3. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/3770 Karar No: 2016/4146 Karar Tarihi: 17.03.2016
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/3770 Esas 2016/4146 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, arıcıların arılarının gül bahçesine girerek gül toplayan işçileri sokması sonucu maddi zararın ve tespit masrafının davalılardan tahsilini talep etmiştir. Mahkeme, bal arılarının davacının gül bahçesine zarar verdiğini tespit etmiş ve davalılardan kısmi olarak 3.700 TL alacağın tahsiline karar vermiştir. Ancak, Yargıtay kararı ile bu karar bozulmuş ve meydan gelen zararın davalılara ait arıların yol açtığı ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu durumda, kanuna göre ispat yükü iddia eden ya da savunmada bulunan tarafa düşmektedir. Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça tarafların her biri iddialarını kanıtlamakla yükümlüdür. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca ispat yükü, iddia edilen durumu belirleyen tarafa düşer. Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça tarafların her biri iddialarını kanıtlamakla yükümlüdür.
3. Hukuk Dairesi 2016/3770 E. , 2016/4146 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki maddi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılardan ... v.d vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; arıcılık yapan davalılara ait arıların, gül hasadı sırasında davacının gül bahçesine girerek gül toplayan işçileri sokması, tedirgin edip gül toplama kapasitelerini azaltmaları, toplanamayan çiçeklerinin vakti geçtiğinden dökülmesi, geç toplandıklarında ise ağırlıkları ve gül yağı randımanlarının azalması nedeniyle 4.500 TL maddi zararın ve 594 TL tespit masrafının davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalılardan ... cevabında; yerel arıcıların konvanlarının davacıların bahçesine daha yakın olduğunu, kendi arılarının bulunduğu mesafede zarar vermeyeceklerini belirterek davanın reddini dilemiştir. Diğer davalılar vekili cevabında; zarara davalıların arılarının yol açmadığını, müvekkilerinin gerekli izinleri alarak ve sözleşmeler yaparak kovanlarını bıraktıklarını, delil tesptini kabul etmediklerini savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; 2012 gül hasadı sırasında bal arılarının davacının gül bahçesine yoğun şekilde gelerek işçileri soktukları, tedirgin ettikleri böylece işçilerin verimlerini düşürdükleri, geç toplanan bir kısım güllerin randıman ve ağırlıklarının azaldığı, davacının maddi yönden zarar gördüğü, davalıların kovanlarının gül bahçesine mesafesinin 1.300-1400 metre, yerel arıcıların kovanlarının mesafesinin ise 3,5-4 km olması karşısında davacının gül bahçesine gelerek zarar veren arıların davalılara ait olduğu gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabulü ile 3.700 TL alacağın 07.06.2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Hükmü davalılardan ..., ..., ... ve ... vekili temyiz etmektedir. Davada, TBK 67.madde(BK 56 md) dayanılarak davalıların arıları nedeniyle gül hasadı sırasında uğranılan zararın tazmini talep edilmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay İçtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
Somut olayda; gül hasadı esnasında bir kısım arılar nedeniyle işçilerin gül toplama kapasiteleri düşmüş, geç toplanan ve ağırlıkları, randımanları azalan ürün nedeniyle davalı zarara uğramış ise de, meydan gelen zararın davalılara ait arıların yol açtığı ispat edilemediği gözönünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.