8. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/3115 Karar No: 2011/7286 Karar Tarihi: 19.12.2011
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/3115 Esas 2011/7286 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, miras yolu ve eklemeli kazanma nedenleriyle, kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılan taşınmaz bölümünün tapuya tescil edilmesini talep etmiştir. Hazine ve Belediye, hak düşürücü sürenin geçtiğini ileri sürerek davanın reddedilmesini savunmuştur. Mahkeme, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, taşınmaz bölümü hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediği için, bu tür davalar süreye bağlı olmaksızın her zaman açılabilir. Bu nedenle, mahkeme hatalı karar vermiştir. TMK'nun 713/1 maddesi uyarınca tapuda kayıtlı olmayan taşınmazın tescili isteğine ilişkin olan dava, Hazine ve Belediye'nin yasal hasım durumunda olduğu belirtilmiştir. Kararda, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi açıklanan 10 yıllık hak düşürücü sürenin, kadastro tutanağı düzenlenen yerlerle ilgili olduğu, tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra dava açılamayacağına ilişkin olduğu belirtilmiştir.
8. Hukuk Dairesi 2011/3115 E. , 2011/7286 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tescil
... ve ... ile Hazine ve ... aralarındaki tescil davasının reddine dair.... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 26.10.2010 gün ve 894/855 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili, miras yoluyla intikal ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak, kadastro çalışmaları sırasında paftasında gösterilmek suretiyle yol olarak tespit dışı bırakılan taşınmaz bölümünün vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine vekili ile Belediye vekili, hak düşürücü sürenin geçtiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Mahkemece, kadastro çalışmalarının kesinleştiği 13.03.1970 tarihinden dava tarihine kadar 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği görüşünden hareketle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu taşınmaz, 13.03.1970 tarihinde tamamlanan tapulama çalışmaları sırasında 766 sayılı Kanunun 2. maddesi uyarınca paftasında gösterilmek suretiyle yol olarak tespit dışı bırakılan bir yerdir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde açıklanan 10 yıllık hak düşürücü süre; kadastro tutanağı düzenlenen yerlerle ilgili olup, tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra dava açılamayacağına ilişkindir. Somut olayda; uyuşmazlık konusu taşınmaz bölümü hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediğine göre, bu tür davalar süreye bağlı olmaksızın her zaman açılabilir. Mahkemece, taraf delilleri eksiksiz olarak toplanmak ve taşınmazın niteliği uzman bilirkişiler tarafından belirlenmek suretiyle elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonunda yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Kabule göre de; dava, TMK.nun 713/1 maddesi uyarınca tapuda kayıtlı bulunmayan taşınmazın tescili isteğine ilişkin olup, aynı maddenin 3. Fıkrası uyarınca davalı Hazine ve Talas Belediyesi yasal hasım durumundadır. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2. maddesi uyarınca, davanın red nedeni aynı olduğundan yasal hasım durumunda bulunan davalılar lehine tek avukatlık ücreti takdir ve tayini gerekirken ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiş olması da isabetli görülmemiştir. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 19.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.