Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/2104
Karar No: 2022/1625
Karar Tarihi: 30.03.2022

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/2104 Esas 2022/1625 Karar Sayılı İlamı

3. Ceza Dairesi         2021/2104 E.  ,  2022/1625 K.

    "İçtihat Metni"

    İlk Derece Mahkemesi : Eskişehir 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.11.2018 tarih ve 2018/159 - 2018/219 sayılı kararı
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hükümler : 1-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ., ..., ..., ..., ..., ..., ...., ..., ..., ..., ..., ..., ...,...., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,...., ..., ...,...., ..., ..., ..., ..., ...., ..., ...,..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...hakkında ayrı ayrı TCK’nın 314/2, 3713 sayılı.Kanunun 5/1, TCK’nın 62, 53/1-2-3, 58/6-7-9 ve 63..maddeleri uyarınca mahkumiyet,
    2-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,.... ve ... hakkında ayrı ayrı.TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1,.TCK’nın 221/4-son, 62, 53/1-2-3, 58/6-7-9 ve 63..maddeleri uyarınca mahkumiyet,
    3-Sanıklar ... ve ... hakkında ayrı ayrı 5271 sayılı CMK’nın 223/2-e maddesi uyarıncaberaat kararlarına ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz talebi yönünden;
    Sanık hakkında kurulan beraat hükmünün onanmasına ilişkin talepte hukuki yarar bulunmadığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz isteminin 5271 sayılı CMK'nin 298/1. maddesi uyarınca REDDİNE,
    Diğer sanıklar yönünden temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... müdafiilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin ise hükmolunan cezaların sürelerine göre şartları bulunmadığından CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca ayrı ayrı REDDİNE,
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    I-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar ... ve ... ile sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davalarının esastan reddine,
    Ancak; örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanıklar hakkında verilen cezaların, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece TCK’nın 58/9 maddesinin gösterilmesi gerekirken, anılan maddenin atıf maddesi olarak kabulü ile uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 58/6-7 maddesi gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmekle, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeple BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılması gerektirmeyen bu hususların 5271 sayılı CMK'nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükümlerin ilgili paragraflarından "delaletiyle TCK'nın 58/6,7 maddesi" bölümünün ayrı ayrı çıkartılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    II-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet ve beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    A-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarındaki hükümler ile ilgili olarak;
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu anlaşılmakla yerinde görülmeyen sair temyiz sebeplerinin reddine, ancak;
    a-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden;
    Ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarih ve 9-18-78 sayılı kararında açıklandığı üzere; etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadale bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak ya da cezalarında belli oranlarda indirim yaparak yeniden topluma kazandırmaktır.
    Amaç suçun işlenişine iştirak etmeksizin, hakkında bir soruşturma başlamadan önce örgütten gönüllü olarak ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde (221/2 m.), hakkında soruşturma başladıktan sonra, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi (221/4 m. ilk cümle), verilen bilgilerin samimi ve örgütlü suçlarla mücadelede yararlı olması halinde, sanık yakalandıktan sonra pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının önemli ölçüde yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi halinde (221/3 m.), sanık hakkında şahsi cezasızlık nedeni uygulanacaktır.
    TCK'nın 221. maddesinin 4. fıkrasının 2. cümlesinden yararlanabilmek için; failin yakalandıktan sonra bilgisi ölçüsünde örgüt içerisindeki konumuyla uyumlu şekilde kendisinin ve diğer örgüt üyelerinin eylemleri, örgütün yapısı ve faaliyetleriyle ilgili yeterli ve samimi bilgi vererek suçtan pişmanlığını söz ve davranışlarıyla göstermesi gerekmektedir. Bu bilgi, maddenin üçüncü fıkrasında aranan, örgütü çökertecek nitelikteki bilgi değildir. Verilen bilginin önemi cezanın belirlenmesinde dikkate alınmalıdır (Dairemizin 12.05.2015 tarih, 2015/1426 E. 2015/1292 K., 26.10.2015 tarih, 2015/1565 E. 3464 K. sayılı kararları).
    TCK'nın 221. maddesinin 4. fıkrasının 2. cümlesi kapsamında etkin pişmanlıkta bulunulduğunun kabulü halinde, bu suçtan dolayı verilecek cezada 1/3'ten 3/4'e kadar bir indirim yapılacağı öngörülmektedir. Buna göre, belirlenen cezadan en az 1/3, en fazla 3/4 oranında bir indirim yapılacaktır. Bu iki sınır arasında yapılacak indirim, verilen bilginin niteliği, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ya da diğer örgüt mensuplarının tespiti ile ilgili olmak üzere elverişlilik derecesi, ceza soruşturması ya da kovuşturmasının hangi aşamasında etkin pişmanlıkta bulunulduğu gibi kıstaslar nazara alınarak mahkeme tarafından takdir ve tayin edilecektir.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    aa-Sanıklar ..., ... ve ... yönünden;
    Silahlı terör örgütüne üye olan, yakalandıktan sonra soruşturma ve yargılama aşamasında örgütte kaldığı süre ve konumları itibarıyla, örgütün yapısı ve faaliyetleri ile birtakım örgüt mensupları hakkında bilgi veren sanıkların fiili statülerini kabul ve beyan ile pişmanlıklarını ifade ettiklerinde şüphe bulunmamakla, bu fiili durumlarına ilişkin hukuki vasıflandırılmaları kabul etmemelerinin, anılan kurumun mahiyeti gereği uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği de gözetilerek, verdiği bilgilerin konum ve faaliyetleri ile uyumlu olup olmadığı ve eldeki mevcut bilgiler ile örtüşüp örtüşmediği ilgili birimlerden de sorulup, haklarında TCK'nın 221/4-2 cümlesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmasında zorunluluk bulunması,
    bb-Sanıklar ..., ... ve ... yönünden;
    Silahlı terör örgütüne üye olduğu ve TCK’nın 221/4-2. cümlesinde öngörülen etkin pişmanlık şartlarını taşıdığı kabul edilen sanıkların incelenen dosya kapsamı ve delillere göre, yakalandıktan sonra soruşturma ve kovuşturma aşamalarında örgütte kaldıkları süre ve konumu itibarıyla, örgütün yapısı, faaliyetleri ve örgüt mensupları ile ilgili verdikleri bilgilerin faydalılık derecesi ve etkin pişmanlıkta bulundukları aşama gözetilerek, TCK'nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca verilen cezalarda üçte birden dörtte üçe kadar indirim öngören TCK'nın 221/4-2. cümle maddesi gereğince adalet ve hakkaniyete uygun makul ve adil oranda indirim yapılması gerekirken, dosya kapsamı ile uyuşmayan ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayini,
    cc-Sanık ... yönünden;
    Sanığın aşamalarda alınan savunmalarında, hakkında müsnet suçtan henüz bir ceza soruşturması yokken 02.09.2016 tarihinde Konya Emniyet Müdürlüğüne giderek örgüt faaliyetleri kapsamında bildiklerini anlattığını ve bilgi veren sıfatıyla ifadesinin alındığını beyan ederek söz konusu ifade örneğini sunduğu görülmekle, konuya ilişkin savunması ilgili birimlerden araştırılarak sonucuna göre TCK’nın 221/2. ya da 221/4-1.cümle maddelerinin uygulanma şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    b-Sanıklar ... ve ... yönünden;
    Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, TCK'nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde; suçun işleniş biçimi bağlamında sanıkların örgütteki konumu, kaldığı süre, suçun işlendiği yer itibariyle faaliyetlerinin yoğunluğu ve mahiyeti meydana getirdiği tehlike ile sanıkların kasta dayalı kusurlarının ağırlığı göz önünde bulundurularak; hukuka, vicdana ve dosya kapsamına uygun adil bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden yetersiz gerekçe ile teşdidin derecesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde fazla ceza tayin edilmesi,
    B-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarındaki hükümler ile ilgili olarak;
    Ayrıntıları ve hukuki mahiyeti Dairemizin 13.11.2019 tarih ve 2018/5526 Esas- 2019/6842 Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere;
    Bir asker şahsın; gizlilik ve deşifre olmamak kuralına riayetle, örgütün talimatı ile ve örgütsel irtibatı sağlamak maksadıyla kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, lokanta vb. gibi işletmelerde kurulu bulunan, ücret karşılığı kullanılan sabit hat veya ankesörlü hatlar ile mahrem imam tarafından arandığı, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaata ulaştıracak somut olgu ve teknik verilerle tespit edilmesi ve yargılama yapan mahkemenin de tam bir vicdani kanaate ulaşması halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren hukuka uygun delil olacağından,
    Bu delilin teyidi ve maddi gerçeğin hiç bir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya konulması açısından;
    1-Mahrem imamların büfe/ankesörlü sabit telofon hattı ile hedef şahıslarla görüşmelerinde gizliliği sağlamak için genellikle kullandığı yöntem olarak belirlenen;
    Hedef şahsın telefon numarasının, deşifre edilmesinin önlenmesi amacıyla çeşitli şifreleme metotları kullanarak kaydedilmesi,
    Bazı Mahrem İmamların arama yapmadan önce ajandada kayıtlı numaralara baktığında şifreleme yaptığını unutarak/kasten yazılı olan şifreli numarayı aradığı, daha sonra yanlış numara çevirdiğini fark ederek/kasten asker şahsı tekrar gerçek numarasından aramış olması,
    Aramalar tek taraflı ve kısa süreli olması veya sadece çağrıdan ibaret bulunması,
    Aranan askeri personelin büyük kısmının genellikle rütbe/makam olarak ve bağlı bulunduğu kuvvetlerin de denk olmaları,
    Mahrem imamlar tarafından gerçekleştirilen arka arkaya aramanın (ARDIŞIK ARAMA) örgütsel amaçlı olduğuna dair karine oluşturması,
    Aramanın mesai saatleri dışında yapılması, sorumlu şahsın, askeri personeli aradıktan sonra tedbir amaçlı ilgisiz ve alakasız kişileri de ankesörle arayarak bu bütün içerisinde hedeflerin kaybolmasını sağlama çabası,
    Aramanın on beş gün, ayda veya iki ayda bir kez olmak üzere periyodik olması,
    Mahrem imamın sorumlusu olduğu asker şahıs/şahıslarla aynı ilde ikamet ettiği ve aynı ildeki sabit hatlarla iletişim kurduğunun gözetilmesi,
    Asker şahısların hatların takılı bulunduğu cihazların toplantı yerine götürülmediği veya götürülse bile kapalı tuttukları,
    Mahrem imamlarca hedef şahıs arandıktan sonra ilgisiz rastgele numaraların çevrilerek, redial (geri arama) tuşu ile son aranan kişinin tespitinin önlenmeye çalışılması, hususlarını da ortaya koyan, bu delilin elde edilişi, niteliği, kullanımı, hukukiliği konusunda yukarıda yapılan tüm açıklamalar ışığında kişiselleştirilmiş, Emniyet birimlerince, büfe/ankesörlü sabit telefon hatlarıyla irtibat kurma yöntemine ilişkin olarak düzenlenen, hangi aramaların ardışık ve/veya periyodik olduğunu açıklayan ayrıntılı analiz raporunun temin edilerek dosyaya konulması,
    2-Ardışık aramalar kapsamında, diğer asker şahıslar hakkında bir soruşturma veya dava olup olmadığı araştırılıp, varsa ifade örneklerinin dosyaya ibrazı sağlanarak, gerekirse sanıkların görev yaptığı diğer şehirlerde ardışık aramalarının olup olmadığı araştırılarak sabit hat ve ankesörlü telefon kullandığına ilişkin ayrıntılı analiz raporunun istenmesi,
    3-Sanık ifadelerinde adları mahrem imam olarak geçen ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında soruşturma veya kovuşturma aşamasında olan dosyalar varsa onaylı örneklerinin dosya içerisine alınması sanıklar hakkında beyanları olup olmadığının araştırılması, bulunmaları ve mümkün olması halinde adı geçen mahrem imamlarında beyanlarına başvurulması,
    4-Sanık ...’ın ifadesinin denetlenmesi bakımından mahrem imamların kendisine ulaşamaması için hattını değiştirip değiştirmediği hususunda babası ...’ın, sanık ...’ın beyanında adları geçen ... ile ...’ın, sanık ... hakkında ifadesinin duruşmada okunulmasıyla yetinilen ...’ın, sanık ... hakkında hükümden sonra beyanları gelen ... ile ...’ın, sanık ... hakkında hükümden sonra beyanı gelen ...’ün, sanık ... hakkında hükümden sonra beyanı gelen ...’ın, sanık ... hakkında hükümden sonra beyanı gelen ...’in, sanık ... hakkında hükümden sonra beyanı gelen ...’nin, sanık ... hakkında hükümden sonra beyanı gelen ..., ... ve ...’ın tanık olarak usulüne uygun biçimde dinlenmeleri, sanık ... hakkında tanık sıfatıyla dinlenen ...’ın beyanından faydalanılarak adı geçen ... kod adlı mahrem imamın araştırılarak tespiti halinde varsa dosyasının getirtilmesi, sanık ... beyanından faydalanılarak adı geçen ... kod adlı mahrem imamın araştırılarak(faaliyetlerine hangi tarihe kadar devam ettiğinin tespiti bakımından) tespiti halinde varsa dosyasının istenmesi, bulunmaları ve mümkün olması halinde adı geçen mahrem imamlarında beyanlarına başvurulması, sanık ... hakkında hükümden sonra Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan gelen bylock listesinde adının geçmesi nazara alınarak ilgili kurumlardan ayrıntılı bylock tespit ve değerlendirme tutanağının temin edilmesi ve örgütlü suçlar soruşturma bürosu bilgi havuzundan sanıklar hakkında bilgi veya ifade olup olmadığı da araştırılmak suretiyle sanık ... hakkında hükümden sonra gelen veri inceleme raporu ile birlikte tüm bu delillerin CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada okunup tartışılarak;
    Bu suretle özellikle ve ayrıca sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... ile ilgili olarak sanıkların örgütsel faaliyetlerine hangi tarihe kadar devam ettiklerinin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya konulmasından sonra;
    Atılı suçun unsurları itibarıyla sübut bulduğu sonucuna ulaşılması halinde;
    a)Mevcut durum itibariyle silahlı terör örgütüne üye olan, yakalandıktan sonra soruşturma ve yargılama aşamasında örgütte kaldığı süre ve konumları itibarıyla, örgütün yapısı ve faaliyetleri ile birtakım örgüt mensupları hakkında bilgi veren sanıkların fiili statülerini kabul ve beyan ile pişmanlıklarını ifade ettiklerinde şüphe bulunmamakla, bu fiili durumlarına ilişkin hukuki vasıflandırılmaları kabul etmemelerinin, anılan kurumun mahiyeti gereği uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği de gözetilerek, verdiği bilgilerin konum ve faaliyetleri ile uyumlu olup olmadığı ve eldeki mevcut bilgiler ile örtüşüp örtüşmediği ilgili birimlerden de sorulup, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında TCK'nın 221/4-2 cümlesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmasında zorunluluk bulunması,
    b)Silahlı terör örgütüne üye olduğu ve TCK’nın 221/4-2. cümlesinde öngörülen etkin pişmanlık şartlarını taşıdığı kabul edilen sanıklar ..., ..., ... ve ...’nın incelenen dosya kapsamı ve delillere göre, yakalandıktan sonra soruşturma ve kovuşturma aşamalarında örgütte kaldıkları süre ve konumu itibarıyla, örgütün yapısı, faaliyetleri ve örgüt mensupları ile ilgili verdikleri bilgilerin faydalılık derecesi ve etkin pişmanlıkta bulundukları aşama gözetilerek, TCK'nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri uyarınca verilen cezalarda üçte birden dörtte üçe kadar indirim öngören TCK'nın 221/4-2. cümle maddesi gereğince adalet ve hakkaniyete uygun daha makul oranda indirim yapılması gerekirken, dosya kapsamı ile uyuşmayan ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayini,
    c) Yakalandıktan sonra soruşturma ve yargılama aşamasında örgütte kaldığı süre ve konumu itibarıyla, örgütün yapısı ve faaliyetleri ile birtakım örgüt mensupları hakkında bilgi veren sanık ...’in fiili statüsünü kabul ve beyan ile pişmanlığını ifade ettiğinde şüphe bulunmamakla, bu fiili durumuna ilişkin hukuki vasıflandırılmaları kabul etmemesinin, anılan kurumun mahiyeti gereği uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği de gözetilerek, 30.04.2019 tarihli dilekçe ile etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini bildiren sanık hakkında, yeniden ayrıntılı ifadesi alındıktan sonra aşamalardaki beyanlarıyla birlikte değerlendirilmek suretiyle hakkında 5237 sayılı TCK'nın 221. maddesinin 4. fıkrasının 2. cümlesinde yazılı etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı yeniden tartışılmasında zorunluluk bulunması;
    5)Mahkumiyete esas alınan, suçun sübutu, vasfının tayini ve cezanın kişiselleştirilmesi bakımından belirleyici delil olan tanıkların; doğrudan aleni duruşmada sanığın huzurunda veya 5271 sayılı CMK’nın 180/1-2-5 maddesi gereğince SEGBİS kullanılmak ya da anılan yasanın 181/1 maddesinde öngörülen usule riayet edilmek suretiyle istinabe yoluyla dinlenip AİHS’in 6/3-d ve Anayasa’nın 36. maddeleri ile teminat altına alınan “iddia/kamu tanıklarını sorguya çekmek veya çektirmek” hakkı tanınması gerektiği gözetilerek; soruşturma aşamasında alınan beyanı okunarak yetinilen ... ile ifade zaptı hükümden sonra gelen ...’in usulüne uygun olarak dinlenmesinden sonra sanık ...'ın hukuki durumunun tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
    6)Kabul ve uygulamaya göre de ayrıca tüm sanıklar yönünden;
    Örgüt mensubu olduğu kabul edilen sanıklar hakkında verilen cezaların, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken uygulama maddesi olarak karar yerinde sadece TCK’nın 58/9 maddesinin gösterilmesi gerekirken, anılan maddenin atıf maddesi olarak kabulü ile uygulama yeri bulunmayan TCK’nın 58/6-7 maddesi gereğince tekerrür uygulanmasına karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş olup, sanıklar ve müdafileri ile Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Eskişehir 4. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi