Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/6861
Karar No: 2022/1599
Karar Tarihi: 31.03.2022

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/6861 Esas 2022/1599 Karar Sayılı İlamı

3. Ceza Dairesi         2021/6861 E.  ,  2022/1599 K.

    "İçtihat Metni"

    İlk Derece Mahkemesi: İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 15.01.2018 tarih ve 2016/112 - 2018/1 sayılı kararı
    Suç : Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçuna yardım, Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma
    Diğer sanıklar yönünden -15.07.2016
    Hüküm : 1- Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan; CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince beraat hükmüne yönelik katılan ... vekilinin istinaf başvurusunun reddine, o yer cumhuriyet savcısının istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar
    2- Sanıklar ..., ..., ... hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçlarından CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince ayrı ayrı beraat hükümlerine yönelik o yer Cumhuriyet Savcısı ve katılan ... vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine, katılan ... vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar dair kararlar
    2- Sanık ... hakkında;
    A- Terör örgütü propagandası yapma suçundan CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince beraat hükmüne yönelik katılan ... vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar
    B- TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 53/1-2, 58/9, 63 maddeleri uyarınca mahkumiyet hükmüne yönelik o yer Cumhuriyet Savcısının ve sanık ile müdafiinin düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddine, katılanlar Başbakanlık ve ... vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair kararlar
    3- Sanık ... hakkında; TCK'nın 309/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 53/1-2, 62, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet hükmüne yönelik katılan ... vekilinin ve sanık müdafiinin istinaf başvurularının esastan reddine, katılan ... vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair kararlar
    4- Sanık ... hakkında; TCK'nın 309/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 53/1-2, 62, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet hükmüne yönelik o yer Cumhuriyet Savcısının, katılan ... vekilinin ve sanık ile müdafiinin istinaf başvurularının düzeltilerek esastan reddine, katılan ... vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair kararlar
    5- Sanık ... hakkında TCK'nın 309/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 39/1, 62, 53/1-2, 58/9, 63. maddeleri uyarınca verilen mahkumiyet hükmüne yönelik katılan ... vekilinin ve sanık müdafiinin istinaf başvurularının esastan reddine, katılan ... vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar
    6- Sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında; TCK'nın 309/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK'nın 39/1, 62, 53/1-2, 58/9, 63. maddeleri uyarınca ayrı ayrı mahkumiyet hükümlerine yönelik o yer Cumhuriyet savcısının, katılan ... vekilinin, sanık ...'nın, sanık ...'ın ve sanıklar müdafiilerinin düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddine, katılan ... vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair kararlar

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenlerin sıfatı bakımından 477 sayılı Kanun ile bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkındaki 698 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Başbakanlık kurumuna yapılacak tüm atıfların Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı kurumuna yapılacağı göz önünde bulundurularak temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süreleri, kararların niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Sanıklar ... ve ... müdafiinin, sanık ... müdafiinin, sanık ... ve müdafiinin, sanık ... ve müdafiilerinin, sanık ... ve müdafiilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin; İlk Derece Mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, istinaf ve temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK'nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren, sanık ... ve müdafiinin ise hükmedilen cezanın süresine göre koşulları bulunmadığından duruşmalı inceleme isteminin CMK’nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
    1- Katılan ... Cumhurbaşkanlığı vekilinin sanık ... hakkında "Terör Örgütü Propagandası Yapma" ve sanık ... hakkında "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma" suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
    Bölge Adliye Mahkemesinin, katılan Cumhurbaşkanlığı vekilinin atılı suçlarla ilgili katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar zarar görme ve bu nedenle taraf sıfatı ile hükmü istinaf etme yetkileri bulunmadığından CMK'nın 279/1-b maddesi uyarınca verdiği istinaf başvurusunun reddine dair karar, anılan maddenin son cümlesine göre itiraza tabi olup temyizi mümkün bulunmadığından, itiraz merciince de bu hususta bir karar verilmiş bulunduğundan temyiz incelemesine yer olmadığına, dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE,
    2- Katılan ... Cumhurbaşkanlığı vekilinin sanıklar ..., ... ve ... hakkında "Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
    Katılan ... Cumhurbaşkanlığının suçun niteliği itibarıyla suçtan doğrudan zarar görmediği ve bu nedenle de davaya katılma hakkı bulunmadığı gözetilerek, bu suça yönelik temyiz isteminin CMK'nın 298. maddesi gereğince REDDİNE,
    Diğer temyiz talepleriniin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Dosya arasında bulunup 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununun 5 ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile imzalandığı belirtildiği halde, 27.12.2016-30.12.2016 tarihli 1. Celse duruşma tutanağına ait SEGBİS çözüm tutanağının elektronik olarak imzalanmaması, mahallinde düzeltilmesi mümkün eksiklik olarak değerlendirilmiştir.
    3- Sanık ... hakkında "Silahlı Terör Örgütüne Üye olma" suçundan verilen mahkumiyet hükmüne, sanıklar ... ve ... hakkında "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" ve "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
    Sanık ... yönünden, dosyadaki diğer delillerin suçun sübutu açısından yeterli olması gözetilerek, hüküm verildikten sonra dosyaya girdiği anlaşılan 203471 ID numaralı ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağının ve Veri İnceleme Tutanağının duruşmada CMK'nın 217. maddesi uyarınca sanık ve müdafiilerine okunup tartışılmadan bir karar verilmesi sonuca etkili görülmemiş,
    Oluş ve dosya kapsamı itibarıyla, İlk Derece Mahkemesinin kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığından, tebliğnamedeki sanık ... yönünden bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma" suçundan mahkumiyetine karar verilen sanık ... ile ilgili olarak hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" ve "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçlarından beraatlerine karar verilen sanıklar ... ve ... ile ilgili olarak ise yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğine yönelik cezalandırılmalarına yeterli her türlü şüpheden arınmış, kesin, somut ve tam inandırıcı delil elde edilemediği gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğu anlaşılmakla; sanık ... ile müdafiinin ve katılan ... Cumhurbaşkanlığı vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davalarının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
    4- Sanıklar ... ve ... hakkında "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçuna yardım etme" suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine ve sanık ... hakkında "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" ve "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
    Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında TCK'nın 311. maddesinde düzenlenen yasama organına karşı suç ve TCK'nın 312. maddesinde düzenlenen hükümete karşı işlenen suçlardan dolayı 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken fikrî içtima hükümlerine göre eylemin tek suç oluşturacağı kabul edilerek yazılı şekilde uygulama yapılması sonuca etkili görülmediğinden bozma sebebi yapılmamıştır.
    Ayrıntıları Dairenin 14.07.2017 tarih, 2017/1443-4758 sayılı kararında açıklandığı üzere; 15 Temmuz 2016 günü işlenen somut darbe teşebbüsü, TCK'nın 309. maddesinde sayılan amaçlara matuf zarar tehlikesi doğuran vahim eylemler vasfını aşarak, Anayasal düzeni doğrudan ortadan kaldırma neticesine yönelmiş, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğünden ve etkinliğinden istifade edilerek planlanıp uygulanmış, neticesi ve başarısı eş zamanlı, senkronize hareketlere bağlı hukuki anlamda tek bir fiil olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle örgütsel koordinasyon veya iştirak iradesi gereğince ve iş bölümü doğrultusunda bulunduğu mahal ve konumuna uygun, amaca hizmet eden ve katkı sunan icrai (ya da garantör olunan hallerde ihmali) harekette bulunarak bu suça iştirakin her halinin mümkün olduğunun kabulü gerekir.
    TCK'nın 309. maddesinde düzenlenen suç bir somut tehlike suçu olduğundan suçun oluşması için ayrıca bir neticenin gerçekleşmesi aranmamaktadır. Bu itibarla sanığın amaca matuf eylemi ve/veya işlediği elverişli araç suç ile suçun konusu üzerinde meydana gelen somut tehlike arasında illiyet bağının bulunması gerekli ve yeterlidir. Suça teşebbüsün kabulü için aranan elverişli vasıtalarla cebri eylemlere başlanıp başlanmadığı araştırılırken ve vasıtanın elverişliliği takdir edilirken tek tek yapılan eylemlerle amaçlanan hedefler arasında doğrudan doğruya bağ kurmak yoluna gidilemez. Ancak her halükarda ülke genelinde gerçekleştirilmek istenen amaca matuf cebri/icrai fiilin, sanığın bulunduğu mahalde/sorumluluk sahasında da doğrudan doğruya ya da araç suçlar yönünden icrasına başlanması aranmalıdır. Sanığın bu icrai fiile yine icrai bir hareketle katılması mümkün olduğu gibi garantörlük yükümlülüğünü ihmal etmek suretiyle de iştirak edebileceği görülmektedir.
    Bu kalkışmaya iştirak edenlerin eylemlerinin, 5237 sayılı TCK'nın 309., 311. ve 312. maddelerinde düzenlenen suçları oluşturacağında kuşku yok ise de, aynı hukuki değerleri koruyan ve kapsamı itibarıyla eylemlerin haksızlık muhtevasını tamamen ortadan kaldıran Anayasayı ihlal suçunun ( TCK'nın 309. md ) tüm unsurlarıyla gerçekleştiği somut olayda sanıkların ayrıca, Türk Ceza Kanununun 311. ve 312. maddelerinde düzenlenen suçlardan cezalandırma imkanı bulunmamaktadır.
    Şayet emrin konusu suç teşkil ediyorsa, Anayasanın 137/2 ve TCK'nın 24/3 maddeleri gereğince böyle bir emrin yerine getirilmesinden emri veren azmettiren, yerine getiren ise fail olarak sorumlu tutulacaktır. (Dairenin 2017/1443-4758 sayılı kararı) Azmettirenin sorumluluğu, kanunda hazırlık hareketleri ayrıca suç olarak düzenlenmemişse failin eyleminin en azından teşebbüs aşamasına ulaşmasına bağlıdır. Konusu suç teşkil eden emirle azmettirilenden garantörlük yükümlülüğünü yerine getirmemesi isteniyorsa, eylemin teşebbüs aşamasına ulaşması için yasaklayıcı normun ihlaline yönelen icrai bir hareketin gerçekleşmesi, failin de neticeyi önleme hukuki yükümlülüğünü yerine getirmemesi gerekmektedir.
    Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde;
    FETÖ/PDY terör örgütünün gizli haberleşme aracı olan ByLock ve EAGLE uygulamalarını kullandığı, örgüte müzahir bir Kurumda SGK kaydının bulunduğu tespit edilen polis memuru sanık ...'un;
    15 Temmuz 2016 tarihinde kendisinin görevde olmadığı saatlerde darbe teşebbüsünün başlaması üzerine polis memurlarının bulunduğu whatsapp grubu üzerinden sanığın ''bunların anlamını biliyormusunuz?", "yarın kamuflajları hazırlayın, yarın asker oluyoruz'' yazması, sonrasına tüm personelin göreve dönmesi talimatının whatsapp grubundan iletilmesi üzerine sanığın yazılı emir istemesi, görev biriminin İstanbul ili Eyüp ilçesinde olması ve kendisinin görev yerine uzak bir konumda Esenler'de ikamet etmesi nedeniyle kendisine en yakın noktada bulunan Esenler İlçe Emniyet Müdürlüğüne, daha sonra ise kendisini yönlendirmeleri sonucunda Atışalanı Polis Merkezi Amirliğine giderek sabah saatlerine kadar burada beklemesi, akabinde 16.07.2016 tarihinde saat 07:30-08:00 civarlarında görev yaptığı Eyüp İlçe Emniyet Müdürlüğüne gitmesi, 16.07.2017 tarihinde akşam saatlerinde darbeye karşı protesto gösterilerinde bulunan halk ile birlikte bulunan camii müezzinlerine ters cevaplar vererek onlardan oradan gitmelerini istemesi,
    FETÖ/PDY terör örgütünün gizli haberleşme aracı olan ByLock uygulamasını kullandığı tespit edilen polis memuru sanık ...'nın;
    15.07.2016 tarihinde on günlük yıllık izne ayrılması ve kendisinin nişan töreni için Hatay iline gitmek üzere yola çıktığı sırada darbe teşebbüsünün başlaması, polis memurlarının bulunduğu whatsapp grubundan istirahatliler de dahil tüm personelin görev yerine dönmesi talimatlarının iletilmesine rağmen sanığın whatsapp grubuna darbenin kurgu olduğu, askerlerin kendisinin silahını alabilecekleri ve çatışmaya girmeyeceği, telefonunu da kapatacağı şeklinde mesajlar yazarak görevine dönmemesi, savunmasına ve HTS kaydına göre 17.07.2016 tarihinde amiri ... ile görüşüp nişan törenini yaptıktan sonra dönmesine yönelik izin alması, daha sonra 20.07.2016 tarihinde görevine dönmesi,
    FETÖ/PDY terör örgütünün gizli haberleşme aracı olan ByLock uygulamasını kullandığı tespit edilen polis memuru sanık ...'in;
    Tüm personelin görevine dönmesi talimatına rağmen kendisinin savunmalarına göre çocuğunun engelli ve bakıma muhtaç olması nedeniyle 16.07.2018 tarihinde gündüz saatlerinde görev yerine dönmesi, büro amiri sıfatıyla askere direnilmemesi ve silahların teslim edilmesi talimatını ...'e talimat verdiği yönündeki iddiaların ...'in beyanları ile doğrulanamamış olması karşısında karşısında sanığın böyle bir talimat verdiğinin sabit olmaması,
    FETÖ/PDY terör örgütünün gizli haberleşme aracı olan ByLock uygulamasını kullandığı tespit edilen polis memuru sanık ...'in;
    Tüm personelin görevine dönmesi talimatına rağmen köprünün asker tarafından kapatılmasını ve Avrupa Yakasından Avrupa Yakasına gelemeyeceğini sebep göstererek görev yerine gitmemesi, gece boyunca da herhangi bir polis merkezine intikal etmeyerek 16.07.2016 tarihinde saat 12:45 civarlarında görev yaptığı birime dönmesi,
    Polis memuru sanık ...'nın;
    İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünde komiser yardımcısı olarak çalışmakta iken 30.06.2016 tarihinde görev yaptığı birim ile ilişiğinin kesilerek Şırnak İl Emniyet Müdürlüğüne ataması yapılmasına rağmen sanığın ilişik kesme prosedürleri doğrultusunda gerekli başvuruları yapmaması, darbe teşebbüsünden sonra 21.07.2016 tarihinde ilişik kesmek için Kuruma geldiğinde 14.07.2016 tarihinde sağlık raporu aldığının ve bunu da Kuruma iletmediğinin anlaşılması, bu şekilde sanığın darbe teşebbüsü tarihini de kapsayan dönemde İstanbul'da kalmasını uzatacak nitelikte hareketlere girişmesi, bir dönem mesai arkadaşı olduğu anlaşılan ...'ın, sanığın facebook hesabı üzerinden 16.07.2016 tarihinde saat 00.40 sıralarında darbe teşebbüsü faaliyetlerini gerçekleştiren askerin yanında olduğuna ve vatandaşın sokağa çıkmaması gerektiğine yönelik paylaşımlarda bulunduğunu görmesi üzerine suç duyurusunda bulunarak bu paylaşımlara ait ekran görüntülerini kolluk görevlilerine iletmesi,
    Polis memuru sanık ...'ın;
    Tüm personelin görevine dönmesi talimatına rağmen 16.07.2016 tarihinde gün içinde görev birimine dönmesi, polis memurlarının bulunduğu whatsapp grubunda darbenin kurgu olduğu, vatandaşın askere saldırmasının doğru olmadığı ve vatandaşın darbe teşebbüsü karşısındaki direnişine tepki gösterdiği mesajlar yazması,
    Polis memuru sanık ...'ın;
    Tüm personelin görevine dönmesi talimatına rağmen sanığın savunmasına göre trafiğin tıkalı olması nedeniyle kendisine en yakın konumda bulunan Atışalanı Polis Merkezi Amirliğine saat 23:49- 00:15 saatleri arasında gitmesi, görev birimi olan İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Önleyici Hizmetler Şube Müdürlüğüne ise 16.07.2016 tarihinde saat 13:21'de dönmesi şeklinde gerçekleşen eylemler değerlendirildiğinde,
    PVSK'nın 1. maddesi gereğince, sorumlu olduğu bölgede işlenen suçu hal ve koşullara uygun olarak engelleme görevi bulunan sanıkların yasadan kaynaklanan bir hukuki yükümlülük/garantörlük altında olduğunda kuşku bulunmamakla birlikte, ihmali davranış kapsamında verdikleri, sonuca katkı sunan fonksiyonel bir etkisi de bulunmayan emirleriyle, ülke genelinde icra edilen darbe suçunun icrası ile ortaya çıkan somut tehlike arasında uygun illiyet bağının varlığından bahsedilemeyeceği gözetilerek; icrai davranış olarak değerlendirilemeyeceğinde tartışma olmayan askere direnilmemesi yönündeki söylemlerin, göreve dönme talimatını ihmal etme yaklaşımının, Mahkemece bozgunculuk olarak değerlendirilen whatsapp yazışmalarının yahut facebook paylaşımlarının darbeye teşebbüs kapsamında icrai/cebri hareketlerin gerçekleşmemesi nedeniyle, emri alan azmettirilenlerin de önleme yükümlülüğünün yerine getirilmesi bağlamında teşebbüs aşamasına ulaşan bir eylemlerinden bahsetme imkanı bulunmadığından, işlenmekte olan amaç suç yönünden hazırlık hareketi niteliğinde kaldığının ve sanıkların eylemlerinin kül halinde silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturabileceğinin kabulünde zorunluluk bulunmakla;
    A- Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... yönünden;
    Hükümden sonra dosyaya girdiği anlaşılan deliller kapsamında, sanık ... hakkında beyanda bulunan ... isimli şahsın beyanlarının, sanık ...'in komşusu ...'nın ADSL aboneliği üzerinde tespit edilen ve sanık ... tarafından kullanıldığı değerlendirilen 35218 ID numaralı ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağının, sanık ... hakkında beyanda bulunan ... ile ... isimli şahısların beyanlarının, sanık ... hakkında beyanda bulunan ... ve ... isimli şahısların beyanlarının ve sanık ... hakkında ise ... isimli şahsın beyanlarının CMK'nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanıklar ve müdafiilerine okunup, bu konuda beyanları alındıktan ve dosyaya giren bilgi ve beyanların doğruluğu teyit edildikten sonra, özellikle somut olaydaki eylemlerinin de "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçu yönünden hazırlık hareketini suç sayarak yaptırıma bağlayan TCK'nın 314/2. maddesinde düzenlenen terör örgütüne üye olmak suçunu oluşturacağı da gözetilmekle, TCK'nın 61. maddesindeki kriterler de dikkate alınarak sanıklar ..., ..., ... ve ... bakımından üst sınıra yakın, diğer sanık ... bakımından ise örgütsel konumuna uygun şekilde alt sınırdan uzaklaşılarak cezalandırılmaları cihetine gidilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde suç vasfında yanılgıya düşülerek "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçuna sanıklar ... ve ... yönünden iştirak etmekten, sanıklar ..., ... ve ... yönünden ise yardım etmekten mahkumiyet kararları verilmesi,
    B- Sanıklar ..., ... ve ... yönünden;
    Dosya kapsamındaki mevcut delil durumu itibarıyla, sanıkların yoğunluk, çeşitlilik ve süreklilik itibarıyla silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına organik bağ kurmak suretiyle dahil olduklarını gösterecek yahut "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçu yönünden hazırlık hareketine varacak nitelikte eylem ve faaliyetlerinin bulunduğuna yönelik mahkumiyetlerini gerektirir her türlü şüpheden uzak yeterli ve kesin delil bulunmaması karşısında, UYAP'ta oluşturulan örgütlü suçlar bilgi bankasında sanıklar hakkında bilgi ve beyan olup olmadığının, varsa sosyal medya hesaplarının (facebook, twitter, instagram vs.) ve HTS kayıtlarının incelenerek örgütsel bağlantılarını gösteren bir bilginin mevcut olup olmadığının, ayrıca hükümden sonra sanık ... tarafından dosyaya savunma delili olarak sunulan Veri İnceleme Raporunun salahiyetinin, sanık ... yönünden ise hükümden sonra dosyaya giren ... isimli şahsın beyanlarının araştırılması, elde edilecek tüm bu delillerin Yargıtay denetimine elverişli şekilde aslı veya onaylı suretlerinin temini ile CMK'nın 217. madddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiilerine okunup diyecekleri sorulduktan sonra sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Kanuna aykırı, katılan ... Cumhurbaşkanlığı vekilinin, sanıklar ... ve ... müdafiinin, sanık ... ve müdafiinin, sanık ... ve müdafiilerinin, sanık ... ve müdafiilerinin, sanık ... müdafiinin, sanık ... ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerle BOZULMASINA, sanıklar ..., ..., ... ve ...'nın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, verilen ceza miktarı, bozma nedenleri ve tutuklulukta geçirdikleri süre dikkate alındığında tahliye taleplerinin reddi ile tutukluluk hallerinin DEVAMINA, sanık ...'ın ise dosya kapsamındaki mevcut delil durumu, bozma nedenleri ve tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alınarak 5271 sayılı CMK’nın 109/3-a maddesi gereğince “Yurt dışına çıkamamak” adli kontrol tedbirinin uygulanması suretiyle TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu ya da hükümlü değil ise derhal salıverilmesi için ilgili yer Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 31.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi