Esas No: 2021/6419
Karar No: 2022/347
Karar Tarihi: 19.01.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/6419 Esas 2022/347 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı, kullanım kadastrosu sırasında 2103 ada 24 parsel sayılı taşınmazın orman sınırları dışına çıkarıldığını ve Hazine adına tescil edildiğini belirtmiş ancak davacı, taşınmazı uzun yıllardan beri kullanmış ve meyve ağaçlarını kendisi dikmiştir. Mahkeme, yapılan yargılama sonucunda taşınmazın zilyetliğinin davacıda olduğuna karar vermiştir. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi, davacının taşınmazda ekonomik amaca uygun olarak fiili zilyetliği olmadığı sonucuna vararak dava reddedilmiştir. Temyiz başvurusunda yerinde görülmeyen itirazlar reddedilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.
Kanun Maddeleri: 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi, HMK'nin 353/(1)-b.2, 6100 sayılı HMK'nin 370. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında ... Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davalı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş olup, bu kez davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kullanım kadastrosu sırasında, ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 2103 ada 24 parsel sayılı sayılı taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı, tutanağa ekli krokide (a) harfi ile gösterilen 500 m2'lik kısmının bahçe olarak ismail oğlu ...'nun fiili kullanımında olduğu, (b) harfi ile gösterilen 247,19 m2'lik kısmının ise kullanıcısının olmadığı şerhi yazılarak bahçe vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı ... vekili, taşınmazın müvekkili olan davacı tarafından uzun yıllardan beri kullanıldığını, ağaçların davacı tarafından dikildiğini açıklayarak, davalı adına olan tespitin iptaline ve taşınmazın davacı adına tespit ve tesciline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; dosyada toplanan tüm bilgi ve belgeler, dinlenen mahalli bilirkişi, tespit bilirkişisi ve taraf tanıkları beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, dava konusu taşınmazın mahalli bilirkişi ve davacı tanıkları beyanlarına göre, evveliyatının davacı ...'in babası ... ...'e ait olduğu ve meyve ağaçlarının onun tarafından dikildiği, tespit bilirkişi beyanlarına göre ise dava konusu taşınmazın ...'ya ait olduğu ve meyve ağaçlarının onun tarafından dikildiği, davalı ...'nun dava konusu taşınmazı hiçbir zaman kullanmadığı, davacı tanığı ...'nın beyanına göre ise, dava konusu taşınmazın ... ...'e ait iken oğlu davacı ...'e geçtiği, davalı ...'nun ...'dan senet ile satın aldığı taşınmazı senet tarihi olan 1996 yılından itibaren hiçbir zaman kullanmadığı, söz konusu arazinin bizzat senedi düzenleyen senet tanığı ...'nın beyanlarına göre de, yol kenarında olduğu ve yolun genişletilmesi sebebiyle karayollarına gittiği, fen bilirkişinin dosyaya sunduğu 22.11.2017 tarihli rapor ekindeki 4 ve 5 nolu krokilerde senedin sınırlarına göre uygulama yapıldığında, davacının almış olduğu kısmın karayolu kamuşlaştırma sahası içinde kaldığının sabit olduğu anlaşıldığından, dava konusu taşınmazda davalı ...'nun Ek 4 maddesi düzenlemesine göre gerek tespit tarihinde gerekse daha önce zilyetliğinin olmadığının sabit olduğu ve taşınmazın davacı ... ...'in kullanımında olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, dava konusu 2103 ada 24 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaline, taşınmazın aynı ada ve parsel numarası altında kadastro tespitindeki miktarı ve niteliği ile ... adına tespit ve tesciline, tapuların beyanlar hanesine, "6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır. İş bu taşınmaz meyve bahçesi olarak ... oğlu ...'in kullanımındadır." şerhinin eklenmesine karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince, kullanım kadastrosu sırasında beyanlar hanesinde kullanıcı olarak gösterilebilecek kişilerin, kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmazı ekonomik amacına uygun olarak fiilen zilyet olarak kullanan kişiler olacağı, somut olayda davacının kadastro çalışmaları sırasında ve öncesinde dava konusu taşınmazda ekonomik amaca uygun olarak fiili zilyetliği bulunmadığı, taşınmazın öncesinin dava dışı ...'nın zilyetliğinde olduğu ve taşınmaz üzerindeki meyve ağaçlarının da tarafınca dikildiği, öncesinde taşınmaz üzerinde bulunan reklam panoları hususunda kira sözleşmesinin ... tarafından yapıldığı, gerek dosya arasındaki delil dosyasından gerekse eldeki davada yapılan keşif ve dinlenen yerel bilirkişi, tespit bilirkişisi ve tanık beyanlarından anlaşıldığı, davacının yargılama sırasında sunduğu senedin de dava konusu yere uymadığının dosya kapsamından sabit olduğu, eldeki davada taşınmazın zilyedi olduğunu ispat yükü davacıya ait olup davacının zilyetlik olgusu üzerinde durulması gerektiği, zilyetlik olgusu davacı tarafça ispat edilemediğine göre, davacı tarafın zilyetliğe dayalı talebinin yerinde olmadığı dikkate alınmadan yerel mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgı ile yazılı gerekçeyle kabul kararı verilmesinin doğru olmadığına işaret edilerek, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, ... Kadastro Mahkemesinin 2016/73 Esas, 2018/32 Karar sayılı ve 21.03.2018 tarihli kararının HMK'nin 353/(1)-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın reddine, dava konusu 2103 ada 24 parselin tespit gibi 2/B vasfı ile ... adına tapuya kayıt ve tesciline, tapunun beyanlar hanesine "İş bu taşınmazın tutanağa ekli krokide A harfi ile gösterilen 500 m2'lik kısmının bahçe olarak İsmail oğlu ...'nun fiili kullanımında olduğu, B harfi ile gösterilen 247,19 m2'lik kısmının ise kullanıcısının olmadığı" na ilişkin şerh verilmesine karar verilmiş ve iş bu karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirmesine göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 44.40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 36.30 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına, 19.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.