13. Hukuk Dairesi 2016/18812 E. , 2019/10154 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı avukat olduğunu, davalı ile akdedilen 24.10.2010 tarihli sözleşme ile... Mevki, 103 ada, 1 parselde kayıtlı taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açılması görevini üstlendiğini, bu anlaşma doğrultusunda ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2010/2512 Esas sayılı dosyasında harç ve masraflarını yatırarak ortaklığın giderilmesi davasını açtığını, ancak sonradan davalının telefonuna mesaj atarak hiçbir davasına bakmamasını ve açtığı ortaklığın giderilmesi davasını da iptal etmesini istediğini, bunun üzerine vekalet ücretinin ve yaptığı masrafların tahsili amacı ile başlattığı takibin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının talimatı olmaksızın ortaklığın giderilmesi davası açtığını, ayrıca ... 2. İdare Mahkemesi"nin 2010/1167 E. sayılı dosyasında, 193 ada 1 parsele ilişkin olarak imar durumuna ilişkin açılmış olan davada yürütmenin durdurulmasına karar verildiğini, 22.04.2010 tarihinde öğrenmesi üzerine hemen davacıya bu dosyaya müdahale etmesi talimatı verdiğini, davacının 20.01.2011 tarihinde dosyanın karara çıkmasından sonra müahale dilekçesi verdiğini, gerek talimatı olmaksızın ortaklığın giderilmesi davası açması gerekse süresinde hakkını korumadığı için davacı ile çalışmak istemediğini bildirdiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile borçlunun itirazının 50.000,00 TL asıl alacak ve 780,00 TL dava masrafı olmak üzere toplam 50.780,00 TL"nin itirazın iptaline, takibin 50.780,00 asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin ve inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Davacı, davalı ile aralarında imzalanan 24.10.2010 tarihli sözleşme uyarınca davalının vekili olarak ortaklığın giderilmesi davası açması sonrasında haksız olarak azledilmesi nedeni ile hak etmiş olduğu vekalet ücreti ve yaptığı masrafların tahsili amacı ile başlattığı takibe vaki itirazın iptalini istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı, davanın reddini dilemiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Yargılama sırasında davalının savunmasında sözü geçen ve ... 2. İdare Mahkemesi"nin 2010/1167 E. sayılı dosyasından kaynaklanan vekalet ücreti nedeniyle taraflar arasında yargılama konusu olan mahkemenin 2013/433 esas sayılı dosyası ile eldeki dosyanın birleştirilmesine karar verilmiştir. Alınan bilirkişi raporu sonrasında ise birleşen 2013/433 Esas sayılı dosyada azlin haklı olup olmadığı hususunun değerlendirilmesinin ... 2. İdare Mahkemesi"nin 2007/2097 esas sayılı dosyasının incelenmesini gerektiğirdiği, bununla birlikte idare mahkemesi dosyasının derdest olup temyiz incelemesi için Danıştay"a gönderildiği, dosya dönüşünün beklenmesinin yargılamayı sürüncemede bırakacağı, dosyaların birlikte görülmesinin zorunluluk teşkil etmediği gerekçesi ile 2013/433 Esas sayılı dosyanın işbu dosyadan tefrikine karar verilmiş; eldeki dosya bakımından azlin haksız olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulmuştur. Ne var ki; vekalet ilişkisi bir bütün olup, vekaletten azil taraflar arasındaki tüm dava ve takiplere sirayet eder. Vekalet sözleşmesinin en önemli unsurlarından olan güven unsurunun bir kez zedelenmesi tüm dosyalarda etki edeceğinden azlin haklı ya da haksız olduğunun değerlendirilmesi bakımından avukatın takip ettiği tüm dosyaların ve ileri sürülen tüm azil nedenlerinin değerlendirilmesi gerekmektedir. O halde mahkemece, hukuki hizmet bir bütün olarak değerlendirilerek azlin haklı olup olmadığı hususunun irdelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 29,20 TL harcın davacıya, 868,00 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi