Esas No: 2020/551
Karar No: 2021/2704
Karar Tarihi: 18.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/551 Esas 2021/2704 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/551
KARAR NO: 2021/2704
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/10/2019
NUMARASI: 2017/445 E - 2019/693 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 18/10/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ... abone numarası ile davalı firmadan elektrik enerjisi satın aldğını, söz konusu abonelik 04.01.2016 tarihinde başladığını, davalı firma, müvekkili şirket adına 30.04.2016 tarihli ... sıra no.lu 12.095,30 TL borç tutarlı fatura düzenlediğini, telefon kayıtlarında bulunan ve sözlü olarak yapılan itirazlar davalı tarafından reddedildiğini, yüksek değerli borç için ise "Kasım 2014- Kasım 2015 döneminde sayaç arızasından kaynaklanan eksik okuma olduğu, bu sebeple söz konusu faturada nisan ayı tüketim bedelinin yanında eksik tüketim hesabı yapılıp farkın bu faturaya yansıtıldığı” açıklaması yapıldığını, müvekkilin abonelik sözleşmesi imzaladığı tarihten önceki dönemden kaynaklandığı iddia edilen bir borç söz konusu olsa da, itirazların reddi ve aboneliğin bir işyerine ait olması sebebiyle daha büyük bir mağduriyet yaşanmaması için, faturada belirtilen son ödeme tarihinde, herhangi bir kesinti ve devamında icra takibine maruz kalmamak adına, ihtirazı kayıt ile borç ödendiğini, ödemeyi bildiren ve hatalı işlemin düzeltilmesini talep eden ihtarname 09.05.2016 tarihinde davalıya Ankara ... Noterliği aracılığıyla yollandığını, müvekkili şirket kendi abonelik döneminden önce doğmuş olan ve kaldı ki, borçtan müvekkili şirketin sorumlu olduğunu kabul etmemekle birlikte eksik okuma olduğu iddia edilen dönemde binanın boş olup ve kullanılmadığını, yani bir elektrik tüketimi bulunmadığını, müvekkili hiç doğmamış bir borcu ödemek zorunda kaldığını, açıklanan nedenlerle müvekkili şirketinin borçlu olmadığının tespiti ile, ihtirazı kayıtla yapmış olduğu 9.582,00 TL tutarındaki ödemenin, ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkili şirkete iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf ile “... Mah. .. Sok. No:... Beşiktaş/İstanbul" adresinde bulunan iş yeri için elektrik aboneliği sözleşmesi imzalandığı,. elektrik kullanımına konu mahal ticarethane olduğunu, davacının abonesi bulunduğu ... nolu tesisata ait, ... seri numaralı ... marka sayaç, 17.11.2015 tarihinde yapılan genel kontrol esnasında; ekranın okunamadığı ve "sayaç besleme devreleri arızalı olduğundan elektriksel değer alınmaması" sebebiyle sökülerek 24.11.2015 tarihinde laboratuvarda muayene edilerek rapor düzenlendiğini, yapılan teknik incelemeler sonrasında sayacın eksik tahakkuk yaptığı tespit edildiğinden 2016/04 dönemli 12.095,30TL tutarlı elektrik faturası tahakkuk ettirildiğini, davacı taraf 17.11.2014 dönemi ile 17.11.2015 dönemlerine ilişkin olarak ... abone numaralı tesisat üzerinde tahhukuk eden faturadan borçlu bulunmadığının tespiti ile ihtirazi kayıtla yapmış oldukları 9.582,00 TL tutarındaki ödemenin ihtar tarihinden itibaren ticari faiziyle beraber tahsilini talep etmiş olsa da iş bu dava haksız ve soyut beyanlara dayalı olduğundan kabul edilebilirliği bulunmadığını, zira müvekkili şirket tarafından tanzim edilen fatura ve hesap bültenleri tamamen Enerji Piyasası Denetleme Kurulu Tarife ve Yönetmeliklerine uygun olarak yapıldığını, sayaçta yer alan arıza nedeniyle oluşan eksik tahakkuk üzerine mevzuat hükümleri doğrultusunda davacı/abone adına 26.399,99 kWh ek tüketim tahakkuku yapıldığını, yapılan hesaplamalarda bir hatanın bulunmadığı ve tahakkukun da eksik yapıldığı açık olduğundan davacı tarafın iddiaları gerçeği yansıtmadığını 9.582,00TL tutarlı fatura bedelinin ticari faizi ile istirdatı talebi haksız ve kanuni dayanaktan yoksun olduğunu, ticari faiz isteminin kabul edilemeyeceğini, yukarıda açıklanan nedenlerle haksız davanın reddine karar verilmesini, % 20 ' den aşağı olmamak üzere tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Davacının davasını kısmen kabulüne, 8.217,16 TL ' nin 13/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı, katılma yolu ile davacı vekili ve davalı vekili istinaf etmiştir. 1- Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; tüketim miktarı 17.11.2014 - 17.11.2015 tarihleri arasında hesaplanarak fatura tanzim edilmiş ise de müvekkilinin sorumluluğunun aboneliğin başladığı tarih olan 04.01.2016 tarihinden itibaren olduğu, önceki abonenin sözleşmesi ve ilgili yönetmeliğin amir hükümleri gözetildiğinde faturanın sorumlusunun 17.11.2014 - 17.11.2015 tarihleri arasındaki abone olduğu,ancak bilirkişinin bu hususların aksine hesaplama yapmış olup, ilgili tarihler arasında fatura borçlusu olarak müvekkili şirketi esas aldığı, mahkemenin de bu husustaki itirazları değerlendirmediği, kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. 2- Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğu, bilirkişi raporunda, dava konusu sayacın besleme devresinde arızalanma ve ekranının kararması nedeniyle 17.11.2014-17.11.2015 tarihleri arasında doğru tüketim kaydetmediğini ve bu dönemlerin ihtilaflı dönemler olduğunu belirttiği,ancak ihtilafsız dönem olarak geçmiş dönemi referans alarak 25.10.2013-17.11.2014 tarihleri arasını hesaplamaya esas aldığı, bilirkişice yapılan bu tespiti kabul etmediklerini, hesaplamada tüketicinin varsa aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimlerinin referans olarak alınması gerektiği belirtilmiş, bilirkişilerce de buna göre hesaplama yapılmış ise de davacının geçmiş dönemde sağlıklı tüketimin olduğuna dair bir bulgu ve belge bulunmamadığı, mahkeme tarafından başka bir bilirkişiden rapor alınması taleplerinin yerinde görülmediği mahkeme tarafından verilen karar da eksik incelmeye dayalı olduğu ileri sürülmüştür. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava ,eksik tüketim gerekçesi ile düzenlenen fatura borcu yönünden menfi tesbit ve istirdat talebine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; davacı şirketten önceki abone olduğu iddia edilen kişi,davacı şirketin yetkili ve temsilcisi olup,yine dosyadaki vergi kaydına göre, tahakkuk döneminde davacı şirketin (aboneliği sonra olsa bile) bu yerde fiilen çalıştığı ,bu sebeple elektrik kullandığı anlaşılmıştır. Mahkemece yargılamada elektrik müh. bilirkişi raporu alınmış, raporda özetle; davacının kusuru dışında elektrik sayacı arızalandığından 17.11.2014-17.11.2015 arasında 365 gün hiç tüketim kaydetmediği, sayacın kaydetmediği tüketim miktarı ve buna ilişkin tüketim bedeli Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 14. Maddesi uyarınca davacının aynı döneme ait geçmiş dönem tüketimlerinin ortalaması esas alınarak hesaplandığı,tahakkuk ettirilmesi gereken asıl bedelin 8.217,16 TL ( dava tarihine kadar işletilen yasal faiz 739,54 TL) olarak hesaplanmıştır. Konu ile ilgili mevzuat hükmü incelendiğinde , (1) Sayacın, tüketicinin kusuru dışında herhangi bir nedenle; b) Doğru tüketim kaydetmediğinin tespit edilmesi halinde, 1) Sayacın eksik veya fazla tüketim kaydettiği miktarın sayaç dışı bir unsurdan kaynaklanması ve bunun dağıtım şirketince yerinde yapılan incelemede, teknik olarak tespit edilmesi durumunda bu tespit dikkate alınarak, 2) Sayacın eksik veya fazla tüketim kaydettiği miktarın elektrik sayaçları tamir ve ayar istasyonlarında teknik olarak tespit edilmesi durumunda söz konusu tespit dikkate alınarak, 3) (1) ve/veya (2) numaralı alt bentlerde düzenlenen tespitin bulunmadığı durumlarda; varsa tüketicinin aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak, yoksa, tespit tarihinden sonraki tüketicinin ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerinin ortalaması dikkate alınarak, hesaplama yapılır ve fark tüketiciye iade veya fatura edilir. Somut olayda; bilirkişi tarafından dava konusu sayacın besleme devresinde arızalanma ve ekranının kararması nedeniyle 17.11.2014-17.11.2015 tarihleri arasında doğru tüketim kaydetmediğini ve bu dönemlerin ihtilaflı dönemler olduğunu belirttiği, ancak ihtilafsız dönem olarak geçmiş dönemi referans alarak 25.10.2013-17.11.2014 tarihleri arasını hesaplamaya esas aldığı anlaşılmıştır. Davalı şirketin yargılama sırasında yaptığı itirazları üzerine bilirkişi ek raporunda; "Davacı Şirketin, aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş 25.10.2013-17.11.2014 arasındaki geçmiş dönem tüketimleri referans alınarak 17.11.2014-17.11.2015 arasındaki döneme ilişkin eksik tüketim miktarı hesaplanmıştır. Davalı şirket, davacının geçmiş dönemde sağlıklı ölçülmüş tüketim değerlerinin olduğuna ilişkin bulgu ve bilgi olmadığını iddia etmektedir. Bu durumda; davalı şirketin, 25.10.2013-17.11.2014 tarihleri arasındaki geçmiş aynı dönem tüketimlerinin sağlıklı olmadığını kanıtlaması gerekmektedir. Ancak, davalı şirket, sözü geçen dönemin tüketiminin sağlıklı olmadığına ilişkin hiç bir somut bulgu ve belge sunamamıştır." şeklinde cevaplanmıştır. Ancak, ihtilafsız dönem tesbitinde ,tüketim eğrisinin düşmeye başladığı tarih öncesi esas alınmalıdır.Dava konusu olayda ,sayacın arızalı olduğu tesbit edilmiş,ne zamandan beri arızanın mevcut olduğu tesbit edilmemiş,tüketim miktarları kıyaslanmamıştır.Sayaç arızalı olduğundan,geçmiş dönem tüketimlerinin bu sebeple esas alınması mümkün olamayacağından,EPTHY'nin 14. maddesine uygun hesaplama yapılmadığından , uyuşmazlığın çözümü için yeniden bilirkişi raporu alınması gerekli olduğundan ,davacının ve davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının ve davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 18/10/2021
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.