3. Hukuk Dairesi 2015/9790 E. , 2016/4386 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin 11200177 tesisat numarasıyla elektrik abonesi olduğunu, elektriği ticari faaliyetlerinde kullandığını, müvekkilinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin alınmasının hukuk devleti ve adalet düşüncesiyle bağdaşmadığını, hırsızlığı engelleme görevinin davalıya ait olduğunu belirterek; dava tarihinden geriye doğru on yıllık süre içerisinde müvekkilinden kayıp-kaçak bedeli altında tahsil edilen tutardan, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 1.000TL" nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 14.05.2015 tarihli dilekçesi ile talebini 635.557,82TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; husumetin EPDK"ya yöneltilmesi gerektiğini, kayıp-kaçak bedeli olarak alınan ücretin tahsilinin zorunlu olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacı aboneden kayıp-kaçak bedeli altında fatura içerisinde tahsil edilen ücretin haksız olarak tahsil edildiği gerekçesiyle, bilirkişi raporunda belirlenen miktar doğrultusunda davanın kabulü ile; 635.557,82TL" nin dava tarihinden yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Yerel mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, HGK ve Dairemiz içtihatlarına göre dağıtım şirketinin, kayıp-kaçak bedelini, elektrik abonelerinin faturalarına yansıtması ve elektrik enerjisini kaçak kullanmayan abonelerden kayıp-kaçak bedeli olarak tahsili doğru olmayıp, iadesi gerekmektedir.
Somut olayda; taraflar arasında 13.06.2015 tarihli sanayi tarifesi elektrik abonelik sözleşmesi bulunduğu, mahkemece hükme esas alınan elektrik bilirkişi raporunda; 2006 yılı öncesi kayıp- kaçak birim fiyatı bulunmadığı, 2006- 2010 arası hedef kayıp – kaçak oranları dikkate alınarak, 2011 yılından itibaren maliyet kalemlerinde gösterilen tutar üzerinden dava tarihi itibariyle toplam 635.557,82TL kayıp kaçak bedeli tahsil edildiğinin bildirildiği, raporda yıllar itibariyle değerlendirildiği belirtilen hedef kayıp kaçak oranlarına dair bilgi, belge bulunmadığı anlaşılmıştır.
Hâl böyle olunca, mahkemece; davalı tarafından tahsil edilen ve kayıp-kaçak bedelinin ayrı kalem olarak bulunmadığı faturalara ilişkin EPDK" dan bu tarihler için belirlenen hedef kayıp-kaçak oranlarının sorulması ve EPDK tarafından her bir şirket için belirlenen hedef kayıp-kaçak hesaplama yöntemi kullanılmak suretiyle bilirkişiden Yargıtay denetimine elverişli ek rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; hüküm kurmaya yeterli olmayan bilirkişi raporu benimsenerek karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.