Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5079
Karar No: 2017/462
Karar Tarihi: 25.01.2017

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/5079 Esas 2017/462 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı, itirazda bulunarak başlatılan icra takibini iptal etmek istemiştir. Mahkeme, davalının kefil olarak imzaladığı kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar ile çek bedeli kredisinden kaynaklanan alacaklar arasında farklılık olduğunu belirterek davanın reddine karar vermiştir. Ancak, yapılan incelemede kefalet süresi konusunda eksik inceleme yapıldığından karar bozulmuştur. Kefalet süresi, 818 sayılı Borçlar Kanunu döneminde imzalanan sözleşmede belirtilmemiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 598. maddesi uyarınca kefalet sopması 10 yılda olmaktadır. Kararda geçen kanun maddeleri 818 sayılı Borçlar Kanunu ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'dur.
19. Hukuk Dairesi         2016/5079 E.  ,  2017/462 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkilinin kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağını tahsil için başlattığı icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, borca itiraz ederek davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, alınan bilirkişi raporu ve dosyadaki diğer evraka göre; davalının kefil sıfatıyla imzalamış olduğu 2007 tarihli genel kredi taahhütnamesi ile takibe dayanak ticari artı para ve çek bedeli kredisinden kaynaklanan alacakların birbiri ile alakalarının olmadığı ve birbirinden bağımsız farklı sözleşmeler olduğu, bu sebeple davalının takibe konu çek bedeli kredisinden dolayı sorumluluğunun bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
    Dava, genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredinin kefilden tahsili için başlatılan icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalının 15.06.2007 tarihli sözleşmede kefaleti bulunmaktadır. Cari hesap şeklinde işleyen genel kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan krediden doğan borcun herhangi bir dönemde sıfırlanmış olması sözleşmedeki kefaleti kendiliğinden sona erdirmez. Diğer yandan tek bir sözleşme kapsamında değişik isimler altında kredi kullandırılması ayrı bir sözleşmeye bağlı kredi olarak kabul edilemez. Sözleşme 818 sayılı BK"nın yürürlükte olduğu dönemde imzalanmıştır. 818 sayılı Borçlar Kanununda kefalet süresini sınırlandıran bir hüküm bulunmamaktadır. 6098 sayılı TBK"nun 598. maddesinde düzenlenen 10 yıllık sürenin somut olay bakımından değerlendirilmesine gelince; 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un "geçmişe etkili olmama kuralı" başlıklı 1. maddesine göre, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiyenin 6098 sayılı TBK hükümlerine tabi olacağı, buradan hareketle 6098 sayılı TBK"nın kefaleti düzenleyen 598. maddesi uyarınca gerçek kişi yönünden kefalet uzatılmış ya da yeni bir kefalet verilmemiş olmak kaydıyla 10 yılın geçmesi ile kefaletin sona ereceği, somut olayda ise sözleşmenin tarihine göre 10 yıllık sürenin dolmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davalının kefaleti bulunan kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredi nedeniyle sorumluluğunun bulunup bulunmadığının banka kayıtları üzerinde uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırıldıktan sonra ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp deliller hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının davacı lehine BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine 25/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi