Esas No: 2021/3812
Karar No: 2022/249
Karar Tarihi: 13.01.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/3812 Esas 2022/249 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, kök murisleri Mehmet'in öldüğü tarihe kadar kendilerine ait olan taşınmazların kadastro tespiti sırasında davalılar adına tespit edildiğini iddia ederek hatalı tespitin iptal edilmesi ve taşınmazların hakları oranında kendilerine tescil edilmesi için dava açtılar. Davalılar ise kök murisin taşınmazları 05.05.1998 tarihli noter senediyle kendilerine sattığı ve dolayısıyla davacıların hakları olmadığını savundular.
Mahkeme, tapuda kayıtlı olmayan taşınmazlarda muvazaa iddiasının dinlenemeyeceğini ancak zilyetliğin de devredilmesinin koşulu olduğunu belirtti. Mahalli bilirkişilerin keşiflerine göre, kök muris Mehmet'in öldüğü tarihe kadar dava konusu taşınmazlarda kimse zilyetlik etmedi. Dolayısıyla davalıların noter senediyle taşınmazları kendilerine satın aldığı iddiası kabul edilemezdi. Ancak 101 ada 274 parsel sayılı taşınmazın zilyetliği davalı ... tarafından 1996 yılında devralınmış ve üzerine ev yapılmıştı. Bu nedenle bu parsel yönünden davanın reddedilmesi gerektiği sonucuna varıldı.
6100 sayılı HMK'nin Geçici 3
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında ... Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükmün davalı ... tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararınn kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiş olup, bu kez davalı ... vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar ... ve ...vekilleri, ... ilçesi ... Köyünde bulunan 16, 17, 22, 41, 51, 52, 274, 279, 280, 292, 312, 329, 336, 356, 360, 374, 393, 429, 433, 435, 453, 467, 486, 488, 489, 491, 492, 496, 507, 508, 509 ve 510 parsel sayılı taşınmazların, müvekkilleri olan davacılar ... ve ...'nın hak sahibi oldukları halde taşınmazların kadastro tespiti sırasında davalılar adına tespit gördüğünü, davalıların babaları olan ...'nın yıllar önce vefat ettiğini, kök muris ...'nın 05.05.1998 tarih ve 3983 yevmiye numaralı noter senedi ile sınırları tarif edilen 21 adet yeri 460 milyon TL bedelle satmış ise de yapılan işlem kök muris ...'nın geçerli bir irade beyanına dayanmadığından, bir aktin meydana gelebilmesi için gereken kurucu unsurun oluşmadığını, geçerli bir sözleşmenin en temel unsurlarından birinin irade uyuşması olduğunu, devir işlemini yapan kök murisin senedin yapıldığı tarihte yaşının oldukça ilerlemiş olduğunu, gerçekte ortada bir satışın olmadığını, bir an için murisin geçerli bir biçimde "bağış" yaptığı kabul edilse dahi, bu defa davacıların saklı paylarının ihlal edileceğinin görüleceğini, bu durumda payı ihlal eden oranda tenkis talep etmenin gereğinin hasıl olacağını açıklayarak, yapılan hatalı tespitin iptali ile söz konusu parsellerin hakları oranında davacılar adına tespit ve tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Davalı ... ve davalı ..., babaları ... ile ... Noterliğinin 5.5.1998 tarihli ve 3983 yevmiye numaralı noter senedi ile yapmış oldukları akdin yükümlülüklerinin yerine getirildiğini, satış miktarının ...’ya ödendiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün, davalı ... tarafından istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi (13.) Hukuk Dairesince, davalı ...’nın istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiş ve ... bu karar, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dava konusu taşınmazların, öncesinde hissesi oranında davacıların dedesi, davalıların ise babaları olan kök muris ...'ya ait bulunduğu hususunun taraflar arasında tartışma konusu olmadığı anlaşılmaktadır. Davalılar, murisleri ...'nın bu taşınmazlarda bulunan hisselerini 05.05.1998 tarih ve 3983 yevmiye numaralı noter senediyle kendilerine sattığını, dolayısıyla davacıların bu taşınmazlarda hiç bir hak hisselerinin bulunmadığını iddia etmişlerdir. Tapuda kayıtlı olmayan taşınmazlarda muvazaa iddiasının dinlenemeyeceği kuşkusuzdur. Ancak menkul mal hükmünde bulunan tapusuz taşınmazlarda geçerli bir satıştan söz edilebilmesi, zilyetliğin de devredilmesi koşuluna bağlıdır. Somut davada ise mahalli bilirkişilerin keşiflerdeki beyanlarında, kök muris ...'nın öldüğü tarih olan 18.06.2005 tarihine kadar dava konusu taşınmazlardan 101 ada 274 parsel sayılı taşınmaz dışında, diğer parsellerde de 1996-1997 yıllarından itibaren kimsenin zilyetlik etmediğinin belirtilmiş olması karşısında, 05.05.1998 tarihli ve 3983 yevmiye numaralı noter senediyle davalılara müstakil hak ve zilyetliğin devrolunmadığı, bu nedenle satış senedine değer verilemeyeceği, dava konusu taşınmazlarda kök muris Mehmet'e ait hissede tüm mirasçılarının bu arada dava açan davacıların da miras payının bulunduğu ve davacıların miras paylarının adlarına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan kararında yazılı gerekçelere ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesine göre, davalı ...’nın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2. Ancak keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ..., ... ve ... beyanlarına göre, dava konusu 101 ada 274 parsel sayılı taşınmazın zilyetliğini 1996 yılında davalı ...' nın devraldığı ve üzerine ev yaptığı, böylelikle bu taşınmazda zilyetliğin devri şartının gerçekleştiği, bu zilyetlik devrinin de murisin sağlılığında yapıldığı anlaşıldığından, bu parsel yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabul kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ...'nın ... ilçesi ... Köyünde bulunan dava konusu 16, 17, 22, 41, 51, 52, 279, 280, 292, 312, 329, 336, 356, 360, 374, 393, 429,433 435, 453, 467, 486, 488, 489, 491, 492, 496, 507, 508, 509 ve 510 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükme yönelen temyiz itirazlarının reddi ile bu taşınmazlar hakkındaki Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ...'nın dava konusu 274 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükme yönelen temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile bu parsel hakkındaki Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'ya iadesine, 13.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.