Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/3196
Karar No: 2022/2221
Karar Tarihi: 06.04.2022

Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/3196 Esas 2022/2221 Karar Sayılı İlamı

3. Ceza Dairesi         2021/3196 E.  ,  2022/2221 K.

    "İçtihat Metni"

    İlk Derece Mahkemesi : İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesinin 31.01.2019 tarih ve 2017/108 - 2019/38 sayılı kararı
    Suç : Cebir ve tehdit kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek,

    Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin yasal şartları oluşmadığından, sanıklar ... ve ... ile sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... (...) ve ... müdafilerinin duruşmalı inceleme taleplerinin 01.02.2018 tarih ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK'nun 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
    Katılan ... vekilinin tüm suçlar yönünden, katılanlar Türkiye Cumhuriyeti ... ve ... vekillerinin silahlı terör örgütüne üye olma, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek, bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme ve bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarının sanıklar hakkında kurulan hükümler yönünden müsnet suçların niteliği itibarıyla suçtan doğrudan doğruya zarar görmemesi nedeniyle T.C. ..., ... ve Milli Savunma Bakanlığının davaya katılmasına imkan bulunmadığından CMK'nın 279/1-b maddesi uyarınca istinaf başvurusunun reddine dair karar, anılan maddenin son cümlesine göre itiraza tabi olup temyizi mümkün bulunmadığından gereğinin merciince yapılmak üzere dosyanın mahalline İADESİNE,
    Katılan ... vekilinin Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme; katılan ... Cumhuriyeti ... vekilinin ise Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçlarına ilişkin temyiz istemlerinin, yüklenen suçların niteliği itibariyle suçtan doğrudan zarar görmedikleri ve davaya katılma hakları bulunmadığından davaya katılmalarına ilişkin verilen karar hukuki değerden yoksun olup temyize hak vermeyeceğinden katılanlar vekillerinin temyiz taleplerinin CMK'nın 296/1 ve 298/1. maddeleri gereğince REDDİNE,
    Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Öncelikle, sanıkların üzerilerine atılı suçların unsur ve nitelikleri hususunda genel değerlendirme yapılacaktır.
    I) ANAYASAYI İHLAL SUÇU
    Ayrıntıları Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 22.03.2019 tarih 2018/7103 esas, 2019/1953 karar sayılı kararında açıklandığı üzere:
    5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçunun maddi unsuru/tipik eylem, cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye
    Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye elverişli vasıtalarla teşebbüs etmektir.
    Suçun bu amaçla kurulmuş bir örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi, korunan amaçlara matuf fiillerin elverişliliğinin değerlendirilmesi bakımından önem taşımakta ise de, bu husus suçun unsuru değildir.
    Suç, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmak, bu düzen yerine başka bir düzen getirmek veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemek amacına matuf doğrudan genel kast ile işlenebilen bir suçtur.
    Suç tanımında belirtilen amaçları gerçekleştirmeye yönelik bir fiil işlenmesi hususunda iştirak iradeleri bulunan sanıklar hakkında Türk Ceza Kanununun 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçu yönünden iştirakin her şeklinin uygulanması mümkündür, Yüksek Yargıtayın istikrar kazanmış uygulamalarına göre ise; (Ceza Genel Kurulu 10.12.1990 tarih, 9-301/329 sayılı Kararı, Yargıtay 9. Ceza Dairesi 24.03.2011 tarih 869-187, 15.07.2009 tarih ve 2008/21722, 2009/8587, 1999/1673, 2000/345) elverişli nitelikteki belirli bir araç fiilin işlenişine katkı sunmakla birlikte, sunduğu katkı tek başına vahamet arz etmiyorsa ve fail, fiilin işlenişi üzerinde müşterek hakimiyet kurmamışsa niceliği ve niteliği itibariyle bu gibi suçlarda fer'i iştirak hükümlerinin uygulanması mümkün olmadığından, failin sorumluluğunun TCK'nın 309. maddesine yardım etmek olarak değil ve fakat konumu, eylemin niteliği ve delil durumu itibariyle TCK'nın 314/2 ya da 220/6 veya 220/7 maddesi delaletiyle 314/2 veya 315 maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir
    Suça iştirakten söz edebilmek için amaca yönelik bir fiil işleme hususunda iştirak iradelerini ortaya koyan kişilerin hepsinin bu amaçla kurulmuş bir örgütün üyesi olması da gerekmez.
    15 Temmuz 2016 günü, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasal düzeninin değiştirilmesi amacıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensubu olan ve/veya bu örgütsel faaliyeti destekleyen 8.000'in üzerinde askeri personel tarafından savaş uçakları dâhil 35 uçağın, 3 geminin, 37 helikopterin, 74'ü tank olmak üzere 246 zırhlı aracın ve 4.000'e yakın hafif silahın kullanılarak; Cumhurbaşkanına suikasta teşebbüs edilmiş, TBMM ve ... Külliyesi başta olmak üzere birçok stratejik merkez bombalanmış, Başbakanın konvoyuna silahlı saldırı gerçekleştirilmiş, kalkışmaya karşı koyan güvenlik görevlileri ile sokaklara çıkan sivillere devletin silahlı kuvvetlerine ait bu uçak, helikopter, tank ve silahlarla saldırılarak 4'ü asker, 63'ü polis ve 183'ü sivil olmak üzere toplam 250'den fazla kişi şehit edilmiş, 23'ü asker, 154'ü polis ve 2.558'i sivil olmak üzere toplam 2.735 kişi de yaralanmıştır.
    Somut darbe teşebbüsü, TCK'nın 309. maddesinde sayılan amaçlara matuf zarar tehlikesi doğuran vahim eylemler vasfını aşarak, Anayasal düzeni doğrudan ortadan kaldırma neticesine yönelmiş, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğünden ve etkinliğinden istifade edilerek planlanıp uygulanmış, neticesi ve başarısı eş zamanlı,
    senkronize hareketlere bağlı hukuki anlamda tek bir fiil olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle örgütsel koordinasyon veya iştirak iradesi gereğince ve iş bölümü doğrultusunda bulundukları mahal ve konumlarına uygun, amaca hizmet eden ve katkı sunan icrai harekette bulunanların, icra aşamasına geçerek amaç suç yönünden somutlaştığında ve elverişliliğinde tartışma bulunmayan bu fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurdukları gözetilerek TCK'nın 37. maddesi kapsamında "doğrudan fail" olduklarının kabulünde zorunluluk vardır.
    Mensup olduğu örgütle kurduğu bağ nedeniyle örgütsel faaliyet kapsamında işlenen Anayasayı ihlal suçuna ilişkin planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçunu sevk ve idare edenler tarafından verilen emirleri/görevleri kabullenerek ülke çapındaki icra hareketleriyle illi bir değer taşıyan icra hareketlerini gerçekleştirenlerin ya da görev paylaşımı bağlamında henüz sırası gelmemiş icra hareketleri için gerekli hazırlıkları yapanların bu suç yönünden müşterek fail olarak sorumlu tutulmaları gerekmektedir.
    Doğrudan kanuni tanımda öngörülen cebir ve şiddet içeren icrai hareket niteliğinde olmayan, somut zarar tehlikesinin gerçekleşmesini sağlayacak biçimde -faillerle birlikte- fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurmalarını temin edecek fonksiyonel bir mahiyet taşımayan, suç organizasyonu içinde bir iş bölümünün gereği olarak görevlendirilmeleri nedeniyle ika edildiği kanıtlanamayan ancak suçun icrasına başlanmasından sonra katılma iradesini açıkça ortaya koyan, zaman, nitelik ve yakın zarar tehlikesine yaptığı katkı itibariyle bütün olarak darbenin icrasını kolaylaştırmaya yönelen hareketleri gerçekleştiren sanıkların eylemlerinin, 5237 sayılı TCK’nın 309/1 ve 39/2-c maddeleri kapsamında Anayasayı ihlale teşebbüs suçuna yardım etmek suçunu oluşturacağı gözetilmeli, hukuki durumları buna göre tespit edilmelidir.
    TCK'nın 309. maddesinde düzenlenen suç bir somut tehlike suçu olduğundan suçun oluşması için ayrıca bir neticenin gerçekleşmesi aranmamaktadır. Bu itibarla sanığın amaca matuf eylemi ve/veya işlediği elverişli araç suç ile suçun konusu üzerinde meydana gelen somut tehlike arasında illiyet bağının bulunması gerekli ve yeterlidir. Suça teşebbüsün kabulü için aranan elverişli vasıtalarla cebri eylemlere başlanıp başlanmadığı araştırılırken ve vasıtanın elverişliliği takdir edilirken tek tek yapılan eylemlerle amaçlanan hedefler arasında doğrudan doğruya bağ kurmak yoluna gidilemez. Ancak her halükarda ülke genelinde gerçekleştirilmek istenen amaca matuf cebri/icrai fiilin, sanığın bulunduğu mahalde/sorumluluk sahasında da doğrudan doğruya ya da araç suçlar yönünden icrasına başlanması aranmalıdır. Sanığın bu icrai fiile yine icrai bir hareketle katılması mümkün olduğu gibi garantörlük yükümlülüğünü ihmal etmek suretiyle de iştirak edebileceği görülmektedir.
    Bu kalkışmaya iştirak edenlerin eylemlerinin, 5237 sayılı TCK'nın 309, 311 ve 312. maddelerinde düzenlenen suçları oluşturacağında kuşku yok ise de, aynı hukuki değerleri koruyan ve kapsamı itibariyle eylemlerin haksızlık muhtevasını tamamen ortadan kaldıran Anayasayı ihlal suçunun (TCK'nın 309. md.) tüm unsurlarıyla gerçekleştiği somut olayda sanıkların ayrıca, Türk Ceza Kanununun 311. ve 312. maddelerinde düzenlenen suçlardan cezalandırılmaları imkânı bulunmamaktadır.
    Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur (1982 Anayasasının 137/2, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 24/3. maddesi). Askeri hizmete müteallik hususlarda verilen emir bir suç teşkil ederse bu suçun işlenmesinden emri veren mesuldür. Ancak amirin emrinin adli ve askeri bir suç maksadını ihtiva eden bir fiile müteallik olduğu kendisince malum ise, maduna da faili müşterek cezası verilir (1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu 41/3-B).
    Fakat Anayasasının 137/3, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 24/4 ve 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu 41/3-B maddeleri, TCK'nın 30. maddesi bağlamında birlikte değerlendirildiğinde, askeri bir hizmete ilişkin olmak kaydıyla mutlak itaat kuralı gereğince konusu suç teşkil eden emrin yerine getirilmesi halinde de hukuka uygunluk nedenlerinin maddi şartlarında hata kurumunun olaysal olarak değerlendirilmesi ve şartları oluştuğunda uygulanması mümkündür.
    II) ÖZETLE MAHKEME TARAFINDAN KABUL EDİLEN SOMUT OLAYLAR;
    Hazırlık faaliyetleri:
    15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünden önce hücum Helikopter Tabur Komutanı sanık ..., Bölük Komutanı firari sanık ... ile haklarında Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Cumhurbaşkanına suikast girişiminden dolayı kamu davası açılan Tabur Komutanı Yarbay ... ve Alay Komutan Yardımcısı Yarbay ...'ün darbe planlanmasına ilişkin toplantılar gerçekleştirdikleri, bu toplantıların genel olarak ... ile ...'in makam odalarında yapıldığı, yine bu tarihten önce firari sanık ...'in 14.07.2016-15.07.2016 günü Meydan Harekat Taburu nöbetçi subayı olarak görev yapan üsteğmen ... ile görüşerek nöbeti üsteğmen ...'e devretmesini sağladığı, ...'in nöbet görevini 24 saat esasına göre tutması gerekirken firari sanık ...'in talimatı ile saat 17:00'den sonra nöbeti o güne kadar hiç uygulanmamış şekilde alay vardiya nöbetçi subayı olarak görev yapan sanık ...'a devrettirdiği, yine firari sanık ...'in 15 Temmuz 2016 tarihinde nöbet listesinde alay vardiya nöbetçi subayı olarak gözüken üsteğmen ... ile görüşerek nöbeti sanık ...'a devretmesini sağladığı, sanık ...'ın 11-31 Temmuz 2016 tarihleri arasında yıllık izinde olduğu, ancak firari sanık ...'in çağrısı üzerine izninden dönerek nöbeti devraldığı, firari sanık ... ...'ın bu tarihte nöbetçi olarak gözükmemesine rağmen nöbet listesine göre birlik bakım taburu nöbetçi astsubayı olarak nöbetçi gözüken ... ile görüşerek nöbet değişikliği yaptığı, sanık ...'in bu tarihte nöbetçi olarak gözükmemesine rağmen nöbet listesine göre karargah bölüğünde nöbetçi subay olarak gözüken ... ile görüşerek nöbet değişikliği yaptığı, yine sanık ...'ın (...) 01-31.07.2016 tarihleri arasında yıllık izinde olmasına rağmen 12.07.2016 tarihinde 4. Kara Havacılık Alay Komutanlığı'nda alay komutan yardımcısı olarak görev yapan ... tarafından İstanbul'a çağrıldığı ve yüz yüze görüşüldüğü, yapılan görüşmeden sonra sanık ...'ın (...) 15 Temmuz 2016 tarihinde izinde olmasına rağmen alaya geldiği tespit edilmiştir.
    4. Kara Havacılık Alay Komutanlığı'ndaki faaliyetler:
    15 Temmuz 2016 tarihinde mesainin saat 16:00 sıralarında sona erdiği, ancak sanık ...'in herhangi bir vazifesi olmamasına rağmen mesaiden sonra alayda kalmaya devam ettiği, saat 18:00 sıralarında ...'un makam aracı ile hakkında benzer suçtan kamu davası açılmış bulunan 23. Motorlu Piyade Alay Komutanı ...'in yanına gittiği, 15 dakika kadar görüştükleri ve tekrar alaya dönüş yaptığı, 15 Temmuz 2016 tarihinde saat 18:30-19:00 sıralarında firari sanıklar Gençay Böyük ve ...'ın Metro Garden isimli kışla yakınlarında bulunan alışveriş merkezinde firari sanıklar ... ..., ... ve sanık ...'le buluştuğu, ...'un sanık ...'i telefonla araması üzerine Gençay Böyük, ..., ..., ... ... ve ...'in saat 20:20 sıralarında 4. Kara Havacılık Alay Komutanlığı'na bitişik olan 23. Motorlu Piyade Alay Komutanlığı Nizamiyesi'nden üç araçla birbiri peşi sıra giriş yaparak 4. Kara Havacılık Alay Komutanlığı'na geldikleri, 4. Kara Havacılık Alay Komutanlığı'nda nöbetçi amirin ... olduğu, aynı tarihte saat 19:00 sıralarında Türkiye hava sahalarının tüm uçuşlara kapatıldığına ilişkin emrin geldiği, emri sanık ...'ın 4. Kara Havacılık Alay Komutanı ...'e bildirdiği, bu sırada ...'in yanında nöbetçi amir ...'un da olduğu, ...'un uçuş yasağı emrine rağmen dört adet Skorsky ve bir adet UH1 helikopterin uçuşa hazırlanmasını emrettiği, ..., ..., ... ..., ...'in hangarın dışındaki iki helikopteri ve hangarın içindeki iki Skorsky helikopteri uçuşa hazırladıkları, saat 21:35'te 14306 kuyruk numaralı Skorsky helikopteri ile ... ve ...'un teknisyensiz olarak kalkış yaparak ayrıldıkları ve Muğla ili, Marmaris ilçesine geçtikleri; yine 11306, 11308 ve 11309 kuyruk numaralı Skorsky marka helikopterlerin sırası ile saat 21:39, 21:45 ve 21:50'de havalanarak alaydan ayrıldıkları, 11070 kuyruk numaralı UH1 tipi helikopterin ise saat 24:00 sıralarında havalandığı, nöbetçi amir ...'un helikopter ile ayrılmadan önce görevini sanık ...'e devrettiği, ancak yapılan bu işlemlerden alay komutanı ...'in bilgisinin olmadığı, saat 23:15 sıralarında tam teçhizatlı 20-24 kişilik TİM'in 23. Motorlu Piyade Alayı ile 4. Kara Havacılık Alayının kesiştiği noktadan giriş yaparak helikopter pistine geldikleri, sanık ...'in bu sırada helikopter pistinde olduğu ve gelen ekiple görüştüğü, akabinde gelen ekibin alaya iniş yapan Cougar tipi helikopter ile alaydan ayrıldığı,
    Sanık ...'ın helikopterlerin havalanmasından sonra, helikopterlerin havalandığı S70 hangarına geldiği, helikopter hareketliliğini bilmesine rağmen alayda helikopter hareketliliğine ilişkin kendisini arayan kişilere yanıltıcı bilgiler vererek herhangi bir uçuş olmadığını, olağan dışı bir durumun bulunmadığını belirttiği, ayrıca Whatsapp uygulaması üzerinden uçuş olup olmadığına ilişkin sorulan sorulara da benzer şekilde cevaplar verdiği, yine bu uçuş faaliyetlerine ilişkin başta Kara Havacılık Komutanlığı olmak üzere üst birimlere bilgi vermediği, alay komutanı ... ile yaptığı görüşmede üzerlerinden helikopterlerin geçtiğini, ancak 4. Kara Havacılık Alay Komutanlığı'ndan helikopter kalkmadığını belirterek yanıltıcı bilgiler verdiği,
    15 Temmuz 2016 tarihinde darbe faaliyetlerine iştirak eden kişilerin aralarındaki irtibatı sağlamak üzere kurulan "Yurtta Sulh Biziz" isimli Whatsapp grubunun olay akşamı saat 21:15 sıralarında ... ... tarafından kurulduğu, bu gruba sanık ...'in de katılımcı olarak eklendiği,
    Saat 23:10 sıralarında darbe kalkışmasını planlayanlar tarafından "Harekat Yıldırım ve Sıkı Yönetim Direktifi" konulu belgenin 4. Kara Havacılık Alay Komutanlığı'na gönderildiği, belge ekinde "Sıkıyönetim Komutanlıkları Listesi, Sıkıyönetim Mahkemeleri Görevlendirme Listesi, Ankara ve İstanbul Şehirleri Asayiş ve Takviye Planı ile Diğer Atamalar" başlıklı gizli ibareli dokümanların da bulunduğu, "Diğer Atamalar Listesinin" 10. Sayfası 10. sırasında sanık ...'in de isminin bulunduğu, gelen mesajı Muhabere Merkezi Nöbetçi Astsubayı olan sanık ...'ın alarak nöbetçi amir odasında bulunan sanık ...'e götürdüğü, bu esnada odada sanıklar ... ve ...'ın (...) da bulunduğu, sanık ...'in mesajı okuduktan sonra "sıkı yönetim ilan edildi, bundan sonra bu emir geçerlidir, emir komuta değişti, nöbet yerlerini kontrol edin, nizamiyeye giderek nizamiye bölgesinde bulunun, ayrıca alay komutanı gelse dahi içeri almayacaksanız" şeklinde sözler söylediği, telefonla görüştüğü alay komutanı ...'e de sıkı yönetim emrinden bahsederek "gelirseniz siz de olaylara dahil olursunuz, siz bilirsiniz, emre riayet edeceğiz, aksi takdirde suç işlemiş oluruz ve yargılanırız" şeklinde sözler sarf ettiği,
    İzinden dönen sanık ...'ın (...) kendisine ait kamuflaj giysisi odasında olmasına rağmen giymediği, ...'a ait teğmen rütbeli kamuflajı giydiği, o gün için görevli olmamasına rağmen görevliymiş gibi hareket ettiği, acil müdahale mangasına her zamankinden farklı olarak dolu şarjörleri silaha takarak nizamiyeye gönderilmesini emrettiği, yine alay içerisindeki askerlerin koğuşlar bölgesinden çıkmaması yönünde emir verdiği, görevi olmamasına rağmen sanık ... ile birlikte nöbet kulübelerini gezdiği, yan alaydan 20-24 kişilik timin geçişine izin verdiği, nizamiyedeki askerlere "alay komutanı dahi gelse içeri alınmayacağı" ve "yaklaşan olursa ateş edilmesi" yönünde emirler verdiği, sanıklar ... (...) ile ...'in ortak görüşü ile nizamiye kapısı önüne titan aracının çekildiği, sanık ...'in nizamiye önündeki halkın yaklaşması durumunda halka su sıkılması yönünde emir verdiği, ancak sonradan sanık ... (...) tarafından suyun havaya sıkılması yönünde emrin değiştirildiği,
    Alay içerisinde sabaha kadar pek çok hareketliliğin yaşandığı, 16.07.2016 günü saat: 01:30 sıralarında piste iniş yapan helikopterden inen iki şahsın helikopter hangarına girdikleri ve bir müddet sonra tekrar helikoptere binerek havalandıkları, yine saat 03:30 sıralarında Jeep türü 2 askeri aracın 23. Motorlu Piyade Alayından helikopter pistine geldiği, yaklaşık 15 dakika kadar sonra 2 helikopterin piste iniş yaptıkları, bu helikopterlerden tam teçhizatlı ve üniformalı yaklaşık 15 kişinin inerek askeri araçlara bindikleri ve 23. Motorlu Piyade Alayına döndükleri, saat 06:30 sıralarında 23. Motorlu Piyade Alayından SAT komandosu olabileceği değerlendirilen
    iki rütbeli şahsın çıktığı, NATO benzinlik denilen her iki alay arasındaki geçiş noktası olan nöbet yerinden geçtikleri ve ...’un yerini sordukları, sonrasında 4. Kara Havacılık Alay Komutanlığı'na doğru gittikleri, yaşanan bu gelişmelere rağmen alay içerisinde bulunan sanıklar ... (...), ... ve ...'in herhangi bir müdahalede bulunmadıkları, ayrıca 4. Kara Havacılık Alay Komutanlığı pistine inen Cougar tipi helikopterlerin sabaha kadar bir çok kez iniş kalkış yaptıkları, darbe kalkışması faaliyetlerinde bulunmak için Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığından geldikleri anlaşılan MAK timlerinin sevkini sağladıkları, bu helikopterlerin iniş ve kalkışlarında 4. Kara Havacılık Alay Komutanlığı'nda bulunan adı geçen sanıklar tarafından müdahalede bulunulmadığı veya Alay Komutanına bilgi verilmediği,
    Darbe kalkışmasının başarısız olacağının ve emniyet güçlerinin alay komutanlığına müdahale edeceklerinin anlaşılması üzerine sanıklar ... ve ...'ın (...) bir araya geldiği ve saat 04:00 sıralarında alay içerisindeki tel örgülerden atlayarak alaydan ayrıldıkları,
    Saat 07:20 sıralarında Alay Komutanı ...’in diğer bir kısım rütbeli personelle birlikte Nizamiye Kapısından giriş yaptığı, saat 07:30 sıralarında iki adet Jeep türü askeri aracın 23. Motorlu Piyade Alayından giriş yaptıkları ve 4. Kara Havacılık Alay Komutanlığı helikopter pistine yakın yerde durdukları, bu araçlardan askeri personel ve mühimmat indirdikleri, askeri araçların 23. Motorlu Piyade Alayına geri döndükleri, bir süre sonra iki adet Cougar tipi helikopterin alana iniş yaptığı ve askeri personel ile mühimmatları alarak havalandıkları, saat 08:00 sonrasında emniyet güçlerinin nizamiyeden giriş yaptıkları ve 4. Kara Havacılık Alay Komutanlığı'ndaki faaliyetlerin son bulduğu anlaşılmıştır.
    4. Kara Havcılık Alay Komutanlığı'ndan kalkan helikopterlerin faaliyetleri:
    Firari sanık ...'in 15 Temmuz 2016 tarihinde saat 16:00 sıralarında sanıklar ..., ... ve ...'a uçuş olabileceğini söyleyerek hazır olmalarını emrettiği, saat 21:00 sıralarında sanık ...'in sanık ...'yı arayarak alaya çağırdığı, bu sırada Maltepe Park AVM'de beklemekte olan sanıkların çağrı üzerine görevli olmamalarına rağmen hemen alaya geldikleri, alaya gelen sanıklar ..., ... ve ...'ın sanık ... ile karşılaştıkları, sanıkların ...'in emri ile kıyafetlerini değiştirerek üniformalarını giydikleri, yine firari sanık ... ...'ın saat 20:45 sıralarında sanık ...'ü arayarak alaya çağırdığı, sanık ...'ün çağrı üzerine görevli olmamasına rağmen alaya geldiği, sanık ...'ün de kıyafetini değiştirerek üniformasını giydiği,
    11306 kuyruk numaralı Skorsky marka helikopterin 15.07.2016 tarihinde birinci pilotu firari sanık ... ..., ikinci pilotu firari sanık Gençay Böyük ve teknisyeni sanık ... olacak şekilde 4. Kara Havacılık Alay Komutanlığı'ndan havalandığı, firari sanık ... ...'in sivil kıyafetli ve silahlı olduğu, havalanan helikopterin öncelikle Yeşilköy Askeri Havalimanı apronuna iniş yaptığı, 45-50 dakika kadar burada bekledikten sonra tekrar havalandığı ve saat 22:00 sıralarında
    Harp Akademilerine iniş yaptığı, bu birlikten harp akademilerinde görevli Albay ..., Binbaşı ... Keser, Yüzbaşı ... ... ve Yüzbaşı Selim İstanbul isimli askeri personelleri alarak tekrar Yeşilköy Askeri Havalimanı apronuna döndüğü, buradaki personelin helikopterden inerek binaya girdikleri, burada bir müddet bekledikleri, saat 23:30 sıralarında tekrar havalanarak 66. Mekanize Tugay Komutanlığına geçtikleri, saat 23:40 sıralarında silahlı ve teçhizatlı 7 harp okulu öğrencisi ve 15 astsubay öğrencisinden oluşan timi alarak Vatan Caddesinde bulunan İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nü ele geçirmek ve kontrol altına almakla görevlendirilen askeri birliğe takviye amacıyla götürdüğü, helikopterin buraya inmeye çalıştığı, emniyet güçlerinin ateşle karşılık vermesi sebebiyle bunu başaramadığı, iniş yapmak için uygun bir alan aradıkları sırada helikopterin silahçı koltuğunda oturan Binbaşı ...'ün açtığı ateş sonucunda ... isimli vatandaşın şehit olduğu, ... isimli vatandaşın ise yaralandığı, helikopterin daha sonra Fatih Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinin bahçesine iniş yaptığı, helikopterde bulunan timin helikopterden inerek Vatan Caddesinde bulunan ve darbeye iştirak eden diğer birliklere yaya olarak ulaşmaya çalıştığı, helikopterin ise 66. Mekanize Tugay Komutanlığı'na geri döndüğü, saat 04:00 sıralarında helikopterin mürettebatı ile birlikte harp akademilerine gittiği, 17 kurmay subay öğrenci alarak darbe girişimi kapsamında kontrol altına alınmak istenen Doğan Medya Center binasına götürdüğü, binanın bulunduğu yere gelerek iniş yapmaya çalıştığı, ancak emniyet güçlerinin silahla karşılık vermesi üzerine iniş yapamadığı, helikoptere açılan ateş sonucunda helikopterde bulunan Yüzbaşı ... ve Yüzbaşı ...'nin yaralandıkları, iniş yapamayan helikopterin 66. Mekanize Tugay Komutanlığı'na geri döndüğü,
    11308 kuyruk numaralı Skorsky marka helikopterin 15.07.2016 tarihinde birinci pilotu firari sanık ..., ikinci pilotu firari sanık ... ve teknisyeni firari sanık ... ... olacak şekilde 4. Kara Havacılık Alay Komutanlığı'ndan havalandığı, öncelikle Yeşilköy Askeri Havalimanı apronuna iniş yaptığı, darbe kalkışması kapsamında görev için hazır bekletildiği, darbe kalkışmasına müdahale eden emniyet güçlerinin ve tepki gösteren vatandaşların gelmesi ve çatışmaların başlaması üzerine helikopterin havalanarak 66. Mekanize Tugay Komutanlığı'na iniş yaptığı,
    11309 kuyruk numaralı Skorsky marka helikopterin 15.07.2016 tarihinde birinci pilotu firari sanık ..., ikinci pilotu sanık ... ve teknisyeni sanık ... olacak şekilde 4. Kara Havacılık Alay Komutanlığı'ndan havalandığı, havalanan helikopterin öncelikle Yeşilköy Askeri Havalimanı apronuna iniş yaptığı ve hazır vaziyette görev beklediği, yarım saat sonra verilen talimatla havalanarak Kuleli Askeri Lisesine gittikleri, Kuleli Askeri Lisesinden 1 Yarbay (...) ve 2 Yüzbaşı (... ve ...) askeri personeli alarak havalandıkları, Yeşilköy Askeri Havalimanı apronuna iniş yaptıkları, bu 3 rütbeli personelin hava limanında hava kuvvetlerinden gelen yüksek rütbeli subaylarla görüştükleri, daha sonra helikopterin bu şahısları alarak Kuleli Askeri Lisesine
    bıraktığı, yeniden havalanarak Yeşilköy Askeri Havalimanı apronuna geri döndüğü, bir süre sonra gelen emir üzerine 1. Ordu Komutanlığına gittiği, bir müddet bekledikten sonra Yeşilköy Askeri Havalimanı apronuna geri döndüğü, daha sonra Vatan Caddesinde bulunan İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü yerleşkesini kontrol altına almaya çalışan askeri birliği takviye etmelerine ilişkin emir üzerine tekrar havalanarak buraya geldiği, bina etrafında birkaç tur atarak iniş yapmaya çalıştığı, emniyet güçleri tarafından ateş açılması üzerine helikopterin isabet aldığı, sanıkların isabet alan helikopter ile saat 01:30 sıralarında olay yerinden ayrılarak Yeşilkoy Askeri Havalimanı apronuna geri döndüğü, darbe kalkışmasına müdahale eden emniyet güçlerinin ve tepki gösteren vatandaşların gelmesi ve çatışmaların başlaması üzerine diğer helikopterlerle birlikte havalanarak öncelikle 47. Motorlu Piyade Alayına iniş yaptığı, yanlış bölgeye indiklerini fark ederek tekrar havalandıkları ve darbe girişimine iştirak eden diğer helikopterlerin de bulunduğu 66. Mekanize Tugayına iniş yaptığı,
    11070 kuyruk numaralı UH-1 marka helikopterin 15/07/2016 tarihinde birinci pilotu firari sanık ... Uçan, ikinci pilotu sanık ... ve teknisyeni firari sanık Bilal Kurugül olacak şekilde 4. Kara Havacılık Alay Komutanlığından havalandığı, havalanan helikopterin öncelikle Yeşilköy Askeri Havalimanı apronuna iniş yaptığı ve hazır vaziyette görev beklediği, darbe kalkışmasına müdahale eden emniyet güçlerinin ve tepki gösteren vatandaşların gelmesi ve çatışmaların başlaması üzerine helikopterin havalanarak 66. Mekanize Tugay Komutanlığı'na gittiği,
    11306, 11308, 11309 ve 11070 kuyruk numaralı helikopterlerin 66. Mekanize Tugay Komutanlığı'nda iniş yaptıktan sonra Bilal Kurugül, ..., ..., ... ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ... ve ...'ın Tugay Harekat Merkezinin Tugay Karargah Binasında toplandıkları, 16 Temmuz 2016 günü saat 04:30 sıralarında emniyet güçlerinin 66. Mekanize Tugay Komutanlığına müdahalesi sonrasında çatışma çıktığı, adı geçen 12 kişinin binadan çıkarak 11308 kuyruk numaralı helikoptere bindikleri, Şile'de ormanlık bir alana iniş yaptıkları, burada darbe girişimi ile alakalı bilgi almak amacıyla bekledikleri, darbenin başarısız olduğunun anlaşılması üzerine firari sanıklar Bilal Kurugül, ..., ..., ... ..., ..., ..., ... ... ve ...'ın helikopter ile Yunanistan'a kaçmaya karar verdikleri, helikopter ile firar ederek yasal olmayan yollarla Yunanistan'ın Dedeağaç Havalimanına kaçtıkları, diğer sanıklar ..., ..., ... ve ...'in ise bulundukları yerde kaldıkları, sonrasında sanık ...'nın babasının gelerek adı geçen dört sanığı Şile'den aldığı, adı geçen sanıkların aynı gün alaya geldikleri saptanmıştır.
    III) SANIKLARIN HUKUKİ DURUMUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ;
    a)Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ...(...) hakkında Anayasayı ihlal suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden;
    Somut darbe teşebbüsü, TCK'nın 309. maddesinde sayılan amaçlara matuf zarar tehlikesi doğuran vahim eylemler vasfını aşarak, Anayasal düzeni doğrudan ortadan kaldırma neticesine yönelmiş, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğünden ve etkinliğinden istifade edilerek planlanıp uygulanmış, neticesi ve başarısı eşzamanlı, senkronize hareketlere bağlı hukuki anlamda tek bir fiil olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle örgütsel koordinasyon veya iştirak iradesi gereğince ve iş bölümü doğrultusunda bulundukları mahal ve konumlarına uygun, amaca hizmet eden ve katkı sunan icrai harekette bulunanların, icra aşamasına geçerek amaç suç yönünden somutlaştığında ve elverişliliğinde tartışma bulunmayan bu fiil üzerinde müşterek hakimiyet kurdukları gözetilerek TCK'nın 37. maddesi kapsamında "doğrudan fail" olduklarının kabulünde zorunluluk vardır.
    Bu nedenle örgüt yönetimi tarafından alınan suç işleme kararı ve yapılan planlama doğrultusunda, suçun icrasında üstlendikleri rolleri, her birinin suçun icrasına ilişkin etkin, fonksiyonel katkıları da göz önünde bulundurulduğunda fiil üzerinde ortak hakimiyet kuran sanıkların “müşterek fail” olarak TCK'nın 309. maddesinden mahkumiyetlerine dair verilen kararlarda,
    b)Sanık ... hakkında Anayasayı ihlale teşebbüs suçuna yardım etmek suçundan kurulan mahkumiyet hükmü yönünden;
    15.07.2016 günü 4. Kara Havacılık Alay Komutanlığı'nda nöbeti bulunmadığı, 13.07.2016 günü ...'ı arayarak 15.07.2016 günlü nöbetini kendisi ile değişmesini rica ettiği, ...'ın da bunu kabul ettiği, olay tarihinde karargah bölüğünde nöbetçi subay olarak görev aldığı, nizamiye bölgesinde bulunduğu sırada sanık ...'ın (...)"alay komutanı dahi gelse içeri alınmayacak" şeklinde emir verdiği, nizamiye kapısına girişi engelleyecek şekilde araç yerleştirdiği, tüm bu gelişmeler sırasında sanık ...'in sanık ...'ın (...) yanında olduğu, herhangi bir beyanda ve müdahalede bulunmadığı, yine sanık ...'ın (...) birlik içerisine yabancı helikopterlerin iniş ve kalkışlarına müsaade ettiği ve komşu 23. Motorlu Piyade Alayından tam teçhizatlı gelen askerlerin alaya giriş yaparak birlik içerisine inen helikopterlere binmesine izin verdiği, sanık ...'in tüm bu eylemlere göz yumduğu, durdurmaya/engellemeye yönelik bir girişimde bulunmadığı, gayrı resmi birlik nöbetçi amirliğini üstlenen sanık ...'in sıkı yönetim ilan edildiğine dair bildirimi aldığında yanında bulunduğu, darbe teşebbüsü faaliyetlerini gördüğü halde engel olacak herhangi bir girişim ortaya koymadığı ve bu durumu hiyerarşik amirlerine bildirmediği, birlik içerisinde rol üstelenen sanıklar ... ve ...'ın (...) eylemlerini kolaylaştırdığı nazara alınarak;
    Sanığın darbe girişiminden haberdar olmadığı ve emir komuta zinciri kapsamında eylemlerini gerçekleştirdiği yönündeki savunmasına itibar edilemeyeceği cihetle, dosya kapsamına yansıyan ve kararın somut olayın değerlendirilmesi kısmında bahsedilen bu sanığa ait eylemlerin, neticenin/somut zarar tehlikesinin gerçekleşmesini sağlayacak biçimde faillerle birlikte fiil üzerinde müşterek hakimiyet kurmasını temin edecek fonksiyonel bir mahiyet taşımadığı, bu kapsamda müsnet suç
    yönünden TCK'nın 37. maddesi kapsamında fail olarak sorumlu tutulamasını gerektirmeyeceği, ancak suçun icrasına başlanmasından sonra katılma iradelerini açıkça ortaya koyan sanığın hareketlerinin, zaman, nitelik ve yakın zarar tehlikesine yaptığı katkı itibariyle bütün olarak değerlendirildiğinde darbenin icrasını kolaylaştırmaya yönelik olduğu, bu nedenlerle adı geçen sanığın sübutu kabul edilen eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nın 309/1 ve 39/2-c maddeleri kapsamında Anayasayı ihlale teşebbüs suçuna yardım etmek suçunu oluşturduğunun kabulünde,
    c)Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan mahkumiyet hükmü yönünden;
    Sanık hakkında tanık ...'ın sanığın FETÖ terör örgütü ile irtibatlı olduğu, örgütsel sohbetlere gittiği ve bu durumu 17-25 aralık sürecinden sonra da devam ettirdiği yönünde beyanda bulunduğu, bu veriler altında sanığın darbe teşebbüsüne katıldığının sübuta ermediği, "17-25 aralık sonrasına kadar FETÖ terör örgütünün faaliyetlerin çerçevesinde sohbetlere katılması" eyleminin ve tanık ...'ın "... bana olaydan bir gün önce abiler geldi, yarın nöbetçi ol ve ...'un dediklerini yap dedi" şeklindeki beyanı dikkate alındığında darbe teşebbüsüne katıldığına ilişkin icrai bir hareketi tespit edilememesi karşısında silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan verilen mahkumiyet hükmünde,
    d)Sanıklar ... ve ... hakkında Anayasayı ihlal, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmayı engellemeye teşebbüs etme, sanık ... hakkında Anayasayı ihlal, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmayı engellemeye teşebbüs etme ve örgüt adına suç işleme, sanık ... hakkında bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme, bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürmeye teşebbüs etme suçlarından kurulan beraat hükümleri yönünden;
    Sanıklar ..., ... ve ... için üzerlerine yüklenen suçları işlediklerini gösterir, her türlü şüpheden uzak, mahkumiyetlerine yeterli, inandırıcı ve kesin delil elde edilemediğinden, "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi de gözetilerek üzerlerine yüklenen suçları işlediklerinin sabit olmaması, sanık ... için üzerine yüklenen suçların sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması nedeniyle kurulan beraat hükümlerinde,
    Bir isabetsizlik görülmemiştir.
    IV) SONUÇ:
    Yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda;
    Sanıklar ..., ..., ...(...), ..., ..., ...,... ve ... hakkında; ilk derece mahkemesinin; Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükumetini
    ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından, 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi uyarınca ''ceza verilmesine yer olmadığına'' karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
    1)Sanıklar ... ve ... hakkında Anayasayı ihlal, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmayı engellemeye teşebbüs etme, sanık ... hakkında Anayasayı ihlal, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmayı engellemeye teşebbüs etme ve örgüt adına suç işleme, sanık ... hakkında bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme, bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürmeye teşebbüs etme suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı, Türkiye Büyük Millet Meclisi vekili ve T.C. ... vekilinin CMK’nın 302/1. maddesi gereğince sair temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükümlerin ayrı ayrı ONANMASINA,
    2)Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ...(...) hakkında Anayasayı ihlal, sanık ... hakkında Anayasayı ihlale teşebbüs suçuna yardım, sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz istemlerinin incelenmesinde;
    Sanık ... yönünden suç tarihinin temadinin kesildiği yakalanma tarihi olan “28.07.2016” yerine gerekçeli karar başlığında “15.07.2016” olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiştir.
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar ..., ..., ..., ...(...), sanıklar ..., ..., ..., ...(...), ..., ..., ... ve ... müdafileri, bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı, katılanlar Türkiye Büyük Millet Meclisi ve T.C. ... vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde
    görülmediğinden CMK'nın 302/1 maddesi gereğince temyiz davalarının esastan reddine, ancak;
    Duruşmada SEGBİS vasıtasıyla kaydedilen savunmalara ilişkin SEGBİS çözüm tutanağı düzenleyen bilirkişilere ödenen ücretin yargılama gideri olarak sanıklara yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı olup sanıklar ..., ..., ..., ...(...), sanıklar ..., ..., ..., ...(...), ..., ..., ... ve ... müdafileri ile bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı, Türkiye Büyük Millet Meclisi vekili, T.C. ... vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenle BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden yargılamayı gerektirmeden CMK'nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün (O) bendinin son cümlesi eki olan hükmün son sayfasındaki yargılama gideri listesinde yer alan bilirkişi ücretleri kısımlarındaki "9.150,48TL" ibarelerinin çıkartılıp, yerine ''7.105,38TL" ibaresinin yazılması suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan mahkumiyet hükümlerinin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    3)Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan beraat, sanık ... hakkında ise Anayasayı ihlale teşebbüs suçuna yardım yönünden verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    A)Sanık ... yönünden;
    Firari sanık ...’in çağrısı üzerine kışlaya intikal eden, sonrasında taburun önünde onunla görüşen ve dosya sanığı Yarbay ...’in emri ile askeri tulumunu giyen sanığın, dosyadaki bilgi ve belgeler, güvenlik kamerası görüntüleri ile özellikle tanık ...'ın "23.00-00.00 sıralarında ...'ün gazinoya geldiğini, sabaha kadar kaldığını, gazinoda uyuduklarını, kendisi uyandığında ...'ün gazinoda olmadığını, ...'ün tulumlu olduğunu, ne için alaya geldiğini bilmediğini, darbeyle alakalı aralarındaki konuşmada ...'ün kendisine ''şuanda ne oluyor'' diye sorduğunu, kendisinin de ''ne oluyor komutanım'' diye cevap verdiğini, ...'ün de ''şuanda darbe girişimi oluyor'' şeklinde cevap verdiğini, başka bir şey konuşmadıklarını, birlikte sigara içerken ''şuanda bir Skorsky gelmesi lazım'' tarzında bir şey söylediğini, ancak saati hatırlamadığını, yarım saat sonra bir Skorsky'nin geldiğini, ancak iniş yapmadan yere 1 metre kala havalandığını ve gittiğini, kendisinin gelen helikoptere bineceğine ilişkin bir beyanının olmadığını, giden helikopter için ...'ün ''ne yapıyor ya bu'' şeklinde konuştuğu, yine ... yarbayın ne zaman geleceğini sorduğunda, ''sabaha kadar gelmez'' şeklinde cevap verdiğine'' yönelik anlatımları nazara alındığında; dosya kapsamına yansıyan eylemlerinin, icra hareketlerinden önce örgütsel organizasyon içinde yer alarak darbe girişiminden haberdar olduğuna ve suç işleme kararı ile darbe eylemine katıldığının kanıtlanamaması da gözetildiğinde teşebbüs aşamasına ulaşmadığı, sanığın eylemlerinin işlenmekte olan amaç suç yönünden hazırlık hareketi niteliğinde
    kaldığının kabulünde zorunluluk bulunduğu, bu anlamda sanığın eylemlerine uyan ve bu suçun hazırlık hareketini suç sayarak yaptırıma bağlayan TCK'nın 314/2. maddesinde düzenlenen terör örgütüne üye olmak suçundan cezalandırılması gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde beraatine kararı verilmesi,
    B)Sanık ... için;
    1)FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün yönetimi tarafından planlanan genel darbe planı çerçevesinde kendilerine verilen ve ülke çapında gerçekleştirilen anayasal düzeni ihlal suçunun icra hareketleriyle de illi bir değer taşıyan emri/görevi kabullenerek olay tarihinde, bölük komutanı olan sanık ...'in çağrısı üzerine birliğe gelen sanığın;
    Birlikte görevli ...'in yerine vardiya nöbetçiliği görevini üstlendiği, saat 19:00 sıralarında hava trafiğinin uçuşa yasaklandığının kendisine bildirildiği, bu emri alay komutanı ...'e ilettiği, alay komutanının emrin kendilerine bağlı terörle mücadele birliklerine iletilmesini söylediği, ancak sanığın bu emri söz konusu birliklere iletmediği, aynı akşam saat 21:50'ye kadar 4 helikopterin birlikten havalandığı, kamera kayıtlarına göre sanığın helikopterlerin havalandığı S70 hangarına geldiği, sanığın da helikopter sesi duyarak hangara geldiğini ikrar ettiği, sanığın kalkan helikopterlerden haberinin bulunmasına rağmen kendisini arayarak olağan dışı bir durum olup olmadığını soran alayda görevli ... ve ...'ya olağan dışı bir durumun olmadığını ve uçuş faaliyeti bulunmadığını bildirdiği, yine sanığın da dahil olduğu Whatsapp grubunda uçuş faaliyetlerine ilişkin sorulan soruya herhangi bir hareketlilik bulunmadığı şeklinde mesajlar yazdığı, ayrıca alay komutanına da alay içerisinde helikopter kalkışı olmadığı yönünde yanıltıcı bilgiler verdiği anlaşılmakla;
    Sanığın dosya kapsamına yansıyan ve genel darbe planı çerçevesinde örgütsel kordinasyon veya iştirak iradesi gereğince ve iş bölümü doğrultusunda bulunduğu mahal ve konuma uygun amaca hizmet eden ve katkı sunan icrai hareketlerden olduğu, amaç suç yönünden elverişliliğinde tartışma bulunmayan sanığın bu eylemlerinin Anayasayı ihlal suçunu teşkil ettiğinde kuşku bulunmamasına, suçun icra hareketlerini müşterek fail olarak gerçekleştiren sanığın, konumu, rütbesi ve mesleki tecrübesi itibariyle haklarında TCK'nın 24/1-4 ve 30. maddelerinin tatbik şartlarının bulunmadığı da gözetilerek fiil üzerinde ortak hakimiyet kurduğunun kabulü ile “müşterek fail” olarak TCK'nın 37. maddesi delaletiyle 309. maddesi gereğince mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken delillerin takdir ve değerlendirmesinde hataya düşerek yazılı şekilde Anayasayı ihlale teşebbüs suçuna yardımdan hüküm kurulması,
    2)Kabul ve uygulamaya göre;
    Duruşmada SEGBİS vasıtasıyla kaydedilen savunmalara ilişkin SEGBİS çözüm tutanağı düzenleyen bilirkişilere ödenen ücretin yargılama gideri olarak sanıklara yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı, sanık ... yönünden bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet
    savcısının, sanık ... yönünden sanık ve müdafii ile bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısı, Türkiye Büyük Millet Meclisi vekili ve T.C. ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı hükmün CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, tutuklu sanık ...'ın bozma gerekçesi, ceza miktarı, mevcut delil durumu, suç vasfı ve tutuklulukta geçen süre dikkate alınarak tahliye talebinin reddi ile tutukluluk halinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi