2. Hukuk Dairesi 2014/3848 E. , 2014/23105 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı (kadın) tarafından, manevi tazminat, ziynet bedeli, nafakaların miktarı, kişisel ilişkinin süresi, kocanın soyadını kullanma isteminin reddi ve vekalet ücreti yönünden; davalı (koca) tarafından ise, kusur belirlemesi, manevi tazminat ve ziynetler yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 11.11.2014 günü duruşmalı temyiz eden davalı ... vekili Av... ve yine temyiz eden karşı taraf davacı ... vekili Av. ....geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle boşanma davasının eki niteliğinde olan manevi tazminatın (TMK.md.174/2), boşanma davası ile birlikte istenmesi durumunda, kabul edilen ve reddedilen kısımlar üzerinden, taraflar yararına ayrıca vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinin, davalı koca tarafından harcı verilerek açılmış bir karşı boşanma davasının bulunmadığının anlaşılmış bulunmasına göre, davalı kocanın tüm, davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Davacı kadın, dava dilekçesinde boşanma halinde kocasının soyadının kullanılmasına izin verilmesini de istemiştir (TMK.md.173). Dava dilekçesinden alınan başvuru harcı bu talebi de kapsar. Boşanmanın eki niteliğinde olmayan bu istekle ilgili olarak, maktu peşin harç eksikliğinin tamamlanması için davacı kadına süre verilmesi (Harçlar Kanunu md.30-32) ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, noksan harç tamamlanmadan işin esasının incelenip yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında temyize konu diğere bölümlerinin ise yukarıda 1.bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 11.11.2014 (Salı)
(Muhalif)
KARŞI OY YAZISI
1-Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.(TMK.m. 6) Kural olarak ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkarak tarafa aittir. (6100 s. HMK. m.190/1)
Hemen bütün ilim adamlarının birleştiği ve Yargıtay uygulamasında kararlılık ifade eden ölçüye göre, isbat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunana düşer.(Prof.Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, l968 sh.372; Prof. İlhan Postacıoğlu, Medeni Yargılama Usulü, l970 sh.464; Prof.Necip Bilge, Hukuk Yargılamaları Usulü, l967 sh.449; Prof.Sabri Şakir Ansay Hukuk Muhakemeleri Usulü, l957 sh.248-249; Prof.Saim Üstündağ, Hukuk Muhakemeleri Usulü, l973 sh.378; H.G.K.nun l9.7.l967 gün ve 239-340 sayılı, 7.6.l974 gün ve l972/84 sayılı kararları). İleri sürdürdüğü bir vakıadan lehine haklar çıkaran kimse iddia ettiği olayları ispat etmelidir.(Prof.Saim Üstündağ, age. l973 sh.397).
Davacı ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş ,davalı ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olan, bu çeşit eşyanın kadın üzerinde olması yada evde saklanmış, muhafaza edilmiş bulunmasıdır. Diğer bir deyimle bunların davalının zilyetlik ve siyanetine terk edilmiş olması olağana ters düşer. Diğer taraftan söz konusu eşya rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev"idendir. Onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi gizlemesi her zaman mümkündür.
Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır. Olayda kadın, dava konusu ziynet eşyasının, götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha öncede götürme fırsatı elde edemediğini ispat edememiştir.
Ne var ki delil listesinde yemin deliline de dayanmıştır. Dayanılan yemin deliline ilişkin usulü işlemler yapılmadığından; davacı kadına yemin teklif hakkı hatırlatılıp, yemin teklif ettiği ve koca tarafından yemin teklifi kabul edildiği takdirde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 225 ve devamı maddeleri gereğince, yemin işleminin tamamlanıp gerçekleşecek sonucuna göre ziynet alacağı hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde talebin kısmen kabul edilmesi doğru olmamıştır.
2- Davacı (kadın) dava dilekçesinde boşanma talebiyle birlikte davalı (koca)’nın soyadını kullanmasına izin verilmesini de talep etmiştir. “Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hâkim, kocasının soyadını taşımasına izin verir.” (TMK md.173/2) Bu talep boşanmanın fer"isi niteliğinde olup maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası gibi ancak boşanma davası içinde talep edilebilir. Talebin kabul edilebilmesi için de mutlaka tarafların boşanmasına karar verilmiş olması gerekir. Boşanmanın fer"isi niteliğinde bulunması sebebiyle boşanma davası için alınan başvuru ve nispi harç dışında bu talep için ayrıca bir harç alınmasına gerek yoktur. Türk Medeni Kanunun 174. maddesinde düzenlenen maddi ve manevi tazminat ile 175. maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakası talepleri boşanmanın fer"isi kabul edilip boşanma davası içerisinde istenilmesi halinde ayrı bir harç istenilmezken, aynı bölümde 173. maddede düzenlenen soyadının kullanılmasına izin verilmesine ilişkin talepten nispi harç alınmasının hukuki bir dayanağı yoktur.
Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. bentte açıklanan sebeple ziynet eşyası alacağına ilişkin bölümü yönünden bozulması, 2. bentte gösterilen sebeple davacının davalının soyadını kullanmasına izin verilmesine ilişkin bölümü yönünden ise onanması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun bu bölümlere ilişkin onama ve bozma görüşüne katılmıyorum.