5. Ceza Dairesi Esas No: 2015/11483 Karar No: 2019/6595 Karar Tarihi: 27.06.2019
Rüşvet alma ve verme - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2015/11483 Esas 2019/6595 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanıkların rüşvet alma ve verme suçlarından mahkum edilmesine karar vermiştir. Ancak mahkeme, hırsızlık suçunu oluşturduğunu kabul ettiği her iki suçtan mahkumiyet hükümlerinin iddianamede gösterilen eylemden ibaret olması gerektiği, açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılması ve davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmasına hükmetmiştir. Ayrıca, sanıkların hırsızlık suçundan cezalarında indirim yapılması gerektiği ve TCK'nın 53. maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesinin kararı doğrultusunda uygulanması gerektiği belirtilerek, mahkumiyet hükümleri bozulmuştur. Kararda ayrıca, resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik de temyiz itirazları değerlendirilerek, yerel mahkemece verilen kısmen direnme kararının Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gönderilmesi için dosyanın Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine karar verildiği ifade edilmiştir. Detaylı kanun maddeleri eklenmemiştir.
5. Ceza Dairesi 2015/11483 E. , 2019/6595 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Rüşvet alma ve verme, resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Rüşvet alma ve verme suçlarına ilişkin eylemlerin hırsızlık suçunu oluşturduğunun kabulüyle her iki suçtan mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanıklar hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davanın mahkemece 3628 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca Hazineye ihbarı mümkün görülmüştür. CMK"nın 225/1. maddesindeki "Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir." şeklindeki düzenleme karşısında, hükmün konusunun iddianamede gösterilen eylemden ibaret olması gerektiği, açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılması, davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğu, dava konusu yapılan eylemin açıkça ve bağımsız olarak gösterilmesi gerektiği, birleşen kamu davalarına dayanak teşkil eden 24/11/2008 tarihli, 2008/1775 Esas ve 08/01/2009 tarihli, 2009/36 Esas sayılı iddianamelerde sanık ..."ın araç muayene işlemlerinde kullanılan hologramları sanık ..."ın azmettirmesi neticesinde çaldığına ilişkin bir anlatım bulunmadığından, bu eylemlere ilişkin bir dava açılmadığı halde, iddianın dışına çıkılarak değişik kabul ve gerekçe ile yazılı şekilde hırsızlık suçundan mahkumiyet hükümleri kurulması, Kabule göre de; Sanıklardan.... in araç muayene işlemlerinde kullanılan hologramları çaldığı şeklinde kabul edilen eylemine konu malın değerinin az olduğundan sözedilemeyeceği halde TCK"nın 145. maddesi uyarınca sanıkların cezalarında indirim yapılması, TCK"nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı doğrultusunda uygulanması lüzumu Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, Sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; Dairemizin 28/03/2013 tarihli ve 2012/6425 Esas, 2013/2399 Karar sayılı bozma ilamına karşı mahkemesince kısmen direnme kararı verildiği, 02/12/2016 tarihli ve 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 36. maddesiyle, 5271 sayılı CMK"nın 307. maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesi değiştirilerek "Direnme kararları, kararına direnilen daireye gönderilir. Daire, mümkün olan en kısa sürede direnme kararını inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir, görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir." şeklindeki düzenleme karşısında, yerel mahkemece verilen kısmen direnme kararının Yargıtay C.Başsavcılığının 24/11/2015 tarihli tebliğnamesiyle temyiz incelemesini yapmakla görevli olan Dairemize gönderildiği anlaşılmakla; Dairemizin 28/03/2013 günlü bozma kararının usul ve yasaya uygun olduğu ve yeniden yapılan inceleme sonucunda kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, 6763 sayılı Kanunun 38. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 10. maddesi uyarınca, dosyanın direnme konusunda karar verilmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİNE 27/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.