20. Hukuk Dairesi 2013/1259 E. , 2013/6775 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin giderden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukukî nedene dayanarak iki kıt"a gayrimenkulün müvekkili adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiyle dava açmış; yargılama sırasında dava konusu gayrimenkullerden (m) ile gösterilen bölümün Hazine adına kayıtlı 247 ada 14 parsel kapsamında tapuya tescil edildiğinin anlaşılması üzerine, birleşen dava dosyası ile tapu kaydının kısmen iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine ve ... vekilleri, gayrimenkullerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki ormanlık yerlerden olduğunu, özel mülkiyete konu olamayacağını ileri sürerek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle 247 ada 14 parselin krokide (m) ile gösterilen 16.917.29 m²’lik kısmının iptaliyle ve tapusuz alanda kalan (c) ile gösterilen 1850.10 m²’nin davacı adına tesciline ilişkin verilen karar, davalılar Hazine ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 18.09.2007 gün 2007/4100-4897 sayılı kararı ile [...08.09.2006 tarihli krokide (c) ile gösterilen 1850.10 m²’lik yere ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle usul, kanun ve bozma gereklerine uygun bulunan hüküm bölümünün onanmasına, (m) ile gösterilen 16.917.29 m²’lik bölümüne ilişkin ise, çekişmeli taşınmaz bölümünün Türkler Kasabasında 1956 yılında yapılan kadastroda “Devlet ormanı” olarak tesbit dışı bırakılmış, 13.02.1988 tarihinde kesinleşen Orman Kadastro Komisyonu çalışmasında ise, orman sayılmayan alanda bırakıldığından taşınmazın önceki vasfının şüpheden uzak biçimde tesbit edilmesi için, dava tarihinden önceki 20 yıllık zaman diliminde çekilmiş hava fotoğrafı ile bundan yararlanılarak oluşturulmuş memleket haritası ve amenajman planı dosya arasına konulmalı, mahallinde yapılacak keşifte harita mühendisine uygulatılmalı, gayrimenkulün önceki niteliği bu şekilde belirlendikten sonra toplanmış diğer delillerde gözönünde bulundurularak uyuşmazlığın esasının çözüme kavuşturulması...” gereğine değinilerek (M) bölümüne ilişkin olarak bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne, 08.09.2006 ve 28.09.2009 tarihli krokilerde (M) ile işaretli (247 ada 14 parsel içinde) 16.917 m² taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tesciline, (C) ile işaretli (1850 m²) yer hakkında verilen karar daha önce onandığından bu bölümün de davacı adına tesciline, (M) bölümüne ilişkin asıl davadaki tescil isteminin yerin tapulu olması nedeniyle reddine ilişkin verilen karar, davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından (M) işaretli bölüme yönelik olarak temyiz edilmekle, Dairenin 16.02.2011 gün ve 2010/14650-1209 sayılı kararı ile “...Her olaya olayın meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan yasa hükümlerinin uygulanması gerektiğinden somut olayın 2613 sayılı Kanun hükümleri gereğince irdelemesi yapılıp uyuşmazlığın buna göre çözümlenmesi zorunlu olduğu, (M) işaretli taşınmaz bölümünün 1956 yılında yapılan genel
arazi kadastrosu sırasında bitişikteki taşınmazlarla birlikte orman niteliğiyle tesbit dışı bırakıldığı, 13.02.1988 günü kesinleşen orman kadastrosu sırasında davaya konu taşınmazın da içerisinde yer aldığı arazinin orman tahdit hattı dışında kaldığı, H.G.K.’nun 24/10/2001 gün ve 2001/8-964-751 sayılı ve 13/02/2002 gün ve 2002/8 - 183- 187 sayılı kararları ile kadastro (tapulama) komisyonlarınca orman sayılarak tesbit harici bırakılan yerler, yukarıda yazılı gerekçelerle orman kadastrosunun kesinleştiği güne kadar orman sayılacağından, sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceğinden orman kadastrosunun kesinleştiği 13.02.1988 günü ile gerek tescil davasının açıldığı 15.05.2000 günü, gerekse taşınmazın 247 ada 14 parsel içinde kaldığı anlaşıldıktan sonra açılan tapu iptali ve tescil davasının tarihi olan 28.09.2006 günü arasında 20 yıllık zilyetlikle mülk edinme süresinin dolmadığı gözönünde bulundurularak, (M) bölümüne yönelik davanın reddine karar verilmesi...] gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra bilirkişiler ... tarafından düzenlenen 28.09.2009 günlü rapor ve krokide (M) harfi ile gösterilen 247 ada 14 parseldeki taşınmazla ilgili davanın reddine, asıl dava açısından daha önce verilen karar kesinleştiğinden ayrıca karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden sonra 13.02.1988 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu ile 1956 yılında yapılıp kesinleşen arazi kadastrosu bulunmaktadır. Dava konusu taşınmaz, genel arazi kadastrosunda Devlet ormanı niteliğiyle tescil harici bırakılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 17/06/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.