(Kapatılan)13. Ceza Dairesi 2013/31752 E. , 2013/37580 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali, mala zarar vermek
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
5271 sayılı CMK nın 185. maddesine aykırı olarak, suça sürüklenen çocuğun 18 yaşını bitirmediği 9.1.2013 tarihli karar oturumu da dahil olmak üzere bütün oturumların kapalı yerine açık yapılması ile hükmün de açık tefhim edilmesi, giderilmesi ve tekrarlanması olanağı bulunmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır.
1-Suç tarihinde 12-15 yaş grubu arasında bulunan suça sürüklenen çocuğun 5237 sayılı TCK’nın 31/2. maddesi ışığında, suç tarihinde işlediği eylemin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını yönlendirme (irade) yeteneğinin yeterince gelişip gelişmediğine ilişkin en yakın Devlet Hastanesine sevkiyle psikiyatri uzmanından; olmadığı takdirde Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı İhtisas Dairesinden rapor aldırılmadan, Diyarbakır 2. Çocuk Mahkemesinin 2007/768 Esas sayılı dava dosyasında suça sürüklenen çocuğun mahkemede gözlemlenen kişiliğinden yola çıkılarak işlediği suçun hukuki anlam ve sonuçlarını kavrayabilme ve bu yönde davranışlarını yönlendirme yeteneğinin bulunduğuna dair değerlendirmesi ile yetinilerek, duruşmaya devamla yazılı şekilde hükümlülük kararı verilmesi,
2-5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunun 35. maddesi uyarınca; fiil işlendiği sırada 12-15 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocuğun, işlediği fiillerin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, sosyal yönden inceleme yaptırılmasının gerekli olduğu, mahkemece, sosyal inceleme raporuna gerek görülmediği taktirde ise gerekçesinin kararda gösterilmesinin zorunlu olduğu dikkate alındığında, suça sürüklenen çocuk hakkında sosyal inceleme yaptırılmaması ve sosyal inceleme raporu aldırılmama nedeninin gerekçeli kararda belirtilmemesi,
3-Konut dokunulmazlığı ihlal suçunun, suç tarihine göre, 5271 sayılı CMK"nın 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşma kapsamında kalması dikkate alınarak, taraflara uzlaşma teklif edilerek suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4-...."ye ait olan ancak müşteki ... tarafından işletilen .... internet kafe isimli işyerinde yapılan görgü tespit işlemi esnasında müştekinin, hırsızlık eylemi nedeniyle herhangi bir zararının olmadığını beyan ettiği, ...."nin, olay yeri inceleme raporundan anlaşıldığı kadarıyla 5 TL bozuk parasının çalındığını söylediği, müştekinin mahkeme aşamasında ise olay anında bahse konu yerde market işlettiği ve 6-7 karton sigarasının çalındığı yönünde beyanda bulunduğunun anlaşılması karşısında, öncelikle beyanlar arası çelişkinin giderilerek, söz konusu işyerinden çalınan her hangi bir şey olup olmadığının tespiti ile suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
5-5237 sayılı TCK nın 116/2 ve 151/1 maddelerinde hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörülmesi karşısında, hapis cezasının tercih edilmesine neden olan hukuki gerekçeler açıklanmadığı gibi suç tarihinde 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuk hakkında hükmedilen kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın, yaşının küçüklüğü gözetilerek 5237 sayılı TCK"nın 50/3. maddesi gereğince, 50/1 maddesinde yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi,
6-Suça sürüklenen çocuğun suç tarihine göre adli sicil kaydında herhangi bir hükümlülüğün bulunmaması ile işyeri dokunulmazlığını ihlal ve hırsızlığa teşebbüs suçları bakımından giderilmesi gereken her hangi bir zararın da oluşmaması karşısında, 5728 sayılı Yasanın 562.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231.maddesi uyarınca ve bu maddenin 6.fıkrasına 25.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Yasanın 7.maddesi ile eklenen cümle de gözetilerek; hükmolunan cezanın tür ve süresine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
7-T.C. Anayasa’sının 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK"nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, sanıklar için baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafiinin ücretinin sanıklardan alınmasına hükmedilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu müdafii ücretinin suça sürüklenen çocuktan alınmasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafii ile o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 3.12.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.