Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/2699
Karar No: 2013/6713
Karar Tarihi: 13.06.2013

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/2699 Esas 2013/6713 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Bu kadastro tesbitine itiraz davasında, davacı orman vasfında olan parsellerin kadastro çalışmalarında orman sınırları dışında bırakıldığını iddia ederek, kadastro tespitinin iptali ile söz konusu parsellerin orman vasfıyla Hazine adına tescilini talep etmiştir. Mahkeme, davacının 90 ayrı parsele dava açtığını tespit ettikten sonra her bir parsel için tefrik kararı verilerek sadece bir parsel için davanın reddine ve tapuya tesciline karar vermiştir. Ancak mahkemece yapılan araştırma ve inceleme yeterli olmamıştır. Mahkeme öncelikle tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri, krokileri araştırılmalı ve revizyon gördüyse dayanılan tapu kaydının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, memleket haritası, hava fotoğrafları, varsa amenajman planı getirtilerek yeniden inceleme yapılmalıdır. Ayrıca tapu kaydı konumuna uygun ise, fennî bilirkişi tarafından düzenlenecek denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı, tapu kaydının 4785 ve 5658 sayılı kanunlar kapsamında hukukî değerini yitirip yitirmediği araştırılmalı, taşınmazda imar ve ihya yapılıp yapılm
20. Hukuk Dairesi         2013/2699 E.  ,  2013/6713 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Kadastro sırasında ....İlçesi, ...Mahallesi 531 ada 5 parsel sayılı 1511,18 m² yüzölçümündeki taşınmaz, ... adına tespit edilmiştir.
    Davacı, 03/03/2008 havale tarihli dlekçesi ile dilekçesine ekli krokide gösterilen 502 ada 1 nolu orman parselinin kuzey kısmı ile 503 ada 1 nolu orman parselinin kuzey ve doğu kısımlarının orman vasfında olduğunu, buna rağmen, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi gereğince yapılan çalışmalarda, bu alanların orman sınırları dışına çıkarıldığını ileri sürerek, yapılan kadastro tespitinin iptali ile bu alanların orman vasfıyla Hazine adına tescilini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece, davacının, 90 ayrı parsele dava açtığının tesbit edilmesi üzerine, her bir parsel için tefrik kararı verilerek 531 ada 5 parsel için bu dosya üzerinden yapılan yargılama sonucu davanın reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
    Dava kısmî ilân süresi içinde açılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
    Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu parsel orman sınırları dışında bırakılmış, kısmî ilân süresi içinde Orman Yönetimince dava açılmış olması nedeni ile kadastro çalışmaları kesinleşmemiştir.
    Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir: Şöyle ki; kadastro tespit tutanağında dava konusu taşınmazın 07.04.1966 tarih 18 sıra nolu tapu kaydı ile tamamı 4 hisse itibarla .... oğulları .... adına kayıtlı olduğu, kayıt maliklerinin 1980 yılında yerlerini 4 kısma ayırdıkları ve 540 ada 4 parsel sayılı taşınmazın davalıya isabet ettiğini belirtilmiştir. Mahkemece, değinilen tapu kaydı tüm geldi ve gitti kayıtları ile getirtilerek keşif sırasında uygulanmış ve mahalli bilirkişilerce tapu kaydının dava konusu taşınmazla birlikte 540 ada 5 ve 6 parselleri de kapsadığı belirtilmiş ve fen bilirkişisince bu husus doğrulanmış ise de; çekişmeli taşınmazın komşuları olan 540 ada 1, 2, 7, 8, 10 ve 12 parsel ve 535 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar ile tapu kaydının bir bütün halinde kapsadığı belirtilen 540 ada 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tutanak suretleri ve dayanak kayıtları getirtilmemiş, tapu kaydının hangi parsellere revizyon gördüğü de araştırılmamıştır. Fen bilirkişi raporunda da dava konusu taşınmaza komşu olan taşınmazlar gösterilmeden tapu kaydında yazan sınırların krokide gösterilmesi ile yetinilmiştir. Bu sebeple, dosya kapsamından tapu kaydının dava konusu taşınmaza uyup uymadığı ve keşfin izlenmesi mümkün olmamıştır.
    Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785, 5658 ve 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Kanun ile sadece hangi nitelikteki taşınmazların Devlet Ormanı sayılacağını göstermiş ve Devlet Ormanlarının kadastrosunun yapılmasını öngörmüştür. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tabi tutulmuş ve iadenin koşulları aynı kanunda gösterilmiştir.

    Bu nedenle; mahkemece öncelikle, dayanılan tapu kayıtlarının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri ile dayanılan tapu kaydının kadastro sırasında başka parsellere revizyon görüp görmediği araştırılarak, revizyon görmüş ise, dayanılan tapu kaydının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir fen ve bir ziraat mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01/06/1988 gün ve 31/13 E.K.; 14/03/1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13/06/1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03/03/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi uyarınca orman içi açıklık olup olmadıkları değerlendirilmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmelidir.
    Yukarıda açıklanan yöntemle, yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, davalı tarafından dayanılan tapu kaydı yerel bilirkişi eliyle (harita ve krokisi veya tevzi yahut iskan haritası) mahallinde uygulanmalı, sınır denetimi yapılmalı, dayanılan tapu kaydının mahalline uyup uymadığı tesbit edilerek tapu kaydı mahalline uyuyor ise, tapu kaydının kapsadığı taşınmazı gösterir fennî bilirkişi tarafından düzenlenecek denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı, taşınmazın orman bilirkişi raporu ve memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki konumu dikkate alınarak tapu kaydının 4785 ve 5658 sayılı kanunlar kapsamında hukukî değerini yitirip yitirmediği araştırılmalı, taşınmaz, tapu kaydının (harita veya krokisinin) kapsamı dışında kalmakta ise, iradî terk olgusunun oluşup oluşmadığı, taşınmazda imar ve ihya yapılıp yapılmadığı, davalı yararına zilyetlikle kazanma şartlarının oluşup oluşmadığı 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davalı yanında, murisler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı araştırılmalı, ziraat bilirkişisinden dava konusu taşınmazın niteliğini belirleyici rapor alınmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
    Kabule göre de; dava konusu taşınmaza ait kadastro tutanağının malik hanesi açık olarak düzenlendiği kabul edildiğinden, hüküm kısmında çekişmeli taşınmazın “tespit gibi tesciline” karar vermek yerine, tescil hükmü kurulacak ise, adına tespit yapılan kişinin kimlik bilgileri yazılmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... Yönetimi ve davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 13/06/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi