3. Hukuk Dairesi 2015/11142 E. , 2016/4304 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 22.03.2016 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Av. ...taraf adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili dilekçesinde; 22/03/2008 tarihinde, davalıların oğlu sürücü İsmail Karpuz"un, sevk ve idaresindeki bisiklet ile...caddesi istikametinde giderken bu sırada karşıdan karşıya geçmekte olan davacı müvekkillerinin oğlu Batuhan Korkmaz"ın sol gözüne çarpması neticesinde, (yaya) çocuğun yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının meydana geldiğini; çocuk Batuhan"ın sol gözünde yüksek oranda görme kaybı olduğunu;...Aile Mahkemesinin 2009/552 Esas sayılı dava dosyasında maddi-manevi tazminat taleplerinin hüküm altına alındığını; bu davada, maddi tazminat açısından fazlaya ilişkin talep ve alacak haklarını saklı tuttuklarından ve bilirkişi hesaplamasına göre kusur oranları dikkate alınarak davacıların 51.051,88-TL alacağı olduğu sonucuna varıldığını; ancak, taleplerinin 1.150-TL olması nedeniyle, bu miktarın hüküm altına alındığını beyan ederek; fazlaya ilişkin hakları olan 49.901,88 TL maddi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu, davacı çocuğun asli kusurlu bulunduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davaya konu olayın 22/03/2008 tarihinde gerçekleşmiş olduğu, Adli raporun 04/01/2011 hakim havale tarihini taşıdığı ve 15/02/2011 tarihinde öğrenilmiş olduğu, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 109/2 maddesi uyarınca davanın uzamış ceza zamanaşımına tabi olup, ceza zamanaşımının, yerleşmiş Yargıtay kararlarına göre olay tarihinde başlayacağı, bu nedenle de, ceza zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu gerekçesi ile, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; bu hüküm, süresi içinde davacılar vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 60. maddesi gereğince; "Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ittilası tarihinden itibaren bir sene ve herhalde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istima olunmaz."
Mahkeme tarafından, olaya uzamış ceza zamanaşımı tatbik edilip, olay tarihinden itibaren, zamanaşımı süresi uygulanarak, davanın zamanaşımına uğradığı sonucuna varılmıştır. Oysa dava ev başkanının sorumluluğuna dayalı olarak açıldığından uzamış ceza zamanaşımı uygulanamaz. Ev başkanı için kısa zamanaşımı süresinin uygulanması gerekip, zamanaşımı süresinin başlangıcını tespit etmek yönünden, "zararın öğrenildiği tarihin" belirlenmesinde yarar vardır.
Zarar görenin zararı öğrenmesinden amaç, zararın mahiyeti(kapsamı) ve esaslı unsurları hakkında bir dava açmaya, davayı ciddi ve objektif şekilde desteklemeye ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrenmiş olmasıdır.
Özellikle, vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zarar, ancak hekim raporuyla belirli bir açıklığa kavuşmaktadır. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zararlarda zamanaşımı süresinin başlangıcı, olay tarihi ya da tazminat sorumlusu ile zararın öğrenilme günü değil, sürekli sakatlığa ilişkin, kesin raporun ortaya çıktığı ve öğrenildiği tarihtir. Zamanaşımının, sürekli sakatlığa ilişkin kesin raporun öğrenilmesinden sonra işlemeye başlayacağı kabul edilmelidir.
Davacı taraf, davada talep ettiği zarar tutarını, kısmi davadaki bilirkişi raporu ile 15.2.2011 tarihinde öğrenmiş, iş bu davayı 30.10.2014 tarihinde açmıştır.
Ancak, davacı tarafın zararı öğrenme tarihi olan 15.02.2011 tarihinden itibaren, yukarıda açıklanan zamanaşımı süresinin dolmuş olması nedeni ile, verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 22.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.