Esas No: 2021/11498
Karar No: 2022/262
Karar Tarihi: 13.01.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/11498 Esas 2022/262 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Kadastro Mahkemesi'nde görülen davanın kararı Yargıtay'da incelenmiştir. Davanın konusu, taşınmazların tespitine ilişkindir. Dosyadaki deliller yetersiz olduğu için karar bozulmuştur. Mahkemenin yapması gereken incelemeler ve araştırmalar belirtilerek, davalı-davacılara ait tapu kayıtlarının taşınmazlara uygun olup olmadığı yeniden değerlendirilmelidir. Mahkeme kararının bozulması ve avukatlık ücretinin belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak, 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi ve 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi açıklanmıştır. Ayrıca, karar düzeltme isteğinin yapılması ve peşin harcın iadesinin mümkün olduğu HUMK'un 440/I maddesi de belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı-davacı ... ve arkadaşları vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15.10.2019 tarihi tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü temyiz eden davalı-davacı ... ve arkadaşları vekili Av. ...ve Av. ...’in katılımıyla duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemenin verdiği önceki karar ... tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; “Mahkemece hükmüne uyulan önceki bozma ilamlarında, tarafların tapu kayıtlarının usulüne uygun mahallinde uygulanması ve kapsamlarının belirlenmesi, davacı ... ve arkadaşları ile ... arasındaki uyuşmazlığın ortak sınıra ilişkin olup olmadığının irdelenmesi, ... ile davacı ... ve paydaşlarının tutunduğu tapu kayıtlarının aynı kökten geldiği vurgulanarak tarafların tapu kayıtlarının tüm tedavülleri ile getirtilmesi, kök tapu kayıtları ile ifraz kayıtlarının ayrı ayrı mahallinde uygulanarak ve revizyon gördüğü taşınmazlar dikkate alınarak kapsamlarının belirlenmesi gereğine değinildiği ve mahkemece bozma kararlarına uyulduğu halde, gereklerinin tümü ile yerine getirilmediği belirtilerek, hükmüne uyulan önceki günlü bozma kararları çerçevesinde araştırma, soruşturma ve uygulama yapılması ve bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacı ...’nın dava konusu 242 parsele ilişkin davasının kabulüne, diğer davacıların 242 parsele ilişkin davalarının reddine, 243 parsele ilişkin davalarının kabulüne, dava konusu 242 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün 214.309,84 metrekare olarak düzeltilerek payları oranında ... mirasçıları adına tesciline, 243 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün 220.218,09 metrekare olarak düzeltilerek ... ve müşterekleri adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı-davacı ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dava konusu 243 parsel sayılı taşınmaz yönünden; Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine ve temyiz edenin sıfatına göre davalı-davacı ... ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Dava konusu 242 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, davalı-davacı ... ve arkadaşlarına ait tapu kayıtlarının dava konusu taşınmaza uymadığı, taşınmazın, tespite esas alınan davacı-davalı ...’ya ait 20.08.1964 tarih ve 25 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı gerekçesiyle davacı-davalı ... mirasçıları adına tesciline karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır.
Şöyle ki; davalı-davacı ... ve arkadaşlarına ait Mart 1955 tarih ve 129 numaralı tapu kaydının dava konusu taşınmaza uyduğu kanıtlanamamıştır. Ancak yine bu kişilere ait Mart 1955 tarih ve 128 numaralı tapu kaydının hudutları “... ..., ... Bey tarlaları ve tarik” okumaktadır. “... ...” dava konusu taşınmazın kuzey komşusu olan 523 parsel sayılı taşınmazın evvelki malikidir. Bu husus kesinleşen 523 parsel sayılı taşınmazın tespitine esas tapu kaydının ilk geldisi olan Temmuz 1303 tarih ve 730 numaralı kayıttan anlaşılmaktadır. “... Bey”, dava konusu taşınmazın tespitine esas tapu kaydının kök malikidir. Tapu kaydında yazılı “Tarik” sınırı yönünden ise taşınmazın hem doğusunda hem de batısında yol bulunmaktadır.
Dava konusu 242 parsel sayılı taşınmazın tespitine esas alınan 20.08.1964 tarih ve 25 sıra numaralı ...’ya ait tapu kaydının incelenmesine gelince; bu kayıt 750 dönüm miktarındaki Mayıs 1310 tarih ve 103 numaralı kaydın önce üç parçaya sonrasında da altı parçaya ifrazı sonucu oluşmuş ve intikal görmüştür. Mayıs 1310 tarih ve 103 numaralı kayıttan ifraz olan diğer kayıtların güneyde Uzgaç ve Sökün yollarının birleştiği 591 parsel sayılı taşınmazdan kuzeye doğru birbirini okumak suretiyle devam ettiği, buna göre en üstte dava konusu 242 parsele uygulanan 20.08.1964 tarih ve 25 sıra numaralı kaydın kaldığı ve bu kaydın kuzey hududunda “... veresesi, ...veresesi” okuduğu anlaşılmaktadır. Davalı-davacı ... ve arkadaşlarına ait Mart 1955 tarih ve 128 numaralı kaydın geldiği Temmuz 1296 tarih ve 74 numaralı kaydın maliki de ...' dir. Dolayısıyla ... ait Mart 1955 tarih ve 128 numaralı kayıt “... Bey tarlaları” demekle güneyde ...’ya ait kaydın kök malikini okurken, tespite esas 20.08.1964 tarih ve 25 sıra numaralı kaydın kuzey hududu da “...” demekle ... ait kaydı okumaktadır. ...yeri de daha konusu taşınmazın kuzeyinde 523 parselde olduğuna göre, ... ait Mart 1955 tarih ve 128 numaralı kaydın dava konusu 242 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığını düşünmek gerekir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılan 570 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanağı ve tapu kaydı getirtilmeli, fen bilirkişisinden kesinleşen 591 parsel sayılı taşınmazdan başlanmak suretiyle kuzeye doğru ifraz öncesi Mayıs 1310 tarih ve 103 numaralı kayıt miktarı olan 750 dönüm (689.250 metrekare) yerin belirlenerek kroki üzerinde işaretlenmesi istenmeli, 242 parsel sayılı taşınmaz içerisinde bundan arta kalan kısmın davalı-davacı ... ve arkadaşlarına ait Mart 1955 tarih ve 128 numaralı kayıt kapsamında kaldığı değerlendirilerek ortaya çıkacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılmadan karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun bulunmadığından hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı-davacı ... ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ... duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 2.037,00 TL avukatlık ücretinin davacı-davalı ... ve arkadaşlarından alınarak ... duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalı-davacı ... ve arkadaşlarına verilmesine,taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 13.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.