Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/30005
Karar No: 2020/3845
Karar Tarihi: 27.02.2020

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/30005 Esas 2020/3845 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi         2016/30005 E.  ,  2020/3845 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ: ALACAK


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette 2004-2015 yılları arası çalıştığını ve toplu iş sözleşmesinden doğan bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini, iş sözleşmesine işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle işçi tarafından haklı sebeple son verildiğini öne sürerek kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin alacağı, ücret zammı farkı, birleştirilmiş sosyal yardım alacağı, ikramiye ve bayram yardımı ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda, toplanan delillere göre ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, davacının değişen alt işverenler nezdinde geçen çalışmasının kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağına etkisi konusunda toplanmaktadır.
    İşyerinin tamamının veya bir bölümünün hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devri işyeri devri olarak tanımlanabilir. 4857 sayılı Kanun"un 6. maddesinde, işyerinin bir bütün olarak veya bir bölümünün hukukî bir işleme dayalı olarak başkasına devri halinde mevcut iş sözleşmelerinin devralana geçeceği düzenlenmiştir. Bu anlatıma göre, alt işverence asıl işverenden alınan iş kapsamında faaliyetini yürüttüğü işyerinin tamamen başka bir işverene devri 4857 sayılı İş Kanunu"nun 6. maddesi kapsamında işyeri devri niteliğindedir. Dairemizin kökleşmiş içtihatları da bu yöndedir.Süresi sona eren alt işverenle yeni ihaleyi alan alt işveren arasında açık biçimde işyeri devrini öngören bir sözleşme yapılması da imkân dahilindedir. Alt işverenin değişmesine rağmen yeni alt işveren nezdinde işyerinde çalışmaya devam edecek olan işçilerin belirlendiği hallerde, sözü edilen işçiler bakımından iş sözleşmelerinin devralan işverene geçtiği tartışmasızdır. Ancak yeni alt işverende çalışacak olan işçiler arasında gösterilmeyen ve süresi sona eren alt işveren tarafından başka bir işyerinde çalıştırılmak üzere bildirimde bulunulmayan işçilerin iş sözleşmelerinin devreden alt işveren tarafından feshedildiğini kabul etmek gerekir.
    Alt işverenin asıl işverenle akdettiği çalışma süresinin sonunda veya süresinden önce alt işverenin, ilişkinin sonlandırılması nedenine dayalı olarak tüm işçilerine başka işyeri göstererek işyerinden ayrılması, ardından işin asıl işveren tarafından başka bir alt işverene verilmesi örneğinde alt işverenler arasında hukukî bir ilişki bulunmamaktadır. Hukukî ilişki, alt işverenler ile asıl işveren arasında gerçekleştiğinden belirtilen durum alt işverenler arasında işyeri devri olarak değerlendirilemez.Alt işverenlerin değişmesi en yaygın biçimde, süresi sona eren alt işverenin işyerinden ayrılması ve işçilerin yeni alt işveren nezdinde çalışmaya devam etmeleri şeklinde gerçekleşmektedir. Bu eylemli durumun işyeri devri niteliğinde olup olmadığının tespiti ile hukukî sonuçlarının belirlenmesi önemlidir. Alt işverenlerin değişiminde olması gereken, süresi sona eren alt işverenin işyerinden ayrılması anında işçilerini de beraberinde başka işyerlerine götürmesi veya iş sözleşmelerinin sona erdirilmesidir. Bunun tersine alt işveren işçilerinin alt işverenin işyerinden ayrılmasına rağmen yeni alt işveren yanında aynı şekilde çalışmayı sürdürmeleri halinde, alt işverenler arasında İş Kanununun 6 ncı maddesi anlamında bir işyeri devrinin kabulü gerekir. Bu durumda yeni alt işverenin, devam eden hizmet akitlerini de devraldığı aynı maddede hükme bağlanmıştır.İşçinin asıl işverenden alınan iş kapsamında ve değişen alt işverenlere ait işyerinde ara vermeden çalışması halinde, işyeri devri kurallarına göre çözüme gidilmesi gerekmektedir. Bu durumda değişen alt işverenler işçinin iş sözleşmesini ve doğmuş bulunan işçilik haklarını da devralmış sayılırlar. İş sözleşmesinin tarafı olan işçi veya alt işveren tarafından bir fesih bildirimi yapılmadığı sürece, iş sözleşmeleri değişen alt işverenle devam edeceğinden, işyerinde çalışması devam eden işçi açısından, feshe bağlı haklar olan ihbar ve kıdem tazminatı ile izin ücreti talep koşulları gerçekleşmiş sayılmaz. Buna karşın, süresi sona eren alt işverence işçinin iş sözleşmesinin feshedilmesi halinde, yapılan fesih bildirimi ile iş ilişkisi sona ereceğinden, işçinin daha sonra yeni alt işveren yanındaki çalışmaları yeni bir iş sözleşmesi niteliğindedir. Bu durumda feshe bağlı hakların talep koşulları gerçekleşeceğinden, feshin niteliğine göre hak kazanma durumunun değerlendirilmesi gerekecektir.Somut uyuşmazlıkta; davacının davalı ... bünyesinde değişen alt işverenlerin işçisi olarak çalıştığı sabittir. Davalı alt işveren şirketin işçinin bu çalışmalarından önceki alt işverenlerdeki işin devralındığı kabulüne göre işyeri devri kuralları gereği sorumlu olacağı muhakkaktır. Davalı asıl işverenin sorumluluğu ise alt işverenin sorumluluğu ile sınırlı bir sorumluluktur. Bu nedenle asıl işverenin sorumluluğunun belirlenebilmesi için öncelikle alt işverenlerin sorumluluğunun belirlenmesi gerekmektedir.İşyeri devrinden söz edilebilmesi için çalışma süresinin kesintisiz olması gerekmektedir. Davacıya ait işe giriş ve çıkışları gösteren SGK kayıtları incelendiğinde; işçinin 05.05.2004-22.05.2007 ve 17.06.2008-25.06.2015 tarihleri arasında çalıştığı görülmektedir.
    Şu halde, alt işverenlerde geçen çalışmanın 22.05.2007-16.06.2008 tarihleri arasında kesintiye uğradığı, davacı yanca da çalışmanın kesintisiz devam ettiğinin yöntemince ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenle, değişen alt işverenlerdeki çalışmanın hukuki nitelendirilmesi yapılırken, bir alt işverendeki çalışma süresinin sona erdiği ve diğer alt işverendeki çalışma süresinin başladığı tarih arasında 10-15 gün gibi makul süreyi aşan çalışma aralıklarının varlığının tespiti halinde artık işyeri devrinden söz edilemeyeceği kabul edilmelidir. Davacının bu süreyi aşan bir kesintiden sonra başlayan çalışması, yeni bir iş sözleşmesine dayalıdır. Bu kabule göre davacının 5.5.2004-22.05.2007 ve 17.06.2008-25.06.2015 tarihleri tarihleri arasında iki dönem halinde çalıştığı kabul edilmeli, belirlenen çalışma dönemlerinin her biri için, o dönem için belirlenen çalışma süresi ve dönemin son bulduğu tarihteki ücret seviyesine göre ve her bir dönem için ayrı ayrı zamanaşımı savunması gözetilerek talep edilen alacaklar hesaplanmalı, davalı asıl işverenin koşulların varlığı halinde belirlenen her iki dönem çalışmadan da sorumlu olacağı dikkate alınmalıdır.
    3-Taraflar arasında Toplu İş Sözleşmesinden doğan zam farkı, ücret indiriminden kaynaklı ücret farkı, sosyal yardım, bayram yardımı ve ikramiye alacaklarının hüküm altına alınması konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının en son Ankara 1. İş Mahkemesi’nin 2014/972 esas sayılı dava dosyası ile toplu iş sözleşmesinden doğan fark ücret, sosyal yardım, ikramiye gibi alacaklarının hesaplandığı,buna göre davacının 31.3.2014 tarihinde alması gereken ücretin brüt 1.638,68 TL olarak tespit edildiği, Dairemizce 2015/22357 Esas numarası verilen dava dosyasının 29.09.2015 tarihinde onandığı kabul edilerek 31.03.2014 tarihinden sonra 25.06.2015 olan fesih tarihine kadar olan dönem için talep edilen Toplu İş Sözleşmesi’nden doğan alacakların hesabı yapılmıştır. Eldeki dava ise 06.07.2015 tarihinde açılmıştır. Ne var ki; davacı, iş bu davayı açtıktan sonra 06.08.2015 tarihinde eldeki davada talep edilen ücret farkı, sosyal yardım, ikramiye ve bayram yardımı istemlerini de içeren bir dava daha açmış olup Ankara 32. İş Mahkemesi’nin 2016/532 esasına kaydedilen dava dosyasında, 17.08.2014 ve 17.09.2014 tarihlerinde yapılması gereken ücret zamları uygulanarak Haziran 2015 ayı da dahil ücret farkı (TİS zammının uygulanmaması ve ücretin düşürülmesi kaynaklı) sosyal yardım ve ikramiye, bayram yardımı, bulaşıcı hastalıklar primi,gece zammı ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hesaplandığı ve 2016/305 karar numarası ile hüküm altına alındığı, Dairemizin 08.11.2016 tarih, 2016/24996 esas ve 2016/25086 karar sayılı ilamı ile de sözü edilen hükmün onandığı görülmektedir.Şu halde; ücret farkı, sosyal yardım, ikramiye, bayram yardımı alacaklarının iş bu davada talep edilen aynı dönem için bir başka dosyada hesaplandığı ve hüküm altına alındığı, sözü edilen kararın kesinleştiği, ikinci kez aynı taleplerin hüküm altına alınmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından kararın bu yönüyle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, 27.02.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi