Esas No: 2021/6139
Karar No: 2022/1761
Karar Tarihi: 05.04.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/6139 Esas 2022/1761 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2021/6139 E. , 2022/1761 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Katılanlar : Türkiye Cumhuriyeti ..., Türkiye Büyük Millet Meclisi ve ...
Suç : Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek
Hüküm : Sanıklar hakkında ayrı ayrı; TCK'nın 309/1, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK’nın 62, 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet
28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi gereğince bozma üzerine dosyanın gönderildiği Ağrı 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Sanıklar müdafilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin 01.02.2018 tarih ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren,
Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan açılan davada, katılan ... Bakanlığının atılı suçun niteliği itibariyle doğrudan doğruya zarar görmemesi nedeniyle davaya katılma hakkı bulunmamakla, davaya katılmasına ilişkin
verilen karar da hükmü temyiz yetkisi vermeyeceğinden CMK'nın 298. maddesi uyarınca temyiz isteminin REDDİNE,
Sanıklar hakkında Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik katılan ... Cumhuriyeti ... ve Türkiye Büyük Millet Meclisi vekilleri ile sanıklar müdafilerince yapılan temyiz itirazlarının incelemesinde ise;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Ayrıntıları Dairenin 22.03.2019 tarih, 2018/7103 Esas, 2019/1953 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere:
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçunun maddi unsuru/tipik eylem, cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye elverişli vasıtalarla teşebbüs etmektir.
Suçun bu amaçla kurulmuş bir örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi, korunan amaçlara matuf fiillerin elverişliliğinin değerlendirilmesi bakımından önem taşımakta ise de, bu husus suçun unsuru değildir.
Suç, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmak, bu düzen yerine başka bir düzen getirmek veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemek amacına matuf doğrudan genel kast ile işlenebilen bir suçtur.
Suç tanımında belirtilen amaçları gerçekleştirmeye yönelik bir fiil işlenmesi hususunda iştirak iradeleri bulunan sanıklar hakkında Türk Ceza Kanununun 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçu yönünden iştirakin her şeklinin uygulanması mümkündür.
Suça iştirakten söz edebilmek için amaca yönelik bir fiil işleme hususunda iştirak iradelerini ortaya koyan kişilerin hepsinin bu amaçla kurulmuş bir örgütün üyesi olması da gerekmez.
15 Temmuz 2016 günü, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasal düzeninin değiştirilmesi amacıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensubu olan ve/veya bu örgütsel faaliyeti destekleyen 8.000'in üzerinde askeri personel tarafından savaş uçakları dahil 35 uçağın, 3 geminin, 37 helikopterin, 74'ü tank olmak üzere 246 zırhlı aracın ve 4.000'e yakın hafif silahın kullanılarak; Cumhurbaşkanına suikasta teşebbüs edilmiş, TBMM ve ... Külliyesi başta olmak üzere birçok stratejik merkez bombalanmış Başbakanın konvoyuna silahlı saldırı gerçekleştirilmiş, kalkışmaya karşı koyan güvenlik görevlileri ile sokaklara çıkan sivillere devletin silahlı kuvvetlerine ait bu uçak, helikopter, tank ve silahlarla saldırılarak 4'ü asker, 63'ü polis ve 183'ü sivil olmak üzere toplam 250'den fazla kişi şehit edilmiş, 23'ü asker, 154'ü polis ve 2.558'i sivil olmak üzere toplam 2.735 kişi de yaralanmıştır.
Somut darbe teşebbüsü, TCK'nın 309. maddesinde sayılan amaçlara matuf zarar tehlikesi doğuran vahim eylemler vasfını aşarak, Anayasal düzeni
doğrudan ortadan kaldırma neticesine yönelmiş, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğünden ve etkinliğinden istifade edilerek planlanıp uygulanmış, neticesi ve başarısı eş zamanlı, senkronize hareketlere bağlı hukuki anlamda tek bir fiil olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle örgütsel koordinasyon veya iştirak iradesi gereğince ve iş bölümü doğrultusunda bulundukları mahal ve konumlarına uygun, amaca hizmet eden ve katkı sunan icrai harekette bulunanların, icra aşamasına geçerek amaç suç yönünden somutlaştığında ve elverişliliğinde tartışma bulunmayan bu fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurdukları gözetilerek TCK'nın 37. maddesi kapsamında "doğrudan fail" olduklarının kabulünde zorunluluk vardır.
Mensup olduğu örgütle kurduğu bağ nedeniyle örgütsel faaliyet kapsamında işlenen Anayasayı ihlal suçuna ilişkin planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçunu sevk ve idare edenler tarafından verilen emirleri/görevleri kabullenerek ülke çapındaki icra hareketleriyle illi bir değer taşıyan icra hareketlerini gerçekleştirenlerin ya da görev paylaşımı bağlamında henüz sırası gelmemiş icra hareketleri için gerekli hazırlıkları yapanların bu suç yönünden müşterek fail olarak sorumlu tutulmaları gerekmektedir.
TCK'nın 309. maddesinde düzenlenen suç bir somut tehlike suçu olduğundan suçun oluşması için ayrıca bir neticenin gerçekleşmesi aranmamaktadır. Bu itibarla sanığın amaca matuf eylemi ve/veya işlediği elverişli araç suç ile suçun konusu üzerinde meydana gelen somut tehlike arasında illiyet bağının bulunması gerekli ve yeterlidir. Suça teşebbüsün kabulü için aranan elverişli vasıtalarla cebri eylemlere başlanıp başlanmadığı araştırılırken ve vasıtanın elverişliliği takdir edilirken tek tek yapılan eylemlerle amaçlanan hedefler arasında doğrudan doğruya bağ kurmak yoluna gidilemez. Ancak her halükarda ülke genelinde gerçekleştirilmek istenen amaca matuf cebri/icrai fiilin, sanığın bulunduğu mahalde/sorumluluk sahasında da doğrudan doğruya ya da araç suçlar yönünden icrasına başlanması aranmalıdır.
Doğrudan kanuni tanımda öngörülen cebir ve şiddet içeren icrai hareket niteliğinde olmayan, somut zarar tehlikesinin gerçekleşmesini sağlayacak biçimde -faillerle birlikte- fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurmalarını temin edecek fonksiyonel bir mahiyet taşımayan, suç organizasyonu içinde bir iş bölümünün gereği olarak görevlendirilmeleri nedeniyle ika edildiği kanıtlanamayan ancak suçun icrasına başlanmasından sonra katılma iradesini açıkça ortaya koyan, zaman, nitelik ve yakın zarar tehlikesine yaptığı katkı itibariyle bütün olarak darbenin icrasını kolaylaştırmaya yönelen hareketleri gerçekleştiren sanıkların eylemlerinin, 5237 sayılı TCK’nın 309/1 ve 39/2-c maddeleri kapsamında Anayasayı ihlale teşebbüs suçuna yardım etmek suçunu oluşturacağı gözetilmeli, hukuki durumları buna göre tespit edilmelidir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; 15.07.2016 günü saat 22:30 sıralarında Doğubayazıt 1. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığında Tugay Komutanı ...'ın talimatı ile ...,., ..., ..., ...'un katılımı ile toplantı yapıldığı, bu toplantıda ...'ın Türk Silahlı Kuvvetlerinin yönetime
el koyduğunu kendisinin sıkıyönetim komutanı olduğunu beyan ederek bildiriyi okuduğu, toplantıya katılanların hiçbirinin duruma itiraz etmediği, akabinde harekat planı ve organizasyon yaptıkları, Emniyet Mangaları kurulması emri verildiği ve tüm personelin göreve çağrıldığı, bu toplantıdan sonra ...'ın dönemin Ağrı valisini arayarak sıkı yönetim komutanı olduğunu ve Tugay Komutanlığına gelmesini söylediği, Ağrı valisinden olumsuz cevap aldıktan sonra ...'e MİT başkanı, emniyet müdürü ve kaymakamı arama görevini verdiği, ... tabur komutanlarını da alarak kendi odasına geçtiği burada telefonla ve hoparlör sesini dışarıya vermek suretiyle Doğubayazıt ilçe emniyet müdür vekili, kaymakamı, MİT başkanını telefonla arayarak sıkı yönetim ilan edildiğini Türk Silahlı Kuvvetlerin yönetime el koyduğunu kendilerinin Tugay Komutanlığına gelmelerini istediği, her üç kurum yetkililerinin de böyle bir şeyin söz konusu olamayacağını ve gelmeyeceklerini söyleyerek aksi yönde tavır sergiledikleri, akabinde tabur komutanlarına direktifin ayrıntıları üzerinde konuştuğu, Tugay Komutanı ...'ın direktifi üzerine işbölümü yaptığı, buna göre kamu kurumlarından kaymakamlığı alma/işgal etme görevi 1. Tabur Komutanı ...'a, emniyeti alma/işgal etme görevi 2. Tabur komutanı ...'a, MİT'i alma/işgal etme görevi, 3. Tabur Komutanı ...'a, kışlanın emniyetini alma görevi ise Topçu Taburu Komutanı ...'a verildiği, yine toplantıya katılanlardan tank tabur komutanı ...'e kurumların işgalinde kullanılacak tankları hazırlama görevi verildiği, tabur komutanların işbölümüne ya da sıkıyönetim direktifinin yerine getirilmesine itiraz etmedikleri gibi toplantı bitiminden sonra tabur komutanlarının göreve çağırdıkları rütbeli personelleri içtima alanında toplayarak Türk Silahlı Kuvvetlerin yönetime el koyduğunu, ...'ın Ağrı ili sıkı yönetim komutanı olduğunu, karşı çıkanın sıkı yönetim mahkemesinde yargılanacağını, ...'ın emri altındaki personele bol miktarda yiyecek gıda hazırlanmasını, ekmek çıkartılmasını çok miktarda tabuta ihtiyaç olabileceğini beyan ederek alt rütbeli personele bu konuda gerekli hazırlıkların yapılması talimatını verdiği, 16 Temmuz 2016 günü Saat 01:30 sıralarında tugay komutanı ...'ın başkanlığında karargah Görüntü İzleme Merkezi (GİM)'de bir toplantı daha yapıldığı ve bu toplantıya yine ..., ..., ..., ...,n katıldığı, burada ... sıkıyönetim direktifindeki talimatların geçerli olduğunu ifade ettiği, ... tarafından Telçeker sınır taburuna talimat verilerek Gürbulak sınır kapısının tutulmasının istenildiği ve ...'a direktifin yeniden okunması talimatını verdiği, ...'ın ise ...'den aldığı direktifi okuduğu, ayrıca bu toplantıda kurumların ele geçirilmesine ilişkin önceki işbölümünün geçerli olduğunu ...'in belirttiği ancak belediye hoparlörlerinden yapılan ve darbeye karşı halkı sokağa davet eden anonsların susturulması amacıyla ...'un komutanı olduğu 3. Piyade Taburuna Belediyeyi ele geçirme görevinin verildiği yine bu toplantıda haritaların dağıtıldığı ve telsiz kodlarının oluşturulduğu, aynı gün saat 02:40'da 1. Mekanize Tugay Komutanlığından 10 zırhlı araç ile ...
, ..., ..., ..., ..., ...'ın sokağa çıkan halka gözdağı vermek amacıyla tugayın 6 nolu nizamiye kapısından ZPT ( Zırhlı Personel Taşıyıcı) araçlara binerek tugayın dışına çıktıkları, yolun TOMA tarafından kapatılması nedeniyle tabura geri dönmek zorunda kaldıkları, ... tarafından kurulan 1. TABUR KOMUTANLARI isimli Whatsapp grubu kurarak ..., ..., ..., ...'in eklendiği anlaşılmakla;
Somut olay muvacehesinde sanıkların hukuki durumu değerlendirildiğinde;
Sanıklar ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümlerin incelemesinde ise;
Sanıklar ..., ... ve ... hakkında kararın somut olay kısmında anlatıldığı üzere tabur komutanı ...'ın taburu toplayarak sıkıyönetim direktifini tebliğ ederek Ağrı ili sıkıyönetim komutanın ... olduğu ve buna itiraz edenlerin tutuklanacağı yönündeki bilgileri iletmesi üzerine darbe teşebbüsünden haberdar oldukları, teçhizatlı olarak hazır olunması yönündeki talimata uymaya devam ettikleri, sokağa çıkan halka gözdağı vermek amacıyla Tugay'ın 6 nolu kapısından çıkıp 2 nolu kapısından girmeyi kapsayan ve başkaca bir eylem içermeyen, intikal krokisi kapsamında ...'ın emri ile kendi taburunda bulunan ZPT (Zırhlı Personel Taşıyıcı) ile araç komutanları sıfatıyla saat 02.30 da dışarıya çıktıkları, yaklaşık 300 metre gittikten sonra yola parkedilmiş Emniyet güçlerine ait boş Toma isimli aracın yolu kapattığını görünce, 02.47 sularında, "dönün" emri üzerine tomaya zarar vermeden birliğe geriye döndükleri, darbeye ilişkin toplantılara katılmadıkları, karar alma sürecinde herhangi bir rol almadıkları, koordineli iletişimi sağlamak için darbeye teşebbüs akşamı kurulan Whatsapp proğramına eklenmedikleri, anlaşılmakla;
Konumları rütbeleri ve mesleki tecrübeleri itibariyle gelen emir mesaj muhtevasının açıkça suç teşkil etmesi nedeniyle yerine getirilmesinin cezai sorumluluk doğuracağını bilebilecek durumda olan sanıkların taburdan çıkış yaptıkları saat itibariyle darbeden haberdar olamadıklarına yönelik savunmalarına itibar edilemeyeceği cihetle, kararın somut olayın değerlendirilmesi kısmında bahsedilen eylemlerinin kanuni tanımda öngörülen cebir ve şiddet içeren icrai hareket niteliğinde olmaması, neticenin/somut zarar tehlikesinin gerçekleşmesini sağlayacak biçimde faillerle birlikte fiil üzerinde müşterek hakimiyet kurmasını temin edecek fonksiyonel bir mahiyet taşımaması nedeniyle müsnet suç yönünden TCK'nın 37. maddesi kapsamında fail olarak sorumlu tutulamayacakları ancak, suçun icrasına başlanmasından sonra katılma iradesini açıkça ortaya koyan hareketlerin, zaman, nitelik ve yakın zarar tehlikesine yaptığı katkı itibariyle bütün olarak darbenin icrasını kolaylaştırmaya yönelik olup, 5237 sayılı TCK’nın 309/1 ve 39/2-c maddeleri kapsamında Anayasayı ihlale teşebbüs suçuna yardım etmek suçunu oluşturduğu ve sanıkların konumu, üstlendiği vazife nazara alınarak ceza tayin edilmesi gerektiği
gözetilmeden atılı eylemin doğrudan fail olarak gerçekleştirdiklerinin kabulü ile delillerin değerlendirmesinde düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, Türkiye Cumhuriyeti ... ve Türkiye Büyük Millet Meclisi vekilleri ile sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan belirtilen sebeplerden dolayı hükümlerin BOZULMASINA, verilen ceza miktarı ile tutuklulukta geçirilen süre ve mevcut delil durumu dikkate alınarak sanıklar ve müdafilerinin tahliye taleplerinin reddine, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Ağrı 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.