20. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/2834 Karar No: 2013/6864 Karar Tarihi: 18.06.2013
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/2834 Esas 2013/6864 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2013/2834 E. , 2013/6864 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi vekili, .... Köyü 121 ada 107 (eski 1097) sayılı parselin tapuda davalılar adlarına kayıtlı olduğunu, taşınmazın kısmen kesinleşen orman sınırı içinde kaldığını bildirerek, davalılar adlarına kayıtlı tapunun iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescilini ve elatmanın önlenmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, 29/06/2011 tarihli krokide (C) harfi ile gösterilen 13855 m2 yüzölçümündeki bölümün tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, bu bölümde davalıların elatmalarının önlenmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen orman sınırı içinde kalan tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yörede 1947 yılında kesinleşen orman kadastrosu çalışması vardır. Daha sonra 03/03/1988 tarihinde ilân edilip kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması, 1971 yılında kesinleşen arazi kadastrosu çalışması vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporuna göre, çekişmeli taşınmazın yalnızca C işaretli bölümünün kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı, davacı ... Yönetiminin davasını kesinleşen orman kadastrosuna dayalı olarak açtığı ve buna göre araştırma ve inceleme yapılmış olduğuna göre, bu bölümün orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; Türk Medenî Kanunun 683. maddesi uyarınca mülkiyet hakkı bulunan malik hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde yararlanma, kullanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Yine aynı hüküm uyarınca haksız bir elatma varsa anılan hüküm malike her türlü haksız elatmanın önlenmesini isteme yetkisi de tanımıştır. Somut olayda, davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmaz davalılar adına tapuda kayıtlıdır. Davalılar, dava tarihinden önce taşınmaz üzerinde tapu kaydına dayanarak tasarruf ettiğinden, dava konusu taşınmaza haksız bir elatmadan söz edilemez. Bu itibarla, Orman Yönetiminin elatmanın önlenmesine ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup, doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hüküm fıkrasında yer alan "...davalıların elatmalarının önlenmesine" sözlerinin hükümden çıkarılarak düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K."nun 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 18/06/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.