Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/433
Karar No: 2013/6768
Karar Tarihi: 17.06.2013

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/433 Esas 2013/6768 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/433 E.  ,  2013/6768 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdikleri ... Mevkiinde bulunan taşınmazın, tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu, Alanya Kadastro Mahkemesinin 1998/127 - 1998/108 sayılı kararı ile bu yerin kadim ziraat arazisi olduğunun belirlendiğini iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adlarına tescilini istemişlerdir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile 07.09.2006 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile işaretli 12170,58 m² bölümün davacılar adına tapuya tesciline dair verilen karar, Hazine tarafından temyiz edilmekle, Dairenin 26.10.2010 gün ve 2010/9200 - 13106 sayılı kararı ile “...yörede 1958 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sonucunda çekişmeli taşınmazın bulunduğu alanın, Devlet Ormanı niteliğiyle tespit harici bırakıldığı, 1985 yılında yapılan orman kadastrosu sırasında da taşınmazın orman olarak sınırlandırıldığı, bu işleme karşı davacıların orman olmadığı iddiasıyla açtığı orman kadastrosunun iptali davasının ... Kadastro Mahkemesinin 1998/127 - 108 sayılı kararı ile kabul edilerek taşınmazın orman sınırları içine alınması işleminin iptal edildiği, bu kararın 04.05.1999 tarihinde Daire tarafından onanarak kesinleştiği, H.G.K.’nun 24/10/2001 gün ve 2001/8-964 E. - 751 K. sayılı ve 13/02/2002 gün ve 2002/8 - 183 E. - 187 K. sayılı kararları ile kadastro (tapulama) komisyonlarınca orman sayılarak tesbit harici bırakılan yerlerde, yukarıda yazılı gerekçelerle orman kadastrosunun kesinleştiği güne kadar orman sayılacağından, sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği, davalı taşınmaz her ne kadar orman değilse de, orman kadastrosunun kesinleştiği tarihe kadar orman sayıldığına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği 04.05.1999 tarihinde başladığına göre, dava tarihi itibariyle 20 yıllık süre geçmemiştir...” denilerek bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 sayılı Kanun gereğince yapılan orman kadastrosu ve 2/B uygulaması 09.05.1985 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir. Daha sonra 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması yapılmış, 11.11.1988 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir. Genel arazi kadastrosu 1958 yılında yapılmış, çekişmeli yer orman niteliği ile tespit dışı bırakılmıştır.

    Her ne kadar Daire bozma kararında, dava konusu taşınmazın devlet ormanı olarak tescil harici bırakıldığı ve kadastro mahkemesinin 17.11.1998 gün ve 1998/127-108 sayılı kararının kesinleştiği 04.05.1999 tarihinden itibaren davacılar tarafından sürdürülen zilyetliğin hüküm ifade edeceği belirtilmiş ve mahkemece de Daire kararına uyulmakla, Hazine ve Orman Yönetimi lehine usulî kazanılmış hak oluşmuş ise de, daha önce davacıların Hazine ve Orman Yönetimine yönelterek kadastro mahkemesinde açtığı orman tahdidine itiraz davasında, taşınmazın öncesi itibariyle hiçbir zaman orman olmadığının kesin hükme bağlandığı, ziraat bilirkişi Mustafa Türkyılmaz tarafından düzenlenen 05.07.2005 tarihli raporda taşınmazın 25 yıldır muz bahçesi olduğu, en az 25 yıl önce emek ve masraf sarfı ile imar ve ihya edildiği, çevresindeki tarım arazileri ile aynı yapıda ve devamı şeklinde bulunduğu, özel mülkiyete tabi tarım arazisi niteliğinde olduğunun belirtildiği ve zilyetliğin aralıksız ve davasız devam ettiği dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarından anlaşılmakla, Dairenin, belirlenen bu olguların aksine düşünce ve değerlendirmeler ile zilyetlik süresinin taşınmazın orman tahdidi dışında bırakılmasına ilişkin kadastro mahkemesi kararının kesinleştiği 04.05.1999 tarihinden itibaren değer verileceğine ilişkin belirlemesinin maddî yanılgıya dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; usulî kazanılmış hakkın istisnası niteliğindeki maddî yanılgı ve kadastro mahkemesinin kesin hükmü birlikte değerlendirildiğinde, sürdürülen zilyetliğin kadastro mahkemesi kararının kesinleşmesinden daha önceye yani zilyetliğin başladığı tarihten itibaren davacılar yararına hüküm doğurması gerekir. O halde; 20.06.2005 günlü keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları ve uzman bilirkişi raporları sonucunda dava konusu taşınmazın 20 yıldan fazla süredir muz bahçesi olarak kullanıldığı, çevresindeki tarım arazilerinin devamı niteliğinde olduğu anlaşılmakla, Türk Medenî Kanununun 713/1. maddesi uyarınca tescil koşullarının davacılar yararına oluştuğu anlaşıldığından, davanın kabulü yönünde hüküm kurulması gerekirken, maddî yanılgıya dayalı bozma kararına uyularak reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 17/06/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi