15. Hukuk Dairesi 2016/3055 E. , 2018/1878 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı-birleşen dosya davalısı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl dava, eser sözleşmesinin ayıplı ifası nedeniyle semen tenzili ve kâr kaybından kaynaklanan maddi zarar istemine, birleşen dava; ödenmeyen bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine haksız itirazın iptâli, takibin devamı, icra inkâr tazminatı istemlerine ilişkin olup, mahkemece asıl ve birleşen davaların her ikisi için de kısmen kabule dair verilen karar davacı-birleşen dosya davalısı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan 17.04.2004 tarihli sözleşme ile davalı-birleşen davanın davacısı (yüklenicinin), davacı-birleşen davanın davalısı ( iş sahibi) için, KDV dahil 519.000 euro bedel ile iki adet tuz makinasının yapımını üstlendiği, teslim edilen makinalara karşılık iş sahibi tarafından 390.000 euro ödeme yapıldığı hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davacı vekili davasında; yüklenicinin imal ve monte ettiği dava konusu makinaların sözleşmeye aykırı, ayıplı imal edildiğinin, 30 derecelik dönme açısını sağlayamayıp devrildiklerinin,ölçülerinin hatalı olduğunun mahkemece tesbit edilmesi nedeniyle, sözleşmede belirlenen iş bedelinden indirim gerektiğini, KDV dahil 519.000 euro bedelli iş için 390.000 euro ödenip, kalan 50.000 euro nun tutulduğunu, ayıp sebebiyle iş bedelinden 177.000 euro indirim yapılmasını, uğranan kar kaybı ve işçilik zararı için 50.000,00 TL"nin yükleniciden tahsiline karar verilmesini belirterek 47.800 euro fazla ödeme iddiasında bulunmuştur.
Davalı vekili müvekkilinin 50.000 euro bakiye iş bedeli ve 79.000 euro KDV alacağı toplamı 129.000 euro asıl ve 8.000 euro işlemiş faiz alacağı ödenmediğinden Kayseri 1. icra müdürlüğünün 2007/4804 Esas nolu dosyasında iş sahibine karşı girişilen takibe itirazın haksız olduğu iddiasıyla itirazın iptâli davası açmış olup irtibat nedeniyle her iki davanın yargılaması birleştirilerek yapılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporlarına göre yüklenicinin teslim ettiği eserin %10 oranında ayıplı imâl edildiği, bu oranda iş bedelinden 51.900 euro semen tenziline gidilmesi gerektiği, ayrıca bu yüzden iş sahibinin uğradığı maddi zararın 18.869,71 TL olduğu benimsenmiş ancak; gerekçede taraflarca takas mahsup istenmediğinden ayrı hüküm kurulduğu belirtilmesine rağmen, davacının semen tenzili isteminin reddine karar verilip, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti hesabında da hatalı sonuca varılmıştır.
Sözleşmenin tarafları aynı sözleşmeden doğan alacaklarını açılan davada mahsup itirazı olarak ileri sürebilecekleri gibi ayrı dava yoluyla da isteyebilirler. Mahsup itirazında bulunma hakkı olan taraf, aleyhine açılan davadaki savunmasında mahsup itirazına konu hususları açıklamış olsa da bu alacaklara ilişkin ayrı dava açmış ise, aleyhine açılan davada mahsubu istemediği ve kendi açtığı davada alacağının ayrıca hükme bağlanmasını istediği şeklinde yorum yapılarak sonuca gidilmelidir. HMK 297/2. maddede; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Bir dosyada birleştirilen dava veya karşı dava var ise bu davalar birbirinden bağımsız olup her dava için ayrı hüküm kurulmalı, birleşen veya karşı dava mahsuba konu olabilecek bir kalemi içerse bile taleplerdeki haklılık veya haksızlık durumları denkleştirilerek tek hüküm kurma yoluna gidilmemelidir.
6100 sayılı HMK’nın 166. (mülga HUMK 45.) maddesine göre ayrı ayrı açılmış davaların arasında bağlantı bulunması halinde birleştirilerek bakılabilmeleri mümkündür. Davaların birleştirilmesi kararı üzerine davalar bir dosyada birleştirilir. Birleştirme kararı uyuşmazlığı esastan çözümleyen bir karar değildir. Birleştirilen davalardaki talepler ayrı ayrı değerlendirilir ve ayrı ayrı karar verilir, ancak bunların tahkikatı ortak yürütülür. Davaların birbirinin içinde erimesi tek bir davaya dönüşmeleri gibi bir durum söz konusu değildir. Bu nedenle davaların ayrı ayrı karara bağlanması, yargılama giderleriyle vekâlet ücretlerinin ayrı ayrı tayin edilmesi gerekmektedir. Davacının alacağı mahsup edilerek asıl davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. Mahsup yapılmadan asıl ve birleşen davalar için ayrı ayrı karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle; mahkemece asıl ve birleşen dava bakımından ayrı ayrı hüküm kurulmayıp mahsup yapılarak sonuca varılması doğru görülmemiş, sair temyiz talepleri bu aşamada incelenmeksizin kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacı-birleşen dosya davacısına geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 09.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.