Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/17675 Esas 2018/162 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17675
Karar No: 2018/162
Karar Tarihi: 16.01.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/17675 Esas 2018/162 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/17675 E.  ,  2018/162 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş)Mahkemesi

    Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, 124.895,73 TL maddi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalılar vekilince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 16/01/2018 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılar vekili Avukat ... ile davacı vekili Avukat ...geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.

    KARAR

    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, 124.895,73 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
    Dosya kapsamından, kaza tarihinin 22/06/1998, dava tarihinin 02/06/1999, ıslah tarihinin 05/05/2016 tarihi olduğu, davalı tarafın ıslah talebine karşı zamanaşımı def‘i ileri sürdüğü, buna karşılık mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
    Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalabilmesini ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu “eksik bir borç” haline dönüştürür. Bu itibarla zamanaşımı savunması bir defi olup, ileri sürüldüğünde, şartları gerçekleşmişse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir. 11.01.1940 tarihli 15/70 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı"nda aynı husus "zamanaşımı defi davanın esası hakkında her türlü muameleye manidir. Bu sorun halledilmeden davanın esası incelenemez." şeklinde ifade edilmiştir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle, somut olayda davalı tarafın ıslah talebine karşı zamanşımı def‘i ileri sürdüğü gözden kaçırılarak, bu hususlar hakkında bir değerlendirme yapılmaksızın davanın esası hakkında yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalılar yararına takdir edilen 1.630,00TL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 16/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.