13. Hukuk Dairesi 2016/28324 E. , 2019/10187 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, çalışmakta oldukları tarlada 10/07/2010 tarihinde davalılardan ..."ın traktörü çalıştırdığını, kendisinin de balya makinesini kullanarak balya çıkardığını, dengesini kaybederek makinenin üzerine düştüğünü, düştüğü esnada sağ elini makinenin dişlilerinin arasına kaptırdığını, bunun neticesinde sağ el 2-3-4 parmaklarının tamamen koptuğunu, serçe parmağının işlevini ve hareket kabiliyetini kaybettiğini, fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydı ile 15.000,00 TL maddi 25.000,00 TL manevi tazmitan olay tarihi olan 10.07.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, dosyanın talep halinde görevli ve yetkili Bucak İş Mahkemesine gönderilmesine, dair verilen kararın dairemizce 2012/28460 esas ve 2013/1798 karar sayılı ilamı ile 29/01/2013 tarihinde, 4857 Sayılı İş Kanunu"nun 4. maddesinin b bendinde 50"den az işçi çalıştıran (50) dahil tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde bu kanun hükümlerinin uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır. Somut uyuşmazlık, davalılardan ..."nin 2010 yılı yaz sezonunda kiralamış olduğu anız tarlasında saman balyası işi yapılırken meydana gelen kazadan dolayı açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan mahkemece işin esasına girilip deliller toplandıktan sonra hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekçesiyle bozulması üzerine, bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile; 100.721,74 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 10/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 10/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece, davaya bakmaya İş Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi üzerine karar, davacı tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 29/01/2013 tarih 2012/28460 Esas, 2013/1798 Karar sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında davacı taraf 16.11.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile birlikte talep sonucunu 100.826,74 TL"ye yükselttiklerini ifade etmiş, mahkemece ıslah edilen talep esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki, 4.2.1948 tarih, 10/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Son olarak Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06/05/2016 Tarih, 2015/1 Esas ve 2016/1 sayılı kararında da bozma sonrası ıslah yapılamayacağı ve 1948 tarihli içtihadı birleştirme kararının değiştirilmesinin gerekmediği kabul edilerek; ilke olarak bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı kesinleşmiştir. Bu nedenle davacının ıslahtan önceki talebi dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken, mahkemece, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma sebebine göre davalıların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 395,25 TL harcın davalılara ayrı ayrı iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.