3. Hukuk Dairesi 2021/2307 E. , 2021/5014 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
...
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, asıl davada, davalı müteahhit ...’tan, satış vaadi sözleşmesi ile 2. Kat 3 nolu daireyi ve bu dairenin altına isabet eden dükkanı satın aldığını, bedelini ödediğini, diğer davalıların arsa sahibi olduklarını, müteahhit ve arsa sahipleri arasındaki Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin feshedilmesi nedeniyle adına tapunun tescil edilemediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tapu iptal ve tescil bu mümkün olmadığı takdirde daire bedelinin davalılardan tahsilini istemiş, birleşen davada ise davalılar ...,... ’e karşı aynı sebeplerle aynı talepte bulunmuş, 26.04.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile de tapu iptal ve tescil veya imalat bedeli olan 19.852,17 TL nin arsa sahiplerinden, taşınmaz bedeli olan 80.000,00 TL’nin davalı müteahhitten tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, tapu iptal tescil davasında tüm davalılar aleyhindeki davanın reddine, rayiç bedelin tahsili davasında davalı ... aleyhindeki davanın kabulü ile 80.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, iyileştirme bedeli tahsili davasında, arsa sahibi davalılar ... ..., ..., ..., ..., ..., ... aleyhindeki davanın KABULÜ İLE 19.852,61 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm, davalı ... tarafından, kendi adına asaleten davalılar ...,... adına vekaleten temyiz edilmiş, davalı ...’nin temyiz aşamasından önce davalı ...’nın vekilliğinden istifa ettiği, davalı ...’ya asil olarak da gerekçeli kararın tebliğ edildiği ancak kararı temyiz etmediği anlaşılmıştır. .
1-Her ne kadar mahkemece, tapu iptal tescil davasında tüm davalılar aleyhindeki davanın reddine, rayiç bedelin tahsili davasında davalı ... aleyhindeki davanın kabulü ile 80.000,00 TL nin dava tarahinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile
davacıya verilmesine, iyileştirme bedeli tahsili davasında, arsa sahibi davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... aleyhindeki davanın kabulü ile 19.852,61 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen davacıya verilmesine karar verilmiş ise de; HMK."nun 297/2. maddesi gereğince hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından herbiri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Yine aynı Kanunun 389 maddesinde de, hüküm kısmında iki tarafa yükletilen hak ve borçların tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunluluğu tekrarlanmıştır. Öte yandan davaların birleştirilmesi durumunda da, asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle, birleştirilen dava dosyasının tarafları, iddia, savunma özeti, delilleri kararda belirtilip, değerlendirilip, asıl ve birleşen her bir dava için kararda ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir. Somut olayda asıl ve birleştirilen davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmamıştır. Bu hali ile verilen karar HMK."nın 297/2.maddesine uygun değildir. Mahkemece asıl ve birleşen davalar bakımından az yukarıda açıklandığı şekilde ayrı ayrı HMK.’nın 297/2. maddesine uygun olarak hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ayrıca 6100 sayılı HMK’nın, “hükmün kapsamı” başlığını taşıyan 297. maddesinin (b) bendinde tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile TC kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad-soyadları ile adreslerinin de kararda yer alması gerektiği düzenlenmiştir. Mahkemece, gerekçeli karar başlığında birleşen dosya taraflarının da adına, adresine ve vekil bilgilerine yer verilmesi gerekirken, hükmün karar başlığı kısmında ilgililerin yer almaması da doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Davacı, asıl ve birleşen davada ayrı ayrı tapu iptal tescil bu talebi kabul görmediği takdirde dairenin bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, 26.04.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini tamamen değiştirerek tapu iptal tescil veya imalat bedeli olan 19.852,17 TL’nin davalı arsa sahiplerinden, taşınmaz bedeli olan 80.000,00 TL’nin ise davalı müteahhitten tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davacının, dava dilekçelerindeki talebi ve ıslah dilekçesindeki talebi değerlendirilmeksizin hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
3- Bozma nedenine göre, temyiz eden davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarı 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.