Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/1358 Esas 2013/6808 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/1358
Karar No: 2013/6808
Karar Tarihi: 17.06.2013

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/1358 Esas 2013/6808 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/1358 E.  ,  2013/6808 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... Köyü Mevkiilerinde bulunan toplam 5 parça taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine, 23/07/2007 tarihli krokide (A) harfi ile gösterilen 7239,38 m², (B) harfi ile gösterilen 3072,98 m², (C) harfi ile gösterilen 3933,92 m², (D) harfi ile gösterilen 6591,02 m² ve (E) harfi ile gösterilen 3293,58 m² yüzölçümündeki taşınmazların orman niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tesciline ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1956 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
    İncelenen dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazların uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada açık alanda kaldığı, eğimlerinin % 8-10 olduğu, öncesi itibariyle orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşılmıştır. Ziraat bilirkişi raporuna göre de, 30 yıldır tarımda kullanıldığı ve 3. sınıf kuru tarım arazisi vasfında olduğu belirlenmiştir. Keşif sırasında, taşınmaz başında dinlenilen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre, 1960"lı yıllarda davacı bu yerleri sahiplenerek, para ve emek sarfederek imar ve ihya ettiği ve o tarihten beri davacı tarafından nizasız fasılasız malik sıfatı ile tarım arazisi olarak kullanıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda, davacı yararına 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17. maddelerinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlendiğinden, mahkemece, Medenî Kanunun 713. maddesinde öngörülen kanunî ilânlar yapıldıktan sonra, davanın kabulü ile taşınmazların davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/06/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.