3. Hukuk Dairesi 2016/192 E. , 2016/4175 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davalının sigortalı olarak işe girdiğini, yoksulluğunun ortadan kalktığını ileri sürerek; müvekkili davacının ödediği aylık 250.00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; davalının temizlik şirketinde asgari ücret ile çalıştığını, iş güvencesi bulunmadığını, yoksulluğunun sürdüğünü belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davalının, yoksulluğunun ortadan kalktığı gerekçesi ile davanın kabulüne, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK.nun 176/4.maddesinde; “Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir” düzenlemesi bulunmaktadır.
Dosyadaki belgelerden; davacının ASELSAN"da teknik eleman olarak çalıştığı, 3.000.00 TL aylık geliri olduğu, 550.00 TL kira geliri elde ettiği, 1.000.00 TL kira ödediği, evi olduğu, yeniden evlendiği, davalının ise temizlik elemanı olarak çalıştığı, asgari ücret kazandığı, baba evinde kaldığı anlaşılmaktadır. Taraflar 06/04/2011 tarihinde kesinleşen karar ile anlaşmalı olarak boşanmışlar, aylık 250.00 TL yoksulluk nafakasına da anılan bu davada hükmedilmiş, SGK kaydına göre davalı kadın 20/05/2011 tarihinde işe girmiştir.
Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücret karşılığı çalışmanın" yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olmadığı kabul edilmektedir.
Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi azaltılması talebini de içermekte olduğundan, bu durum somut olayda dikkate alınmalıdır.
O halde; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı gözetilerek, davalının aylık düzenli olarak elde ettiği gelirin davalıyı yoksulluktan tamamen kurtarmadığı; ancak ekonomik durumunu olumlu yönde değiştirdiği dikkate alınmalıdır. Açıklanan nedenle, yoksulluk nafakasında hakkaniyete uygun bir miktarda indirim yapılması gerekirken davanın tamamen kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.