17. Hukuk Dairesi 2015/17505 E. , 2015/14362 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkiline kasko sigorta poliçesiyle sigortalı olan aracın seyir halinde iken yolda biriken yağmur suları nedeniyle hasarlandığını, yağış sularının toplanması ve yerleşim yerinden uzaklaştırılması görevinin davalı idareye ait olduğunu, yağmur sularının araçlara zarar verecek kadar birikmesinden dolayı davalı idarenin kusurlu olduğunu, sigortalıya ödenen hasar bedelinin tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine itiraz edildiğini ve takibin durduğunu belirterek takibe yapılan itirazın iptaliyle takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; idari yargının görevli olduğunu, yağmur suyunu uzaklaştırma görevlerinin olmadığını ve illiyet bağı bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; iddia, savunma ve toplanan delillere göre; geçerli bir icra takibi olmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re"sen) dikkate alınması zorunludur.
Somut olayda, davacı tarafından sigortalı araçta meydana gelen hasar sebebiyle sigortalıya ödenen tazminatın, davalıdan rücu edilmesi talep edilmiştir. Sigortalı aracın maliki Değişim ... San. ve Tic. Ltd. Şti. olup aracın cinsi kamyonettir. Dava ise 09.01.2014 tarihinde açılmıştır.
Davacı ... şirketi bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta
poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde belirtilmiştir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 5. maddesinde aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinin tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Yine aynı kanunun 3. maddesinde bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğu, 4. maddesinde ise her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olduğu düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 16. maddesinde ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşların da tacir sayılacakları hüküm altına alınmıştır.
2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun ek 5. maddesinde bu kanunun diğer büyükşehir belediyeleri hakkında da uygulanacağı düzenlenmiştir. Bu nedenle davalı ... Su ve Atıksu İdaresi"de 2560 sayılı kanuna tabidir. Belediyeler tarafından özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek ve ticari şekilde işletilmek amacıyla 2560 sayılı kanunda belirtilen görevleri yerine getirmek için kurulan kurum ve kuruluşlar 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 16. maddesi gereğince tacir sayılırlar.
Yukarıda bahsedilen kanuni düzenlemeler gereğince davacı ... şirketi, davacının halefi olduğu sigortalı şirket ve davalı kurum tacir olduğundan sigortalı şirket tarafından davalıya yöneltilecek dava ticari davadır. Sigortalı tarafından davalıya yöneltilecek ticari dava asliye ticaret mahkemesinde görüleceğinden halefiyet sıfatıyla sigorta şirketi tarafından açılacak davanın da asliye ticaret mahkemesinde görülmelsi gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece davanın açılış tarihi itibariyle Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu nazara alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devam edilip yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.