Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2677
Karar No: 2018/1895
Karar Tarihi: 10.05.2018

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2017/2677 Esas 2018/1895 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı, icra takibine yaptığı vakıf itirazının iptal edilmesi, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsil edilmesi istemiyle yapılan davanın kısmen kabulünün temyiz eder. Mahkeme, sözleşme hukukunun nispiliği kuralına dikkat çekerek, sözleşmeden kaynaklı uyuşmazlıkta davanın tarafları olarak aynı zamanda sözleşmenin taraflarının bulunması gerektiğini vurgulamıştır. Alacaklının alacağını temlik etmesi halinde eski alacaklının yerini yeni alacaklı almaktadır. Mahkeme, icra dosyasındaki alacaktan sonra temlik işlemi olduğunu ve temliği alan kişinin de davanın takipçisi olması gerektiğini belirtmiştir. Sonuç olarak, mahkeme kararı davalı yararına bozulmuştur. Bu kararın gerekçeleri arasında yer alan kanun maddeleri ise; Türk Borçlar Kanunu'nun 183. maddesi ve devamıdır.
15. Hukuk Dairesi         2017/2677 E.  ,  2018/1895 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı (temlik alan) vekili Avukat ... ile davalı vekilleri Avukat ... ve ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili içen yapılan icra takibine vakî itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Sözleşmeler hukukunun en temel ilkelerinden birisi olan sözleşmelerin nispiliği kuralı gereği sözleşme, kural olarak o sözleşmede taraf olanları bağlar. Bu nedenle, sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davanın tarafları aynı zamanda sözleşmenin taraflarıdır. Yargıtay içtihatları ve öğretide bu durum taraf sıfatı olarak adlandırılmaktadır. Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacılık sıfatı, dava konusu hakkın sahibini; davalılık sıfatı ise, dava konusu hakkın yükümlüsünü ifade eder. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti; davalı sıfatı ise, pasif husumeti karşılayacak şekilde kullanılmaktadır. Dava konusu değer üzerinden kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise davanın o kişi veya kişilere karşı açılması gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının önemli özelliği, def"i niteliğinde olmayıp itiraz olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebilmesi ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile bu hususun mahkemece re"sen nazar alınmasıdır. Dairemizin 12.06.2014 tarih, 2013/6679 Esas ve 2014/4107 Karar sayılı ilâmında da bu husus açıkça vurgulanmıştır.
    Alacağın devri (temliki) ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 183 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, 183. maddenin birinci fıkrasında kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklının borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye
    devredebileceği kabul edilmiştir. Borcun kaynağı ne olursa olsun, alacaklının, alacağını bir başkasına (üçüncü kişiye) temlik etmesi bir ihtiyaç olarak ortaya çıkabilir. Alacaklı, alacağının tamamını bir üçüncü kişiye devrettiğinde, borç ilişkisinde alacaklı tarafın bir hukuksal işleme dayanan değişimi söz konusu olacaktır. Bu suretle borç münasebetinde alacaklının şahsında bir değişiklik vuku bulmakta, eski alacaklının (temlik edenin) yerini yeni alacaklı (temellük eden) almaktadır.
    Somut olayda, davalı temyiz dilekçesinde icra dosyasındaki alacağın itirazın iptâli davası devam ederken 09.07.2014 tarihinde... isimli kişiye temlik edildiğini ileri sürmüştür. Gerçekten icra dosyasında yapılan incelemede, davacı yüklenici şirketin ... 36. İcra Müdürlüğü"nün 2012/8833 Esas sayılı dosyasındaki alacağını 09.07.2014 tarihinde ... 37. Noterliği"nin "alacağın devri" başlıklı onaylama şeklindeki işlemi ile..."na temlik ettiği anlaşılmaktadır. Temlik almasına rağmen mahkemece temlik değerlendirimemiş, temlik eden ve alacak ile ilgisi kalmayan davacı adına hüküm kurulmuştur. Dava konusu olayda takip alacaklı yüklenici şirket tarafından başlatılmış, dava da alacaklı tarafından açılmıştır. Dava devam ederken alacak temlik edildiğine göre ve temlik alacaklısı ... 09.10.2017 tarihinde verdiği dilekçe ile davayı takip iradesini ortaya koyduğuna göre temlik edilen borç ile ilişkisi kalmayan ve davacı sıfatı olmayan davacı hakkında hüküm kurulması hatalı olmuş, kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, 1.480,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 10.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi