Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/926
Karar No: 2013/6890

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/926 Esas 2013/6890 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/926 E.  ,  2013/6890 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi dahili davacılar Şenel Kural ve arkadaşları ve dahili davalı ... Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, tapu kayıtlarına tutunarak, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği... Beldesinde bulunan bir parça taşınmazın müvekkilinin zilyetliğinde bulunduğu halde, genel arazi kadastrosu sırasında kadastro dışı bırakıldığı, itirazlarının kadastro komisyonunca orman sınırları içinde olduğundan söz edilerek reddedildiği, taşınmazın orman kadastro komisyonunca orman sınırları dışına çıkarıldığı, taşınmazın müvekkili adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davacının tutunduğu tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazı kapsadığı, taşınmazın orman sayılmayan özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, fen ve orman bilirkişi tarafından ortak düzenlenen 19.06.2006 tarihli krokili raporda (B1) ile işaretlenen 3.163,28 m2 yüzölçümündeki taşınmazın davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalı ... tarafından temyiz edilmekle hüküm Dairece bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 13/04/2007 gün ve 2007/2054 E. - 5020 K. sayılı kararında özetle: "Mahkemece yapılan inceleme, uygulama ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyleki; davacı kişi zilyetliğe dayalı tescil davası açtığına göre 4721 sayılı Medenî Kanunun 713/3. maddesi uyarınca, tescil davaları Hazineye ve ilgili Kamu Tüzel Kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılır. Davacı kişi tescil davası açtığı halde, Kanunun açık hükmüne rağmen, mahkemece, Orman Yönetimi ve Gülüç Belediye Başkanlığının yokluğunda yargılama yapılıp yazılı şekilde sonuçlandırılmıştır. Pasif dava ehliyeti dava şartlarından olup mahkemece re"sen gözetilmelidir.
    Diğer taraftan davacı 4721 sayılı Medenî Kanunun 713. maddesi uyarınca tescil davası açtığı halde, mahkemece; aynı Kanunun 713/4. fıkrası uyarınca gerekli ilânlar yapılmadan davanın esası hakkında karar verilmiştir.
    Ayrıca, Dairemizde aynı gün temyiz incelemesi yapılan ... Kadastro Mahkemesinin 2005/55-2006/129 Esas sayılı dosyasında hükme dayanak yapılan orman bilirkişi ...tarafından düzenlenen raporda; yörede 1987 yılında yapılan aplikasyonun yanlış yapıldığı açıklanmıştır. Temyize konu dosyada hükme dayanak yapılan ve aynı orman bilirkişi Yusuf Sağlam tarafından düzenlenen rapor ekindeki krokide 1987 yılında yapılıp temyize konu dava dosyası sebebiyle kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B haritası ile uyumlu hat uygulaması yapılmış, temyize konu taşınmazın 1964 yılında yapılıp kesinleşen

    orman kadastro haritasında 4660 ilâ 4668 OTS"lerin dışında olduğu orman sayılmayan yerlerden olduğu açıklanmış olup, 1964 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro haritası ile çekişmeli taşınmazların kadastro paftalarının ölçekleri eşitlenerek hat uygulaması yapılmamış ve 1964 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro haritası ile 1987 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2/B haritasının çelişik olduğuna değinilmemiştir. Dosyada 1964 yılına ait orijinal renkli tahdit haritası örneği ve 4659 ilâ 4699 OTS" lere ilişkin açı, mesafe ve ölçü değerlerini de gösterir şekilde 1964 yılına ve aplikasyona ilişkin çalışma tutanakları bulunmadığından orman raporları denetlenememektedir. Mahkemece, her iki dava dosyasında aynı orman bilirkişi tarafından düzenlenen raporlar ve hat uygulamasına ilişkin bulunan çelişkiler üzerinde durulup yöntemince giderilmemiştir. Bu durumda temyize konu dosyada hükme dayanak yapılan orman bilirkişi raporu karar vermeye yeterli olmadığı gibi, çekişmeli taşınmazın ilk tahdit haritasındaki konumu ile ilk orman kadastrosu ve aplikasyon arasında çelişki bulunup bulunmadığı yönünde duraksama olmuştur. Bunlardan ayrı, mahkemece, davacının tutunduğu tapu kayıtları ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve evrakı müsbiteleri (hükmen oluşmuş ise tescil dosyaları vb) dosya arasına getirtilip yöntemince zemine uygulanmamıştır.
    Orman Kadastrosunun kesinleştiği yerlerde bir yerin orman olup olmadığı ve hukuki niteliği orman kadastro tutanaklarının ve haritasının uygulanması suretiyle belirlenir.
    Bilindiği gibi, aplikasyon; orman kadastrosu daha önceden yapılmış olan yerlerde, 2/B madde uygulaması sırasında, bağlantı kurularak gerekli orman sınır noktalarının yerlerinin arazide belirlenip ihya edilmesinden ibaret olduğu, bu belirleme ve ihya sırasında önceden kesinleşen orman sınır noktalarının aynı yerlerine konulması zorunludur, aplikasyon işlemi yeni bir orman kadastrosu olmadığı, aplikasyonla kesinleşmiş orman sınırlarının değiştirilemeyeceği, bu nedenlerle, mahkemece; öncelikle Orman Yönetimine ve ... Belediye Başkanlığına dava dilekçesi ve duruşma günü 7201 sayılı Tebligat Kanununa uygun olarak tebliğ edilmeli, böylelikle orman yönetiminin davaya katılımı sağlanarak husumet yaygılaştırılmalı, davanın konusu 4721 sayılı Medenî Kanunun 713/4. maddesi uyarınca gazeteyle bir defa, taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilân edilmeli, komşu parsellerin tutanak ve varsa dayanak vergi kayıtları özel idare müdürlüğünden, tapu kayıtları tapu müdürlüğünden, davacının tutunduğu tapu kayıtları ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve evrakı müsbiteleri (hükmen oluşmuş ise tescil dosyaları vb) ile birlikte tapu sicil müdürlüğünden, 4659 ilâ 4699 OTS"leride gösterir şekilde 1964 yılına ait orijinal renkli tahdit haritası örneği ve 4659 ilâ 4699 OTS"lere ilişkin açı, mesafe ve ölçü değerlerini de gösterir şekilde 1964 yılına ve aplikasyona ilişkin çalışma tutanakları orman idaresinden getirtilerek, önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, 1964 ve 1987 yıllarına ait orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ilişkin tutanak ve haritalar ile arazi kadastro paftası tutanakları sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, zeminde bulunacak baş noktadan hareketle tutanaklarda yazılı açı ve mesafeler okunup ölçülerek çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerdeki orman sınır noktaları birer birer arazide bulunarak orman sınır noktalarının izledikleri tahdit hatları belirlenmeli, orman sınır noktalarının bazılarının zeminde bulunamaması halinde nedenleri üzerinde durulmalı, yerlerinden sökülerek yok edilip edilmedikleri saptanmalı, zeminde bulunmayan bu noktaların yerleri zeminde halen var olan ve orman kadastro tutanağında tarif edilen en yakın sabit orman sınır noktaları esas alınarak ve bu noktalardan hareketle yine orman tahdit tutanaklarındaki açı ve mesafeler okunup ölçülerek orman sınır noktalarının izledikleri tahdit hattı bir bir arazide bulunup röperlenmeli, aplikasyonda orman sınır hatlarının değiştirilip değiştirilmediği belirlenmeli, değiştirildiyse bunun nedenleri üzerinde durulmalı, orman sınır noktalarının zemindeki ve arazi kadastro paftasındaki yerlerine değil ilk orman kadastrosuna ilişkin çalışma tutanaklarında yön ve mesafe olarak tarif edilen ve hava fotoğrafları ile desteklenen yerlerine itibar edileceği bilinmeli, aplikasyon ile ilk tahdit haritası arasındaki bu çelişkinin nereden kaynaklandığı, orman kadastrosunda kullanılan hava fotoğraflarından, yöreye ait eski tarihli pafta ve haritalardan, imar planlarından, şehir

    fotoğrafları ve ulaşılabilen tüm kaynaklardan da yararlanılmak suretiyle, 15.07.2004 gün ve 25523 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 64. maddesini karşılayan, Eski Kadastro Yönetmeliğinin 54. maddesi gereğince düzenlenen teknik izah name hükümlerine göre belirlenmeli, bilirkişi kuruluna çekişmeli taşınmazların orman kadastro haritasına göre konumunu gösteren orman kadastro haritası ile irtibatlı, orman kadastro haritası, aplikasyon ve 2/B haritaları ile çekişmeli taşınmazların genel arazi kadastro paftalarının ölçekleri özel aletlerle denkleştirilmek suretiyle çekişmeli parsellerin en az 15-20 adet orman sınır noktasından oluşan orman sınır hattına, aplikasyon ve 2/B haritasına göre konumunu gösteren ortak imzalı ölçekli kroki düzenlettirilmeli, teknik ve bilimsel verileri bulanan rapor alınmalıdır.
    Yapılacak bu uygulama sonucunda taşınmazların kesinleşen orman tahdit sınırları dışında kalan kesimlerinin varlığı saptandığı takdirde dayanak tapu kayıtlarının kapsamı 3402 sayılı Kanunun 20. maddesine uygun olarak belirlenmeli, çekişmeli taşınmazın davacının tutunduğu tapu kaydı ve haritasının kapsamında kalıp kalmadığı, haritanın fennî sıhhate haiz olup olmadığı, çekişmeli taşınmaz ile örtüşüp örtüşmediği uygulama sonunda raporda tartışılmalı; keşif ve uygulama bilirkişilerinin düzenleyecekleri ortak krokiye ayrı ayrı renklerle yansıtılmalı, tapu kayıtlarının çekişmeli yere uymaması halinde dava tarihi ile taşınmazın kadastro dışı bırakılma tarihi arasında 20 yıllık süre bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi"gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın reddine karar verilmiş, hüküm, dahili davacılar Şenel Kural ve arkadaşları vekili tarafından karara dayanak alınan orman bilirkişi raporları ile dosyadaki diğer raporların çeliştiği gerekçesi ve re"sen görülecek nedenlerle ve dahili davalı ... Yönetimi vekili dava değeri üzerinden vekâlet ücretine karar verilmeyip gerekçesi açıklanmadan 3.-TL vekâlet ücretine karar verildiği kurumlarınca yapılan yargılama giderlerinin hüküm altına alınmadığı gerekçesi ve re"sen gözönüne alınacak nedenlerle, vekâlet ücreti ve taraflarınca yapılan yargılama giderleri yönüden kararın bozulması istemiyle temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapuya dayalı olarak açılan tescil davasıdır.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1964 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1979 yılında genel arazi kadastrosu, 21.10.1987 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
    Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; taşınmaza ilişkin tapu kaydı uygulaması ve orman araştırması yeterli değildir. Dayanılan tapu kayıtlarının kapsamı tam olarak belirlenmemiş ve tapu kayıtlarının yüzölçümlerine itibar edilerek krokide tek tek gösterimleri yapılmadığı ve kroki kadastro paftasına işlenmediği, taşınmazın, yörede yapılan orman kadastro sınırları içinde kalıp kalmadığı kalmakta ise hangi kısımlarının orman kadastro sınırları içinde hangi kısımlarının orman kadastro sınırları dışında kaldığının tam olarak çelişkiye mahal vermeyecek şekilde tam olarak belirlenmediği, yörede farklı tarihlerde yapılan orman kadastro, 2/B madde ve aplikasyon çalışmalarında çekişmeli taşınmazın konumunun aplikasyon yapılarak ayrı ayrı gösterilmediği anlaşılmaktadır. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
    Bu nedenlerle; dayanak tapu kayıtlarının ilk oluşumundan itibaren tüm tedavülleri ve varsa krokileri, revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, revizyon görmemiş ise neden revizyon görmediği, tapu kayıtlarının uygulandığı tüm parseller ve komşu parsel tutanak ve dayanakları, davalı iseler dava dosyaları, komşu parsel tutanak ve dayanakları, yörede 1964 yılında yapıldığı anlaşılan orman kadastrosu, 1983 yılında yapıldığı anlaşılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması ve 1987de ilân edildiği anlaşılan orman kadastrosunun aplikasyonuna ilişkin eksiksiz olarak işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği ve tüm belge ve tutanaklarının getirtilerek, mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek

    mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek, çekişmeli taşınmazın, 1964 ve 1983 tarihli orman kadastrou ve 2/B madde çalışmaları ile 1987 tarihli aplikasyon çalışmalarındaki durumunun ayrı ayrı gösterildiği, bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmelidir.
    Çekişmeli taşınmazın kesinleşen tahdit dışında kaldığı anlaşıldığı takdirde ise; dayanak tapu kayıtlarının ilk oluşumundan itibaren tüm tedavülleri ve varsa krokileri, revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, revizyon görmemiş ise neden revizyon görmediği, tapu kayıtlarının uygulandığı tüm parseller ve komşu parsel tutanak ve dayanakları, davalı iseler dava dosyaları, komşu parsel tutanak ve dayanakları, varsa dayanak tapu ve vergi kayıt örneklerinin tüm tedavülleriyle birlikte, davalı iseler dava dosyalarının, kesinleştilerse kadastroca oluşan tapu kayıt örneklerinin, çekişmeli taşınmaz ve geniş çevresini hep birlikte gösterir orijinal kadastro paftası, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi, bir ziraat mühendisi, bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike

    edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan, dosyada mevcut orman bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi giderir ve açıklayıcı nitelikte, duraksamaya yer vermeyecek şekilde rapor düzenlettirilmeli; çekişmeli taşınmazın bir bütün olarak düşünüldüğünde 6831 sayılı Kanunun 17/1-2. maddeleri karşısındaki durumu araştırılmalı, imar, ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazın 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, dayanak tapu kaydı, yerel bilirkişiler ve tanıklar yardımı ile komşu parsel tutanaklarından da yararlanılarak yöntemince gereği gibi zemine uygulanıp, 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3. maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamı belirlenmeli, asıl taşınmazın kapsamı, orman veya ormandan açma değilse, miktar fazlasının sınırda bulunan eylemli ormandan açma yapılarak kazanıldığı kabul edilmeli, tapu kaydı kapsamında kalan alanın orman içi açıklık olması durumunda, orman içi açıklıkların tapu kaydına dayalı olarak kazanılabiceği göz önüne alınarak, toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Yukarıda açıklanan yöntemlerle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı ve tapu kaıtları kapsamında kalmadığı belirlendiği takdirde, davacı ve dahili davacı gerçek kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddeleri gereğince imar-ihya ve zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının araştırılması gerekeceğinden, bu kez dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin olarak 1980-1985 yıllarına ilişkin 1/20000 ve 1/25000 ölçekli stereoskopik hava fotoğrafları ile aynı yıllara ilişkin fotogrametri yöntemiyle düzenlenmiş harita bulundukları yerlerden getirtilmeli, bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi, bir fen elemanı aracılığıyla birlikte hava fotoğrafları; topoğrafik harita ve kadastro paftası ile çakıştırıldıktan sonra mahalline uygulanmalı, stereoskop aletiyle incelenmeli, fen, ziraat ve orman bilirkişi tarafından taşınmaz üzerinde tam olarak hangi tarihten itibaren zilyetliğin başladığı belirlenmeli, zilyetlik olgusunun maddi olaylara dayalı olmasından hareketle, maddi olayların ancak tanık, bilirkişi ve benzeri anlatımlarla kanıtlanacağı gözetilmeli (H.G.K. 30/03/1994 gün ve 1993/8-939-1994/176 sayılı kararı), komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; tarafların bildirecekleri zilyetlik tanıkları ile kadastro tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tespit tarihine kadar davacı kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı, çekişmeli taşınmazın fiilî durumunu da belirtir şekilde rapor alınmalı, imar ve ihya üzerinde durulup, bu konuda ve zilyetliğin tespiti yönünden tanık beyanlarına başvurulmalı, tarafların bildirecekleri zilyetlik tanıkları ...M.K.’nun 259. ve 265. maddeleri gereğince taşınmaz başında dinlenip; taşınmazın öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığı belirlenmeli, yerel bilirkişinin imar, ihya ve zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları saptanmalı, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 03/07/2005 gün ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 2. fıkrası hükümlerine göre yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tespit ve

    tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, Tapu ve Kadastro Müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı Hukuk Mahkemesi Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak, gerektiğinde tespit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli ve ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dahili davacılar Şenel Kural ve arkadaşları vekili ve davalı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 18/06/2013 günü oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi