Esas No: 2021/11691
Karar No: 2022/292
Karar Tarihi: 17.01.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/11691 Esas 2022/292 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Kadastro Mahkemesinde görülen bir dava sonucunda, davalının temyizi üzerine yapılan incelemede mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ifade edilmiş ve hüküm bozulmuştur. Davanın tarafları arasında Taşınmazların taksim edilip edilmediği konusunda çekişmeler vardır. Ayrıca, müdahale talebinde bulunan ... ve arkadaşları tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/303 Esas sayılı dava dosyasıyla açılan davanın eldeki davaya müdahale niteliğinde olduğu ve doğru sicil oluşturulabilmesi bakımından davaların birlikte görülmesi gerektiği belirtilmiştir. Kadastro tespitine itiraz davalarında kadastro mahkemeleri görevlidir. Askı ilanından sonra açılan davalarda ise genel mahkemeler görevlidir. Kadastro mahkemelerine dava açıldıktan sonra tespitten önceki haklara dayanılarak asli müdahil olarak katılanların davalarını çözmek görevi kadastro mahkemesine aittir. Kanun maddeleri sırasıyla şunlardır: 3402 sayılı Kanun'un 11, 12, 26/B, ve 26/D maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Mahkemenin verdiği önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; "Mahkemece bozma ilamının gereklerinin yerine getirilmediği belirtilerek, taşınmazlar başında yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi ve taraf tanıkları ile keşif yapılması, öncelikle tüm tapu kayıt malikleri arasında taşınmazların taksim edilip edilmediği ve dava konusu taşınmazların taksimen ve müstakilen tarafların murisi ... (...) Kukul’a isabet edip etmediğinin araştırılması, taşınmazların taksimen tarafların murisi ...’a kaldığının ispatlanması halinde taşınmazların miras payları oranında ... mirasçıları adına tesciline karar verilmesinin gerektiğinin düşünülmesi, taksim kanıtlanamadığı takdirde ise; tarafların murisi ... (...) Kukul’un payının icraen satıldığı tarihten sonra eşi ...’nın payının kayden kendisine hibe edildiği 05.12.1962 tarihli ve 7 nolu tapu kaydı göz önüne alınarak tapu kaydının müşterek mülkiyet hükümlerine tabi olduğu ve kadastro tespitinin davalı ... adına yapıldığı, davacıların babaları ...’dan gelen hakka dayandıkları gözetilmek sureti ile ...’un tapu kaydındaki payı tüm mirasçıları adına miras payları oranında tescil edilmesi, davada taraf olmayan diğer müşterek maliklerin paylarının ise davalı ... üzerinde bırakılması” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, çekişmeli 120 ada 22 ve 123 ada 3 parsellere ilişkin tespitlerin iptali ile parsellerin her birinin dosya arasında ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 11.04.2005 tarihli ve 2005/542 Esas, 2005/318 Karar nolu veraset ilamı bulunan ...’un mirasçıları adına veraset belgesindeki payları oranında ayrı ayrı tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki, davacı taraf, dava konusu taşınmazların tarafların murisi ...’dan geldiği ve terekesinin taksim edilmediği iddiasında bulunmuş olup davalı taraf ise, dava konusu taşınmazları ... mirasçılarından satın aldığını savunmuştur. Mahkemece, dava konusu taşınmazların tespite esas tapu kayıtlarının malikleri arasında taksim edilerek tarafların murisi ...’ya isabet ettiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Temyiz aşamasında ise ... mirasçıları olduğunu belirten ... ve arkadaşları, davalı ...’e taşınmazların satılmadığı iddiasına dayanarak ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/303 Esas sayılı dava dosyalarının bulunduğunu belirterek eldeki dosyaya müdahale talebinde bulunmuşlardır. Kadastro Mahkemeleri, 3402 sayılı Kanun'un 11. ve 26/B maddeleri uyarınca 30 günlük askı ilan süresi içinde açılan kadastro tespitine itiraz davalarında görevli olup, askı ilanından sonra açılan davalarda ise aynı Kanun'un 12. maddesi uyarınca genel mahkemeler görevli bulunmaktadır. Aynı Kanun'un 26/D maddesinde de kadastro mahkemelerine dava açıldıktan sonra tespitten önceki haklara dayanılarak asli müdahil olarak katılanların davalarını çözmek görevinin kadastro mahkemesine ait olduğu belirtilmiştir. Müdahale talebinde bulunan ... ve arkadaşlarının asliye hukuk mahkemesine açtıkları dava, dava konusu taşınmazların kadastro tutanakları kesinleşmediğinden, görülmekte olan eldeki davaya müdahale niteliğinde olup doğru sicil oluşturulabilmesi bakımından açılan davaların birlikte görülmesi zorunlu bulunmaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, müdahale talebinde bulunan ve ... mirasçıları olduğunu belirten ... ve arkadaşları tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/303 Esas sayılı dava dosyasıyla açılan davanın eldeki davaya müdahale niteliğinde olduğu ve doğru sicil oluşturulabilmesi bakımından davaların birlikte görülmesi gerektiği gözetilerek, tarafların iddia ve savunmaları ile toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 17.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.