5. Ceza Dairesi Esas No: 2018/823 Karar No: 2019/6645 Karar Tarihi: 27.06.2019
İhmali davranışla görevi kötüye kullanma - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2018/823 Esas 2019/6645 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir karara göre, Jandarma Karakol Komutanlığı'nda görev yapan bir sanık, meydana gelen trafik kazası hakkında adli tahkikat evrakı düzenlemediği ve olayı Cumhuriyet savcılığına bildirmediği için görevini kötüye kullanmakla suçlanmıştır. Bölge Trafik Denetleme İstasyon Amirliği tarafından müdahale edilen kazanın ve tutanağın Jandarma Karakol Komutanlığına bildirildiğine dair savunma delili bulunmamıştır. Mahkeme sanığı yeterli delil olmadan mahkum etmiştir. Mahkeme, sanık hakkında cezanın infazı sırasında tereddüt oluşturacak bir şekilde hüküm vermiş ve cezanın ertelenmesi veya diğer tedbirlerin uygulanmaması için yeterli gerekçe olmadığına karar vermiştir. Kanun maddeleri 257/2, 62/1, 53/1-a ve 53/5'dir.
5. Ceza Dairesi 2018/823 E. , 2019/6645 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : İhmali davranışla görevi kötüye kullanma HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suç tarihinde... Jandarma Karakol komutanı olan sanığın, 31/08/2007 tarihinde... mevkinde meydana gelen tek taraflı ve yaralamalı trafik kazasına ilişkin adli tahkikat evrakı düzenlememek ve olayı Cumhuriyet savcılığına bildirmemek suretiyle ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunu işlediği iddia ve kabul edilen somut olayda;... Bölge Trafik Denetleme İstasyon Amirliği tarafından müdahale edilen kazanın ve bu kaza hakkında düzenlenen tutanağın... Jandarma Karakol Komutanlığına bildirildiğine dair savunmanın aksine delil bulunmadığı gibi sanığın kazayı hatırlamadığını ancak kazaya müdahale etmesi için hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilen jandarma personeli sanık ..."ı görevlendirdiğine dair beyanının... bölgesinde meydana gelen bütün kazalara ilişkin genel görevlendirme niteliğinde olduğu nazara alınarak, tüm dosya kapsamına göre, yüklenen suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gözetilmeden, atılı suçtan beraati yerine dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Kabule göre de; 1-Sanık hakkında TCK’nın 257/2 ve 62/1. maddelerinin uygulanması sonucu hükmolunan sonuç hapis cezasının 2 ay 15 gün yerine, ""2 ay 15 gün adli para cezasıyla cezalandırılması"" şeklinde infazda tereddüt oluşturacak biçimde hüküm kurulması, 2-Mahkeme heyetine karşı saygılı tutumu, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, verilen cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri gerekçe gösterilerek takdiri indirim uygulandığı halde, bu uygulama ve dosya kapsamı ile çelişki oluşturacak şekilde ""..üç aydan fazla cezaya mahkumiyeti bulunmayan sanığın yargılama süreci boyunca herhangi bir pişmanlık gösterdiğine dair beyanının veya tutumunun olduğunun tutanaklara yansımamış olması karşısında sanığın cezasının ertelenmesi halinde bir daha suç işlemeyeceği yönünde mahkememizde bir kanaat oluşmadığından, TCK 51 maddesine göre sanığın cezasının ertelenmesine takdiren yer olmadığına.."" şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle sanık hakkında TCK"nın 50. maddesinde düzenlenen adli para cezası veya seçenek tedbir veyahut da 51. maddesinde düzenlenen erteleme hükümlerinin uygulanmaması suretiyle çelişkiye neden olunması, 3-Yüklenen suçu TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı, O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 27/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.