20. Hukuk Dairesi 2013/242 E. , 2013/6792 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, dava dilekçesi ile;... Köyünde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan çalışmalarda orman alanlarının kısmî ilâna çıkartıldığını, ....Köyü sınırları içinde bulunan 128 ada 17 parsel sayılı 3114,47 m² yüzölçümüyle orman olarak tesbit edilen parselin yüzölçümü itibariyle sınırlarının daraltıldığını belirterek, yüzölçümünün düzeltilerek yazılmasını istemiştir. Dava konusu taşınmazın çevresinde bulunan parseller kadastro müdürlüğünce tespit edilip, 128 ada 4, 5, 6, 15 ve 18 nolu parsellerin kadastro tutanakları yüzölçümü haneleri boş bırakılarak davalı olarak mahkemeye gönderildikten sonra yapılan yargılama sonunda, mahkemece; davanın kısmen kabulüne ve 128 ada 17 nolu orman parseline sınır olan 128 ada 4, 5, 6 ve 18 nolu parsellerin orman bilirkişi ve fen bilirkişi raporunda gösterilen 128 ada 4 nolu parselin 1893,60 m2 olarak, 128 ada 5 nolu parselin 0646,07 m2 olarak, 128 ada 6 nolu parselin 1804,26 m2 olarak, 128 ada 18 nolu parselin 0540,90 m2 olarak tamamının orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığı gerekçesiyle tutanaklarının iptali ile ayrı bir parsel numarası verilerek orman vasfı ile ... adına tapuya kayıt ve tesciline;
Orman ve fen bilirkişi raporlarında 128 ada 17 nolu orman parseline sınır olan 128 ada 15 parselin fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen ve 9488,13 m2"lik kısmının orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığı gerekçesiyle bu parselden tefriki ile ayrı bir parsel numarası verilerek orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline ve geriye kalan ve raporda (B) harfi ile gösterilen 43730,30 m2’lik kısmının da orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığı gerekçesiyle 128 ada 15 parselin yüzölçümü 43730,30 m2 olarak tesbit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine tarafından reddedilen 128 ada 15 parselin (B) bölümü yönünden temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 20.04.2011 gün ve 2011/1630-4741 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece, temyize konu 128 ada 15 parselin krokide (B) harfi ile gösterilen 43730,30 m2’lik bölümünün tesbit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de; davacı ... Yönetimi, dava dilekçesi ile; ... Köyünde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan çalışmalarda orman alanlarının kısmî ilâna çıkartıldığını, ... Köyü sınırları içinde bulunan 128 ada 17 parsel sayılı 3114,47 m² yüzölçümüyle orman olarak tesbit edilen parselin yüzölçümü itibariyle
sınırlarının daraltıldığını ve taşınmazın çevresindeki alanın orman sınırları içine alınması ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili isteğiyle Hazine ve Köy Tüzel Kişiliğine husumet yönelterek dava açmış, davaya konu olan yerler hakkında 128 ada 4, 5, 6, 15 ve 18 parsel numarası verilerek yüzölçümü haneleri boş bırakılarak davalı olarak 3402 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca kadastro mahkemesine aktarılmıştır. Ancak, temyize konu 128 ada 15 parsel hakkında kadastro tesbitinden önce açılmış bir davanın bulunması nedeniyle, kadastro tesbiti sırasında malik hanesinin açık bırakılması zorunludur. Bu durumda; malik hanesinin doldurulmuş olması hukuken hiçbir sonuç doğurmaz. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5, 26, 27 ve 30/2. maddelerinde kadastro tespit tarihinden önce dava konusu olan taşınmazlar hakkında ne gibi işlem yapılacağı gösterilmiştir. Orman Yönetiminin 30 günlük kısmî ilân süresi içerisinde orman kadastrosuna itiraz davası açması nedeniyle dava konusu taşınmaz hakkında malik hanesi boş bırakılmak suretiyle tespit tutanağı düzenlenmesi gerekeceğine göre, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece re"sen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp temyize konu 128 ada 15 parselin (B) bölümünün gerçek hak sahipleri adına tesciline karar verilmesi gerekirken, 128 ada 15 parselin krokide (B) ile gösterilen bölümü hakkında araştırma ve inceleme yapılmaksızın tespit gibi tescile karar verilmesi doğru değildir.
O halde, mahkemece, yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi fen elemanı ve tesbit tutanağı bilirkişilerinin tümü tarafların aynı yöntemle gösterecekleri tanıklar hazır olduğu halde taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, temyize konu 128 ada 15 parselin (B) bölümünün öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı olaylara dayalı bilgiler alınmalı, tesbitte saptanan hukuksal olgu dikkate alınarak tutanak bilirkişileri taşınmaz başında usulün 259. maddesi hükmüne uygun biçimde ayrı ayrı dinlenerek tesbitte saptanan hukuksal olgu ile yerel bilirkişi ve tanıkların beyanları arasında aykırılık varsa duraksamasız giderilmeli, taşınmaz bizzat mahkemece görülüp, gözlenmeli, gözlem keşif tutanağına aynen yansıtılmalı, özellikle taşınmazın meyil durumu, fiziksel yapısı, dıştan komşu taşınmazlarla toprak mukayesesi yapılmalı, komşu taşınmazların tesbit tutanağı içeriği ve varsa dayanakları kayıtlarla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli, komşu taşınmazların tesbitlerine bir kayıt ve belge esas alınmış ise nizalı parsel yönünü sözü edilen kayıt ve belgelerin ne biçimde ve kimin yeri olarak sınır gösterdiği üzerinde durulmalı, uzman bilirkişi fen elemanından keşfi izlemeye, yerel bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye elverişli ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, daha sonra davanın dayanağını oluşturan 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14/son maddesi hükmüne göre davacı taraf ile ortak miras bırakanı ölmüş ise ortak miras bırakanın varsa, dava dışı mirasçılarının onaylı nüfus kayıt örnekleri ilgili nüfus müdürlüğünden getirtilerek kimlikleri bu yolla sağlıklı biçimde belirlenip ilgililer adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden salt kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle başkaca taşınmaz mal tesbit yada tescil edilip edilmediği, kadastro, tapu ve hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorulup saptanmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra ... Köyü 128 ada 15 parselin 43730,30 m2"lik kısmına yönelik davanın reddine, bu kısmın 1/3"er hisse ile ..., ..., ... adlarına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna ve kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1969 yılında seri bazda yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14.
maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 17/06/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.