13. Hukuk Dairesi 2016/28537 E. , 2019/10189 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı; davalıya ait evde çocuk eğiticisi ve ev hizmetleri işçisi olarak 16/03/2001 - 14/02/2014 tarihleri arasında haftada 6 gün 09:00 - 20:00 saatleri arasında 1.800,00 TL ücret ile çalıştığını, hizmet süresi boyunca ödenmeyen haklarının ödenmesini ve sigorta pirimlerinin yatırılmasını talep ettiğinden, bildirim süresine uyulmayarak işten çıkarıldığını, iş akdinin sona ermesi sebebiyle ücret, kötü niyet, haksız fesih, hizmet belgesi verilmeme tazminatı, fazla mesai, genel tatil, asgari geçim indirimi ve izin alacağından fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak toplam 800,00 TL"nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davacının 2003 yılı mart ayından itibaren çalışmaya başladığını, haftanın üç günü rutin ev işlerini yaptığını, sigorta primlerinin davacı tarafça yatırılması için uzun süre davacıya elden ödendiğini, ancak yapılan kontrolde primleri SGK"ya ödemediğinin tespit edilmesi ve davacıya bildirilmesi üzerine, davacının sigortasının ödenmesini istemediğini, yine parayı elden alması gerektiğini beyan ederek şubat sonu itibari ile işten ayrılacağını beyan ederek kendisinin ayrıldığını, fazla çalışma yapmadığını, genel tatillerde çalışmadığını, asgari geçim indiriminin ödenen ücret içinde olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 100,00 TL asgari geçim indirimi ve 100,00 TL izin ücretinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine, asgari geçim indirimi ve izin ücretinin fazlaya ilişkin kısımlarının saklı tutulmasına, diğer taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-4857 Sayılı Yasa’nın 4. maddesinin Birinci Fıkrası’nın (e) Bendi uyarınca, "ev hizmetlerinde çalışanlar" hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz. Ev hizmetlerinde aşçı, ..., temizlikçi gibi işlerde çalışan işçi ile ev sahibi işveren arasındaki uyuşmazlığın iş mahkemesi yerine genel mahkemelerde çözümlenmesi gerekir. İş Kanunu kapsamı dışında bırakılan bu hizmetleri gören kimselerle bunları çalıştıranlar arasındaki hukuki ilişkilerden Borçlar Kanununun hizmet akdine ilişkin hükümleri uygulanır. Bu durumda uyuşmazlıkta uygulanacak hükümler sözleşmenin kurulduğu tarih itibariyle 818 Sayılı Kanun hükümleridir. Davacı"nın istemleri arasında ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı, haksız fesih tazminatı, hizmet belgesi verilmemesi tazminatı, fazla mesai ücreti, AGİ, genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti yer olmaktadır. BK.’nun 344. Maddesi’nde, "muhik sebeplerden dolayı gerek işçi gerekse iş sahibi, bir ihbara lüzum olmaksızın her vakit akdi feshedebilir. Ezcümle, ahlaka müteallik sebeplerden dolayı yahut hüsnüniyet kaideleri noktasından iki taraftan birini artık akdi icra etmemekte haklı gösteren her hal, muhik bir sebep teşkil eder. Bu gibi hallerin mevcudiyetini hakim taktir eder. Fakat işçinin kendi kusuru olmaksızın duçar olduğu nispeten kısa bir hastalığı yahut kısa müddetli bir askeri mükellefiyeti ifa etmesi, muhik sebep olarak kabul edilemez." hükmü, yine BK.’nun 345/1. Maddesi’nde ise, "Muhik sebepler bir tarafın akte riayet etmemesinden ibaret olduğu taktirde, bir taraf diğer tarafa onun akit ile müstehak iken mahrum kaldığı feri menfaatler de nazara alınmak üzere, tam bir tazminat itasıyla mükellef olur." hükmü ve yine anılan maddenin 2. fıkrasında ise, "bundan başka hakim vaktinden evvel feshin mali neticelerini, hali ve mahalli adeti gözönünde tutarak taktir eder." hükmü vazedilmiştir.
Yine, BK.nun 329. maddesinde fazla çalışmayla ilgili düzenleme mevcut olup, " Sözleşme ile kararlaştırılmış yada mutad olan çalışmanın ölçüsüne oranla bir fazla çalışma zorunlu oluyorsa, işçi bunu yapmaya gücü yeterse ve üzerine almayı reddetme dürüstlük kuralına bir aykırılık ifade ederse, fazla çalışmayı kabul etmek zorundadır. İşçi, bu fazla çalışma için kararlaştırılan ücrete oran kurularak ve özel durumlar gözönüne alınarak takdir edilmesi gereken ek ücreti talep hakkına sahiptir." BK.nun 334. maddesine ise, " İşveren işçiye mutat serbest saatler yada günler vermekle yükümlüdür. İşveren feshi ihbar yapılmasından sonra başka bir iş aranması için işçiye uygun bir zaman vermek zorundadır. Bu durumlarda, işverenin çıkarlarını olabildiği kadar gözetmek gerekmektedir." BK.nun 340./II. maddesinde ise, iki haftalık bir ihbar süresi öngörülmüştür.
Somut olayda; davacı, davalıya ait evde çocuk eğiticisi ve ev hizmetleri işçisi olarak 16/03/2001-14/02/2014 tarihleri arasında haftanın 6 günü saat 09:00’dan, 20:00’ye kadar 1.800,00 TL ücret ile çalıştığını, ücret alacaklarını ve sigorta pirimlerinin yatırılmasını istemesi üzerine hizmet akdine son verildiğini iddia ederek kötü niyet tazminatı, haksız fesih tazminatı, hizmet belgesi verilmeme tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, asgari geçim indirimi ve izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf ise davacının sigortalı olmayı istemediğini, sigorta primi kadar paranın kendisine elden ödenmesini talep ettiğini, bu talebinin kabul edilmemesi üzerine şubat sonu itibari ile işten ayrılacağını beyan ederek kendisinin işi bıraktığını savunmuştur. Mahkemece, dinlenen yeminli tanık anlatımları ile, davacıya isteği üzerine sigorta pirimini kendisinin ödemesi koşulu ile ücret ödendiği, davacının primin kendisine elden verilmesine rağmen SGK"ya primlerini yatırmadığının tespit edilmesi ve yasa uyarınca ev hizmetlerinde sürekli çalışanların sigorta kapsamına alınması gerektiğinin kabul edilmesi üzerine pirimi elden ödemeyeceklerini beyan etmeleri üzerine davacının kabul etmeyerek kapıyı çarpıp çıktığı, tekrar aynı taleple geldiği ve davalı tarafın kabul etmemesi üzerine evi terk ettiği tespit edilmiş olup, evi terk ve bir daha gelmeme eylemi ile akdin sona erdiği anlaşıldığından bu hali ile akdin davacı tarafça feshedildiği kanaatine varılmıştır. Ancak, dinlenen davalı tanıklarının beyanları duyuma dayalı olduğu ve feshe ilişkin davalı tarafça dosyaya her hangi bir belge sunulmamış olması nedeniyle mahkemenin feshe ilişkin kanaati yerinde değildir. Bu durumda davalının iddiasını ispatlayamadığının kabulü ile taraflar arasındaki hizmet akdinin davalı tarafından haklı bir neden olmadan sona erdirildiğinin kabulü gerekir. Kabule göre de, mahkemece; emsal ücret araştırması yapılarak, bu hususta tanık beyanları da değerlendirildikten sonra davacının ücreti belirlenip, bu ücret üzerinden 818 Sayılı BK’na göre talepleri hakkında bir karar verilmesi gerektiği, davacının fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti ve yıllık izin ücreti alacağı varsa, bu alacaklarının da 818 Sayılı BK’nun 329 ve 334. maddelerine göre hesaplanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma sebebine göre davacı ve davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 29,20 TL harcın istek halinde taraflara ayrı ayrı iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.