13. Hukuk Dairesi 2016/29503 E. , 2019/10190 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 24/09/2007 tarihinde davalılara ait ...Karayolu 25. km Sinanpaşa adresindeki işyerinde işe başladığını, iş akdini haklı nedenle feshettiği 01/01/2013 tarihine kadar kesintisiz olarak bu işyerinde çalıştığını, gece gündüz ve her işte çalıştırıldığını, düzenli olarak yemek molası ve ara dinlenmesi verilmediğini, ayda 2 gün izin kullandırıldığını ve hafta tatili izinlerinin kullandırılmadığını, resmi tatil günlerinin tamamında çalıştırıldığını, sadece dini bayramlarda 2 gün tatil yaptığını, yıllık izinlerin 5 gün olarak kullandırıldığını ve ücretlerininde ödenmediğini, bu nedenlerle hizmet sözleşmesinden doğan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00 TL fazla mesai alacağının 01/01/2013 temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, hizmet akdine ilişkin yasal tüm hak ve alacaklarının TBK hizmet akdine ilişkin hükümleri uyarınca, ücret, alacak, tazminat, yardım ve benzeri miktarları ile diğer alacaklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulüne, 10.000,00 TL fazla mesai alacağının temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair haklarının saklı tutulmasına karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava tarihinde yürülükte bulunan HMK’nun 297 ve devamı maddeleri gereğince bir davada istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Somut olayda; davacı, davalıların iş yerinde çalıştığı sırada fazla mesai yaptığını, ancak bu mesailerin ücretinin ödenmediğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00 TL fazla mesai ücreti alacağının, 01/01/2013 temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, davalılar da davanın reddini dilemiş, mahkemece ise davanın kabulü ile 10.000,00 TL fazla mesai alacağının temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Verilen kararda temerrüt tarihinin hangi tarih olduğu, hangi faizin uygulanması gerektiği belirtilmemiştir. Bu hali ile hüküm infazda tereddüt yaratacak mahiyettedir. O halde mahkemece, hükmedilen fazla mesai ücreti alacağına hangi tarihten itibaren, hangi faizin işletilmesine karar verileceği açık ve infazda tereddüte yol açmayacak şekilde belirtilerek hüküm kurulması gerekirken, yukarıda yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle temyiz edilen kararın BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenle davalıların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
