konusunu bu nokta oluşturmaktadır. Şayet, dava konusu olan ve krokide (A) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümü 1965 yılında yapılan orman kadastro çalışmaları sırasında orman sınırlandırma hattının dışında bırakılmış ise, bu kadastro çalışmalarına ilişkin belgelerin kesinleştiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar davacının kazanmayı sağlayan 20 yıllık süresi dolmuş ise davacının bu yeri edinme olanağı vardır.
    Bu bakımdan; öncelikle, mahkemece yapılacak iş: 1965 yılında yapılan orman kadastro çalışmalarına ait tutanak ve belgelerin kesinleşme tarihinin ilgili Orman İdaresinden sorulması, buna ilişkin belge getirtilerek dosya arasına konulması, ondan sonra yeniden yapılacak keşifte kesinleşen 1965 yılına ait orman kadastro haritası ve belgelerinin daha önce götürülmeyen başka bir uzman bilirkişi orman mühendisi veya yüksek mühendisi aracılığıyla zemine uygulanması 1965 yılı sınırlandırmasına göre dava konusu ve krokide (A) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümünün kesinleşen orman sınırlandırma hattının dışında kalıp kalmadığı veya orman sınırlama hattının içinde bulunup bulunmadığı hususlarında uzman orman bilirkişisinden duraksamaya yol açmayacak biçimde kesin, inandırıcı ve gerekçeli rapor istenmesi, kesinleşme tarihinden dava tarihine kadar (A) harfiyle gösterilen yer bakımından diğer kazanma koşulları yanında davacının 20 yıllık zilyetlik süresinin dolup dolmadığının hesaplanması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ve 27.07.2011 günlü fen bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen 2263,93 m²"lik kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından kabul edilen (A) ile gösterilen bölüm yönünden temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1961 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında dava konusu taşınmaz tapulama harici bırakılmıştır. Bölgede 1965 yılında yapılarak 11/02/1966"da ilâna çıkarılarak kesinleşen orman kadastrosu ile 1990 yılında yapılarak kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince, çekişmeli (A) ile gösterilen taşınmaz bölgede 1961 yılında yapılan arazi kadastrosu çalışmaları sırasında orman olarak tapulama harici bırakılmışsa da daha sonra 1965 yılında yapılarak 1966"da kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırları dışında kaldığı, 1965 yılı orman tahdit tutanaklarında ilgili 1149 ve 1150 nolu OTS’lerde davacının satın aldığı Ali Şahin meyve bahçesi olarak belirtildiği ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 20.06.2013 günü oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi