Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2020/3277
Karar No: 2021/835
Karar Tarihi: 09.03.2021

Danıştay 13. Daire 2020/3277 Esas 2021/835 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2020/3277
Karar No:2021/835


TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …Akaryakıt Dağıtım A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Dağıtıcı lisansı kapsamında faaliyet gösteren davacı şirket tarafından, bayisi olan …-…'e ait akaryakıt istasyonunda 30/05/2016 tarihinde yapılan denetimde, otomasyon sistemine bağlı olmayan tank olduğunun tespit edilmiş olması nedeniyle dağıtıcı lisansı sahibi olarak yükümlülüğünü yerine getirmediği ve bu durumun 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 4. maddesinin 4. fıkrasının (l) bendine aykırı olduğundan bahisle aynı Kanun'un 19. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendi hükmü gereğince 302.057,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun (Kurul) … gün ve … sayılı kararının iptali ve dava konusu işlemin dayanağı olan 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurulması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının Anayasa'ya aykırılık itirazı yerinde görülmeyerek, … Köyü …Yolu Üzeri …/… adresinde faaliyet gösteren istasyonda 30/05/2016 tarihinde yapılan denetimde istasyonun lokanta bölümünün yanında otomasyon sistemine bağlanmamış 1 adet yeraltı tankı olduğunun ve içerisinde 4 cm seviyesinde kaçak akaryakıt bulunduğunun tespit edilerek tutanak düzenlendiği ve işletme sahibi/yetkilisi tarafından imzadan imtina edildiği, 5015 sayılı Kanun'un 4. maddesinin 4. fıkrasının (l) bendinde yer alan fiilin sübuta erdiği, davacı tarafından söz konusu istasyonu kendilerinin kurmadığı, sorumluluğun lisans sahibine ait olduğu, vaziyet planında görünen kullanımda olan tüm tanklara otomasyon sisteminin bağlandığı iddia edilmişse de 5015 sayılı Kanun ile getirilen yükümlülüğün "Kaçak akaryakıt veya sahte ulusal marker elde etmeye, satmaya ya da herhangi bir piyasa faaliyetine konu etmeye yarayacak şekilde lisansa esas teşkil eden belgelerde belirlenenlere aykırı sabit ya da seyyar tank bulundurmamak" olduğu, istasyonda otomasyon sistemine bağlı olmayan tank bulunduğu ve içerisinde 4 cm seviyesinde kaçak akaryakıt bulunduğu hususunun sabit olduğu, bu nedenle Kanun'da öngörülen yükümlüğünün ihlal edildiği açık olduğundan, anılan bayinin sabit olan fiili nedeniyle dağıtıcı lisansı sahibi davacı şirketin 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca idari para cezası ile tecziyesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdarî Dava Dairesi'nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 5015 sayılı Kanun'un dava konusu işleme dayanak olan 19. maddesinin, 28/02/2019 tarihli Resmî Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 7164 sayılı Kanun'un 32. maddesiyle değiştirildiği, bu değişiklikle, Kanun'un işleme dayanak 19. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinin yürürlükten kaldırıldığı, ancak Mahkemece bu değişiklikten sonra verilen kararda değişikliğin gözardı edildiği, 19. maddenin yeni halinin yürürlüğü konusunda getirilen Geçici 6. madde ve yine ceza hukukunun genel ilkeleri çerçevesinde davacı şirketin cezalandırılmasının dayanağı olan hükmün ilga edilmesi şeklindeki lehe oluşan hukuki durumdan yararlanması gerektiği, dolayısıyla yapılan kanun değişikliğiyle işleme dayanak kanun bendi ortadan kaldırılmış olduğundan öncelikle bu nedenle hukuken dayanaksız kalan dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği, iptali talep edilen işleme dayanak 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendi hükmüne ilişkin Anayasa'ya aykırılık iddiası hakkında değerlendirme yapılmadan ve gerekçesiz şekilde hüküm kurulmasında hukuka uyarlık bulunmadığı, dağıtıcının sorumluluğunun "şahsilik" ilkesine açıkça aykırı olarak bayinin kanuna aykırı fiiline bağlandığı, hükümde "maktu para cezası" öngörülmesinin ise "ölçülülük" ilkesine aykırı olduğu, davacı şirketin sorumluluk alanı dahilindeki bütün yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirerek sözleşme ilişkisine girdiği; kararda ihlal edildiği ileri sürülen 5015 sayılı Kanun'un 4. maddesinin 4. fıkrasının (l) bendinde anılan yükümlülüğü ihlal etmediği, ilgili hükümler birlikte değerlendirildiğinde, otomasyon kurulacak bayiye ait istasyonun, ilgili mevzuata uygun (teknik, kalite ve güvenlik) olarak kurulması ve gerekli donanıma sahip olması, bayinin dağıtım şirketi ile sözleşmesinin devam etmesi ve akaryakıt dağıtıcısının tescilli markası altında faaliyette bulunması, ilgili mevzuattan kaynaklanan yükümlülüklerin tamamlanması/yerine getirilmesi gerektiği, akaryakıt istasyonlarının bayi tarafından işletilmesi nedeniyle, akaryakıt istasyonunun kurulumu ve ilgili mevzuata uygunluğunun temel olarak bayilerin yükümlülüğü olduğu, söz konusu istasyonun davacı şirket tarafından kurulmadığı, bu konudaki her türlü sorumluluğun lisans sahibi bayiye ait olduğu, davacı şirketin vaziyet planında görünen kullanımda olan tüm tanklara otomasyon sistemi kurduğu, kullanılmayan tankların iptalini sağladığı, dağıtıcı firma olarak “otomasyon sistemine bağlı olmayan tank” konusundaki hassasiyetin, hem defalarca gönderilen genelgeler ile hem de özel olarak ihtarnamelerle bayiye bildirildiği, bu ihtarlara rağmen gerekli işlemi yapmayan bayi ile olan sözleşmenin davacı şirket tarafından haklı nedenle 16/12/2016 tarihinde feshedildiği, davacı şirketin hassasiyetine karşılık, tank sahasından ayrı bir alanda (lokanta alanı yanında) atıl bir tankı daha bulunuyor olmasına rağmen bayinin davacı şirkete bilgi vermediği, EPDK tarafından yapılan tespitte de tank sahasında herhangi bir uygunsuzluk olmadığının tutanak altına alındığı, bayi hakkında yürütülen ceza soruşturmasında verilen “kamu davası açılmasına yer olmadığı”na ilişkin kararda, anılan tankların dibinde bulunan akaryakıtın kullanıma ve suça elverişsizliğinin ifade edildiği, soruşturmada, otomasyona bağlı olmayan tankın şüpheli Coşkun Atalay’ın, aynı istasyonda daha önce uzun süre akaryakıt istasyonu işleten ve 2000 yılında ölen babası zamanından kaldığının da tespit edildiği, EPDK'nın takipsizlik kararına itirazı üzerine verilen kabul kararında, itirazın kabulünün nedeninin, tankın “uzun süredir” mevcut olmasının yargılamaya muhtaç görülmesi olduğu, ayrıca Kabahatler Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca dava konusu olay bakımından soruşturma zamanaşımı dolmuş olduğundan tesis edilen işlemin hukuka aykırı olduğu ve iptal edilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
Dağıtıcı lisansı sahibi davacı şirketin bayisi olan ve … Köyü …Yolu Üzeri …/… adresinde faaliyet gösteren …-…'e ait akaryakıt istasyonunda 30/05/2016 tarihinde yapılan denetimde, istasyonun lokanta bölümünün yanında otomasyon sistemine bağlanmamış 1 adet yeraltı tankı olduğunun tespit edilmiş olması nedeniyle dağıtıcı lisanslı şirket olarak yükümlülüğün yerine getirilmediği ve bu durumun 5015 sayılı Kanunun 4. maddesinin 4. fıkrasının (l) bendine aykırı olduğundan bahisle davacı şirkete aynı Kanun'un 19. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendi hükmü gereğince 302.057,00 TL idarî para cezası verilmesine ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun … tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 2. maddesinde kabahat deyiminin kanunun, karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlamına geldiği belirtilmiş; “Genel kanun niteliği” başlıklı 3. maddesinde, Kanun’un idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde, diğer genel hükümlerinin ise idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı; “Zaman bakımından uygulama” başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında, 26/09/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı kurala bağlanmış; söz konusu fıkra ile atıfta bulunulan 5237 sayılı Kanun’un “Zaman bakımından uygulama” başlıklı 7. maddesinin 2. fıkrasında, “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” kuralı yer almıştır.
11/04/2013 tarih ve 28615 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 6455 sayılı Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5015 sayılı Kanun'un "Lisans sahiplerinin temel hak ve yükümlülükleri" başlıklı 4. maddesine (l) bendi eklenmiş buna göre lisans sahipleri, "Kaçak akaryakıt veya sahte ulusal marker elde etmeye, satmaya ya da herhangi bir piyasa faaliyetine konu etmeye yarayacak şekilde lisansa esas teşkil eden belgelerde belirlenenlere aykırı sabit ya da seyyar tank, düzenek veya ekipmanı bulundurmamak" ile yükümlü tutulmuşlardır.
5015 sayılı Kanun'un fiil tarihinde yürürlükte olan "İdarî para cezaları" başlıklı 19. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendinde, Kanun'un 4. maddesinin 4. fıkrasının (I) bendinin ihlâli halinde sorumlulara bir milyon Türk Lirası idarî para cezası verileceği belirtilmiş, (b) bendinde ise "4. maddenin dördüncü fıkrasının (l) bendinin bayilik lisansı sahipleri tarafından ihlâli hâlinde bayinin sözleşme yaptığı dağıtıcı lisansı sahipleri hakkında (a) bendinde belirtilen cezanın dörtte birinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır. Ancak aynı Kanun'un 19. maddesi, 14/02/2019 tarih ve 7164 sayılı Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 32. maddesiyle değiştirilmiş ve anılan değişiklikle 4. maddenin dördüncü fıkrasının (l) bendinin bayilik lisansı sahipleri tarafından ihlâli hâlinde bayinin sözleşme yaptığı dağıtıcı lisansı sahipleri hakkında (a) bendinde belirtilen cezanın dörtte birinin uygulanacağını öngören kurala madde metninde yer verilmemiştir.
Öte yandan, anılan kanun değişikliğinden önce 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin dava konusu işleme dayanak teşkil ettiği E:… sayılı dava dosyası kapsamında mezkur hükmün Anayasa'nın 2. ve 38. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmuş, Anayasa Mahkemesi'nin 10/04/2019 tarih ve E:2018/160, K: 2019/23 sayılı kararıyla, "...Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının itiraz konusu (b) bendinde, 4. maddenin dördüncü fıkrasının (l) bendinin bayilik lisansı sahipleri tarafından ihlali hâlinde bayinin sözleşme yaptığı dağıtıcı lisans sahipleri hakkında (a) bendinde belirtilen cezanın dörtte birinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
4. Kanun’un itiraz konusu kuralı içeren 19. maddesi 14/2/2019 tarihli ve 7164 sayılı Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 32. maddesiyle değiştirilmiştir. Anılan değişiklikle 4. maddenin dördüncü fıkrasının (l) bendinin bayilik lisansı sahipleri tarafından ihlali hâlinde bayinin sözleşme yaptığı dağıtıcı lisans sahipleri hakkında (a) bendinde belirtilen cezanın dörtte birinin uygulanacağını öngören itiraz konusu kurala madde metninde yer verilmemiştir.
5. Bu itibarla söz konusu değişiklik sonrasında bayilerin akaryakıt istasyonunda kaçak akaryakıt veya sahte ulusal marker elde etmeye, satmaya ya da herhangi bir piyasa faaliyetine konu etmeye yarayacak şekilde lisansa esas teşkil eden belgelerde belirlenenlere aykırı sabit ya da seyyar tank, düzenek veya ekipmanı bulundurmama yükümlülüğünü ihlal etmeleri hâlinde dağıtıcıya idari para cezası verilmesi mümkün değildir.
...
8. Anılan düzenlemeler göz önünde bulundurulduğunda idari para cezası verilmesinin dayanağını oluşturan kuralın 5015 sayılı Kanun’un 7164 sayılı Kanun’un 32. maddesiyle değiştirilen 19. maddesinde yer almaması sonucu ortaya çıkan ve davacının lehine olan hukuki durumun itiraz başvurusunda bulunan Mahkemede bakılmakta olan davada dikkate alınması gerektiği açıktır. Nitekim Danıştayın içtihatları da bu doğrultudadır (DİDDK, E.2009/2519, K.2012/611, 19/4/2012; D13D, E.2012/3955, K.2014/3682, 20/11/2014). Bu itibarla Kanun’un 4. maddesinin dördüncü fıkrasının (l) bendinin bayilik lisansı sahipleri tarafından ihlali hâlinde bayinin sözleşme yaptığı dağıtıcı lisans sahipleri hakkında (a) bendinde belirtilen cezanın dörtte birinin uygulanacağını öngören itiraz konusu kuralın bakılmakta olan davada uygulanma imkânı kalmamıştır."
9. Açıklanan nedenlerle konusu kalmayan iptal talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir." gerekçesiyle başvuru hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Kabahatler Kanunu'nun 5. maddesi ile atıfta bulunulan Türk Ceza Kanunu'nun 7. maddesi uyarınca idarî yaptırım uygulanmasına ilişkin işlemin dayanağı olan kuralın yürürlükten kaldırılması veya işlemin tesisinden sonra idarî yaptırım uygulanan kişilerin lehine sonuç doğuracak nitelikte düzenleme yapılması hâlinde yeni hukukî durumun dikkate alınması gerekmektedir. Dolayısıyla işlendiği zamanın kanununa göre yaptırıma tâbi tutulan bir fiilin daha sonra yürürlüğe giren bir kanunla yaptırım kapsamı dışına çıkarılmış olması hâlinde, fiili işleyen kişinin lehine olan sonraki kanun uygulanacak, önceki fiilden dolayı ceza verilemeyecektir.
5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinde yer alan ve bayilerin akaryakıt istasyonunda kaçak akaryakıt veya sahte ulusal marker elde etmeye, satmaya ya da herhangi bir piyasa faaliyetine konu etmeye yarayacak şekilde lisansa esas teşkil eden belgelerde belirlenenlere aykırı sabit ya da seyyar tank, düzenek veya ekipmanı bulundurmama yükümlülüğünü ihlâl etmeleri hâlinde, dağıtıcı lisansı sahibine idarî para cezası verilmesini öngören kanun hükmü, 7164 sayılı Kanun'un 32. maddesiyle değiştirildiğinden ve maddenin yeni hâlinde anılan düzenlemeye yer verilmediğinden, davacı şirkete değişiklikten önceki fiilinden dolayı idari para cezası verilmesine ilişkin Kurul kararında hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun lehe düzenleme dikkate alınmaksızın reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 09/03/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi